Yorumlarınızı bekliyorum!❤
×××
"Ekin!"
Koşarak yüzü bembeyaz olmuş Ekin'in yanına gidip yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Ekin, iyi misin? Senden mi geldi o çığlık? Ne oldu? Konuşsana!"
Ellerini, yanaklarının üzerindeki ellerimin üstüne koydu. "Sakin ol Seçkin, ben iyiyim."
Bembeyaz olmuş yüzü bana yalan söylediğinin kanıtıydı. "Ekin, yalan söyleme. Senden geldi o çığlık." diye direttim.
"Üzerime doğru koşan bir köpek vardı. Yanımdan geçip gitti ama ben... korktum." dedi gözlerini kaçırarak. Yüzüne bakmaya çalıştığımda gözlerini kaçırması utandığını gösteriyordu. Ekin, gerçekten köpeklerden korkardı. Küçükken sevmeye çalıştığı bir köpeğin onu ısırması nedeniyle fobisi oluşmuş.
Derin bir nefes verdim. "Sana bir şey oldu sandım, aklım çıktı." dedim bezgin bir tonda. Daha sonra ne dediğimin farkına varınca dudaklarımı birbirine bastırdım. Ekin'e baktığımda gözleri hüzün ve mutlulukla parlıyordu. Ellerimi yanağında unuttuğumu fark edince hızlıca çektim.
"Ben, o zaman gideyim." dedi.
"Burada ne işin vardı? Gecenin birinde?"
Gözlerini gözlerimde tutmaya çalıştı. "Hava almak istedim." dedi. Onu kendinden daha iyi tanıyor olmam onu ele veriyordu. Yalan söylemediğini kanıtlamak için gözlerini gözlerimde tutma çabası ve bu süreçte titreyen gözbebekleri iyi bir yalancı olmadığını gösteriyordu.
Beni görmek için bu saate kadar burada beklediği düşüncesini aklımdan silmeye çalıştım. Üzülmek istemiyordum. Boğazımı hafifçe temizledim. "Anladım."
"Ben, gideyim o zaman." dedi arkasını dönüp.
"Nasıl gideceksin eve?" dedim hızlıca. Arkasını döndü. "Yürüyeceğim." dedi omuz silkerek.
Beni terk edip gittiği için ona inanılmaz öfkeli olsam da bu saatte tek başına yürümesine vicdanım elvermezdi. Üstelik, maalesef o kadar kötü bir devirde yaşıyorduk ki bu saatte eve sapasağlam gidebileceğinin garantisi yoktu. Ve ben Ekin'i bu tür ihtimallerden oluşan seçenekler arasında bırakamazdım.
"Birlikte yürüyelim." dedim yanına giderek. Önce duraksasa da sonra hızlı adımlarla yanıma yanaştı. İtiraz edip bana karşı gelmesini beklerken ses etmeden yanımda yürüdü. Bu uysallığı içimi ısıttı.
"Nerede oturuyorsun? Yani, artık eski evinizde oturmadığınızı biliyorum." dedim çünkü eski evleri benim evimle aynı mahalledeydi.
"Evet, taşındık. Kafeye on dakika falan yürüme mesafesinde." Uzun zaman sonra ilk kez normal bir konuda normalce konuşuyorduk.
Başımı sallayıp onayladım. Birlikte sessizce yürümeye devam ederken aklımdakini sormamak için direndim. Ama zihnim bangır bangır "Berkan'la nasıl bir ilişkin var?" diye bağırıyordu.
Ekin'in yönlendirmesiyle evinin önüne kadar geldik. Gerçekten kafeyle arasındaki mesafe uzak değildi.
Evinin kapısını anahtarla açtıktan sonra bana döndü. "Teşekkür ederim. Kendine dikkat et." Başımı salladım.
"Eve gidince mesaj at." diye diretti. Gözlerim dolsa da dişlerimi sıkıp tekrar başımı salladım. Arkasını dönüp evine girdi ve ben birkaç dakika daha orada kaldım. Evin yolunu zihnime kazımaya çalıştım. Bundan sonra ayaklarım beni sık sık buraya getirecekti belli ki.
×××
Seçkin: Eve girdim
053****: Beni dinleyip mesaj atacağını düşünmezdim ama çok teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalpler Mahzeni ||Texting||
Short Story053****: Yanındaki kız, Defne. 053****: Beni biliyor mu? 053****: Ona beni anlatıp, kendisinin senin için imkansız olduğunu söyledin mi? 053****: Bence söylemelisin. 053****: Hâlâ bana deli gibi aşık olduğunu bilmeli, canının yanmaması için. 053***...