15 | nightmare

9.5K 1.1K 950
                                    

Şuan oturduğum kahvaltı masasında düşünceli bir şekilde oturan Nayeon garipti.

Sabahtan beridir yalnızca günaydın deyip kendini bilmediğimiz bir odaya kapatan Evian daha garipti.

"Bu siktiğimin evinin suyunda mı bir şey var?" diye çemirdim en son dayanamayarak, ve elimdeki çay bardağını sertçe tahta masaya bıraktım.

"Sus. Düşünüyorum..."

"Neyi?"

Nayeon ile ikimiz yapıyorduk kahvaltıyı ve Evian kendini çalışma odası olduğunu söylediği üst katta bir odaya kapatmış, ardından kilitlemişti.

"Jungkook... bir düşün..."

Ona baktım merakla. Gözlerini bir yere dikmiş ve öyle bir odaklanmıştı ki, ben de meraklandım.

"Senden kanını istediler. Seni kanın için buraya getirdiler. Ve Evian kanın sayesinde insana dönüştü..."

"Ee?"

"Ne demek ee. Sen her gün kan bağışı mı yapıyorsun hayvanlar insana dönüşsün diye? Neden normal karşılıyorsun?"

Omuz silktim. "Çok umrumda olmadı."

"Pekala... devam edelim. "Öksürerek boğazını temizledi. "Dışarı çıkarken yüzünü gizliyorlar..."

"Bunu ben de merak ediyorum."

"Çünkü aynı yüzle reenkarne oldun?"

Kaşlarımı kaldırdım ve gözlerimi kırpıştırdım. Nayeon ise daha da heyecanlandı.

"Yüzünü neden saklasınlar ki?! Demek ki seninle aynı yüzde birisi daha var bu krallıkta."

"Peki... olabilir. Çok normal."

"Evet normal. Ama bir düşün. Evian normalde bugün bir ay öncesine gidecekti ama erteledi. Ve ben duydum ki..."

Tereddüt etti demek ve dememek arasında. Ama cümlesini yarım bırakırsa benden çekeceği vardı, bunu bilerek derin bir nefes aldı.

"Zaman makinesini kullanırsa yok olabilirmişsin."

"Ne?"

"Bu yüzden erteledi ve şuan üst katta bunun için çalışıyor. Ama konumuz bu değil... neden ikimiz değil de yalnızca sen yok oluyorsun?"

"Benim beyin bazen yetmiyor..."

Gerçekten o kadar kafa patlatmıştı ki, dün neler duyduğunu bile anlayamamıştım. Çok karışık konuşuyordu.

"Evian bir ay öncesine gittiğinde yok olacaksan demek ki-"

"Çocuklar!"

Evian'ın seslenişini duymamızla gözlerimiz üst kattan bize doğru gelen Evian'a kaydı.

Tanrım... ateşli. Şuan taktığı gözlük ve dağınık saçlarıyla ateşli.

"Seokjin sizi almaya geldi."

Kaşlarımı çatarak elimdeki çatalı bıraktım.

"Bana evi gezdirmeden gönderiyor musun?"

Duraksadı. Ardından tam olarak aşağı indiğinde yanıma doğru geldi. Söz vermişti gezdireceğine.

"Ah... istersen kal. Ama Nayeon gitmeli. Bugün zaman makinesi çalışıyor."

"2021'e mi dönecek?"

"Eğer isterseniz ikiniz de dönebilirsiniz."

"İkimiz de istemiyoruz..."

Omuz silkti. Çok da önemli değildi veya tahmin ediyordu bunu istemediğimizi.

evian ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin