The Queen Eternal Monarch [JENLİSA] (G!P)

Bölüm 52

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın😙

İyi Okumalar❤️

Jennie

Muhafızlar kollarını bırakıp hemen yere kapanmışlardı.

X: Majesteleri!

Lisa ise sinirle ayağa kalkmış ve yerde eğilen Muhafızlara bakmaya başlamıştı. Biraz sonra bana döndü.

Gözlerim yavaşça dolarken yüzünü ellerimin arasına alıp, okşamaya başladım.

J: Lisa...

O ise hiçbir tepki vermemiş ve anlamsız bakışlarla bana bakmaya devam etmişti.

J: Biliyordum, şükürler olsun biliyordum.

Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken, Lisa kollarını sıkıca belime sardı.

J: Yaşadığın-ı biliyordum.

Titreyen ellerimi ensesinde birleştirip, yüzümü boynuna gömdüm.

Sıkıca ona sarılıyordum, tıpkı onun bana sarıldığı gibi.

Geri çekildiğimde ışıldayan yeşillerle karşılaştım. Kaşının kenarında, yanağında ve alnında derin yara izleri olduğunu görmüştüm. Kesik bir nefes aldığım esnada, göğüs kafesim sıkıştı.

Gözlerindeki ışıltı bir anda öfkeye dönerken tek elini sıkıca boynuma sardı.

Nefesim kesildiğinde ellerimi eline götürerek itmeye çalıştım. Sırtımı sertçe duvara çarptığı esnada yüksek sesle inledim. Bu sefer çenemi kavrayıp sıkmaya başladığında beni önüne alarak sırtıma küçük bir bıçak dayamıştı.

L: Şimdi kes sesini, canını yakmayayım.

J: Lis..-

Belimi sertçe sıkarak bağırdı;

L: Kes sesini!

Muhafızlar korkuyla bize bakarken silahlarını çıkarmışlardı.

L: Geri gidin... geri gidin lan!

Dediğini yapıp bir kaç adım geri gittiler.

L: Bırakın silahlarınızı.

İkiletmeden bıraktılar. Lisa'nın dudaklarını kulağımda hissettim.

L: Bunlar sana net ihanet eder bu arada, baksana ikiletmeden dinlediler beni.

Boynumdaki kolyeyi sertçe kopardı.

Saçlarımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdığında ona doğru dönüp korkuyla konuştum.

J: Lisa-a, ne yapıyorsun?

Dudaklarını dişleyip alayla gözlerime baktı.

L: Canını yaktım biraz kusura bakma.

Ben ne olduğunu anlamadan sırtımda bir acı hissettiğimde dizlerim yerle buluştu. Muhafızlar hemen yanıma gelip beni kaldırmıştı.

J: Lisa!

Kaçıyordu. Şapkasını kafasına takıp kapıya doğru koşmaya başladığı sırada içeri giren Chaeyoung'a çarpmıştı. Chaeyoung ensesine doğru sert bir darbe indirdiği sırada yere düştü.

Ayağıyla karnına tekme atmaya hazırlandığı sırada bağırdım;

J: Chaeyoung dur! Dur, dur o Lisa.

Chaeyoung'un öfkeli yüzü saniyeler içine şaşkın bir hal aldığı sırada koşarak yanına gittim ve yere eğildim.

Kafasındaki şapkayı çıkararak yüzünü bana dönmesini sağladım. Chaeyoung'da benim gibi dizlerini yere koyarak Lisa'ya bakmaya başladı.