16 | what is soulmate?

8.5K 1K 1K
                                    

Uyandım, yalnız başıma.

Gece yaptığım şeyin utancı ile yataktan kalkamadım.

Tanrım... gerçekten öpmüştüm onu!

Derin bir nefes alıp verdim ve kendime küfür ede ede, biraz daha burada kalırsam illaki dikkat çekeceğimi bilerek kalktım yataktan.

Dün, uyumam için sarılmıştı bana...

Yataktan kalkarak odadan çıkmak ve çıkmamak arasında gidip gelirken oflayarak çıkma kararı aldım.

Gördüğüm kabus aklımdan çıkmıyordu.

İki kolumdan birden tutularak sürüklenmiştim dar bir koridorda, ve her yerim dehşet bir acı içindeydi. O an hissettiğim nefreti sanki gerçekmiş gibi iliklerime kadar hissetmiştim. Acı içinde onun ismini bağırıyordum; Evian.

Bu nasıl bir kabus böyle?

Kabuslara çok da anlam yüklemek istemiyordum. Sonuçta herkes saçma rüyalar görebilirdi.

Odanın kapısına doğru sürüne sürüne gittim ve kapıyı açarak çıktım odadan. Evian neredeydi bilmiyordum, ama şuan gözüme çarpan tek şey karşı odaydı.

Çalışma odası.

Kapısı aralıktı.

Evian'ın sır gibi sakladığı odaydı bu. Girmeme, görmeme izin vermiyordu. Ve tam şuan karşımda kapısı aralıktı.

Etrafıma bakındım önce ve kimsenin olmayışıyla, tereddütle de olsa bir adım attım. Sonra birkaç adım daha attım ve kapıyı parmağımla ses çıkarmamaya çalışarak ittirdim.

Tam olarak aralamak istemiyordum. Kapılar tahta olduğundan ses çıkarabilirdi. Bu yüzden birazcık itip yalnızca kafamın gireceği şekilde araladığımda, kafamı içeriye sokarak geniş odaya bakındım.

Kitaplarla doluydu burası.

İki farklı çalışma masası vardı. Bu evdeki en geniş odalardan biriydi ve bu masalardan biri boşken, diğeri kitaplarla doluydu.

Her yer kitaptı. Yerden tavana kadar, tüm duvarlar kitaplıktı.

Resmen kütüphaneydi burası.

Şok içinde ağzım açılırken dayanamadım ve kapıyı daha çok ittirerek içeriye ilk küçük adımımı attım. Yanan mumlar vardı çalışma masalarının üzerinde ve çeşitli kitap aralarında. İçerinin kasvetli bir kokusu vardı, ve sanki uzun zamandır kullanılmıyor gibiydi.

İçeriye bir adım daha attığım esnada duyduğum ses durdurdu beni.

"Jungkook?"

Evian'ın sesini duymamla olduğum yerde kalırken kitaplıkların arasından elinde bir kitapla çıktı prens. Kaşlarını çatmış, bana bakıyordu.

Kızacağını düşündüm, ancak öyle olmadı.

"Ne zaman uyandın?"

Bana karşı yine kibar olmaya çalışıyordu. Bu yüzden onun iyi niyetini suistimal etmek istemeyerek birkaç adım geri atıp tamamen çıktım bu odadan. O da önüme gelerek kapıyı tuttu.

Elindeki kitaba baktım. İngilizce, Zaman Yolculuğu ve Paralel Evren yazan bir kitaptı.

Yutkundum ve pijamamın üstünün eteklerini ellerim arasında yumruk yaptım.

"Yeni uyandım. B-ben özür dilerim sormadan girdiğim için."

"Önemli değil. İyi misin?"

Neden bu kadar iyi kalplisin ki?

evian ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin