12 | my kingdom

9.3K 1.3K 1.2K
                                        

"Sonraki kral, Evian."

Sinirle ellerini yumruk yapan Elvira, boş gözlerinde tek bir duygu belirtisi göstermeyen Evian, kız kardeşinin iyi olup olmadığını kontrol eden Elias ve yüzünde ilginç bir gülümseme oluşan Bertina...

Üç kelimelik bir cümle, herkeste farklı duygular oluşturmuştu.

Peki, Evian'ın kararını ne değiştirmişti ki?

Halk şaşkınlıktan çıkarak sevinç içinde bağırmaya başlamıştı. Evian buna rağmen gülümsemiyordu, kardeşleri de aynı şekilde. Ben ise hala şaşkın, bir o kadar kafası karışıktım.

Yutkundum ve etrafımdaki insanlara bakındım. Kalabalığın bana biraz uzak olan kısmında Paul, Hoseok, Seokjin ve Namjoon'u gördüm. Onlar da sevinç gösterisi yapmayan tek kişilerdi. Benim gibi şaşkınlardı, birbirlerine bakıyorlardı kaşlarını çatarak.

Kalabalıkta biraz daha göz gezdirdiğimde hemen hemen herkes sevinçliydi aslında. Kötü karşılayan yoktu.

Kalabalığın dışında, bir binanın arkasında gizlenerek Evian'a gözlerini dikmiş, siyah pelerinli biri hariç.

Kaşlarımı çattım gördüğüm kişi ile. Kalabalığın olmadığı uzak kalan yerde, iki birbirine çok yakın binanın dar arasında, duvarın yanındaydı. Siyah bir pelerin vardı ve pelerinin şapkasıyla kafasını kapattığından, yüzü görünmüyordu. Kadın mı erkek mi çözemiyordum da. Yalnızca durmuş, Evian'a gözlerini dikmiş halde bakıyordu diğerlerinin sevinçleri aksine.

Kim olduğunu bilmediğim gizemli kişinin kafasını aşağı indirişinden gözlerini bu sefer kalabalıkta gezdirdiği anlaşılıyordu. Kafasını iki yana yavaşça oynatmasından da birisini arar gibi kalabalığı incelediği de. Ancak sonuçsuz kalarak bir elini havaya kaldırdı kafasının yanında. Bunu neden yaptığını anlamaz halde izlemeye devam ettim. Avuç içi, içinde olduğum kalabalığa bakıyordu. Ardından durdu, pek göremediğim dudaklarının oynadığını gördüm ve açtığı elini birden sanki bir şeyi sıkar gibi kapattı sımsıkı.

Onun avucunu sıkması ile kalbime saplanan dayanılmaz ağrı yüzünden ondan gözlerimi çekmek ve istemsizce sesli inlemek zorunda kalmıştım. Acıyla gözlerimi yumdum ve elimi kalbime götürüp gömleğimi sıkarkan iki büklümdüm.

Sikeyim, bu da neydi?

"İyi misiniz?"

Yanımdaki tanımadığım bir kadının sesini duyarken öksürmüştüm birkaç kez. Sanki kalbimi birisi sıkıyormuş gibiydi gerçekten. Çevremdeki gözler bana dönmüştü endişeyle.

Ve birden sanki kalbimdeki el gitmiş gibi rahatladığımda nefes nefese kalmış bir halde elim hala göğsümü ovalarken korkuyla etrafa bakındım o kişiyi görme amacıyla. Çok korkunçtu. Gerçekten.

Dolu gözlerim onu bulduğunda dikkatini çektiğimi, bana baktığını anlamıştım. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Yüzünü görmediğim kişi, birden arkasını dönmüş ve bulunduğu araya girip gitmişti hiçbir şey yapmadan. Meraklandım. Neden böyle bir şey yaptığını ve kim olduğunu merak ederek yetişme amacı ile hızla sıyrıldım kalabalığı ittirerek. Sonunda çıktığımda o araya doğru koştururken, kolumu tutan el beni durdurmuştu. Kafamı çevirip beni durduran kişiye baktım.

Namjoon.

"Senin burada ne işin var?!"

Yanındakiler de diğerleriydi ve yakalanmıştım işte. Bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Paul hariç. O kızgın görünüyordu.

"En sevdiğim takım elbiseyi nasıl giyersin?!"

------------

Oturduğum koltukta suçlu bir çocuk gibi bacaklarımı sallarken, Evian'a da beni ispiyonlayarak getirdikleri evimizdeydik. Gelene kadar tek bir kelime etmemişlerdi. Ancak şuan karşımda kollarını bağlayarak bana sinirle bakan Evian birden fazla kelime edecekti birazdan.

evian ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin