Kırık Kalpler Mahzeni ||Texting||

×24×

Dün bölüm atamadığım için bugün atıyorum. Gecikme için kusura bakmayın. ❤

Multi alev alev😂❤

×××

Dudaklarım, dudaklarının üstünde emanet gibi duruyordu. Yapmamam gereken bir şeyi yapmış gibi tedirgin olmuştum bir anda ama yine de kendimi çekemedim. Aynı zamanda en olması gereken yer burası gibi hissediyordum çünkü.

Bir süre öylece durduktan sonra dudaklarımı ağırca geri çektim. Hafifçe gözlerimi araladım ve Ekin'e baktım. Gözlerini sımsıkı kapatmıştı ve dudakları davetkâr bir şekilde aralıydı.

Gözleri hafifçe aralandı ve aşık olduğum yeşillerine baktım. "Seçkin." diye mırıldandı.

"Ekin." dedim. Alnım alnına yaslandı. Dudaklarından çıkan kısık nefesler dudaklarıma vuruyordu ve bu beni zor duruma sokuyordu.

Bir elimi beline sararak hafifçe kaldırdım ve yaslandığı masaya oturtturdum. Ayaklarından biri bacağıma dolandı ve beni daha çok kendine çekti. Kolumun üstündeki elinin baskısı arttı.

Dayanamayıp tekrar dudaklarımı dudaklarının üstüne örttüm. Dudaklarını araladı ve bana yer açtı. Saçlarına dokunmak için deliren ellerime istediğini vererek bir elimi saçlarına daldırdım.

Aniden şiddetli bir öpüşme içinde bulduk kendimizi. Onun elleri de saçlarımın arasını bulunca dudaklarına daha çok asıldım. Diğer elimi de boynuna yaslayıp oluru varmış gibi daha çok kendime çektim.

Ne kadar süre öpüştük bilmiyorum ama bildiğim bir şey vardı ki o da daha önce böyle bir şey yaşamadığımızdı. Bu... nefes kesiciydi.

Nefeslerimiz tükenince istemeye istemeye kendimi geri çektim. İnip kalkan göğüslerimize rağmen hâlâ deli gibi öpüşmek istiyorduk.

Birkaç saniye öylece nefeslerimizi dinledik. Bu sefer hamle yapan Ekin oldu ve dudaklarımızı tekrar birleştirdi.

Diğerlerine göre daha kısa süren bir birliktelik sonrası ayrıldık. "Seçkin." dedi nefes nefese.

"Sana doyamıyorum." dedim, aynı şekilde. "Seni deli gibi kıskanıyorum."

"Ben de seni kıskanıyorum." dedi. "Deli gibi... Sürekli yanında olmak istiyorum." Saçımdaki ellerini kaydırıp yüzüme getirdi ve sakallarımın üstünde gezdirdi. "Benden başkasını sevecek olma ihtimalin bile delirmeme yetiyor."

Elimi çenesinde gezdirdim. Çenesini öpüp çekildim. "O çocukla bir daha konuşma."

"Ne diyorsun sen ya?" dedi kaşlarını çatarak. "Berka-"

Tekrar dudaklarını öptüm ve konuşmasını kestim. O çocuğun adını ağzına almasını istemiyordum. Göğsümden itip geti çekilmek istediğinde ona izin verdim. "Berkan benim arkadaşım!" dedi sinirle. Kızaran yanakları ve dudaklarıyla nasıl gözüktüğünü bilmiyordu kesinlikle!

"Onun adını ağzına alma!"

"Berkan, Nehir'den sonra benim okuldaki tek arkadaşım. Buna karışamazsın! Sevgilim olsan bile!" dedi çatık kaşlarıyla. Bu konuyu ertelemeye karar verdim.

"Aynı senin Defne ile olduğun gibi!" dedi gözlerini açarak. Ellerimi masaya yaslayıp üzerine eğildim. "Hıhım." dedim keyifli bir tonda.

"Öyle, değil mi?" dedi sorgulu gözlerle.

"Hayır." dedim net bir şekilde.

"Ne?" dedi şaşkınlıkla.

"Defne benim gerçekten arkadaşım. Murat neyse o da o."