×26×

741 55 18
                                    

Bölüm şarkısı: Batuhan Kordel- Anıları Sakla

×××

"Sonra?"

"Sonra... Sonra seninle top oynarken yan tarafta oturan bir ailenin sofrasına geldi top. Adamlardan biri bize kızacaktı ama Seçkin abin bizi korudu."

Nazlı mutlulukla güldü. "Çok yaramazmışız biz."

"Evet, biraz yaramaz olduğumuz doğru."

"Ama abim hep bizi kurtarmış. Canım abim." dedi ve elini öperek bana üfledi. Gülerek bana attığı öpücüğü kalbime sakladım.

"Başka?" dedi tekrar Ekin'e dönerken. Masaya oturalı neredeyse üç saat olacaktı ve Ekin, Nazlı'ya o küçükken beraber yaptığı şeyleri anlatıyordu. Anlatırken de o anı içeren bir fotoğraf olduğunda telefonunu gösteriyordu. En son anlattıkları birlikte gittiğimiz piknikten birkaç anıydı.

Ekin, benimle ve Nazlı ile ilgili tüm hatırları en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordu. Nazlı'nın kaçıncı ayda diş çıkardığını, ne zaman yürümeye başladığını, ne zaman hastalandığını, hangi ay nereye gittiğimizi... Her şeyi. Ben de hatırlıyordum elbette ama zaman konusunu tutturmakta biraz kötüydüm.

Ve Ekin, anlattığı her şeyle Nazlı'yı kendine hayran bırakmıştı. Nazlı'nın çoğu konuda bana benzediğini düşünüyordum.

"Nazlı." dedim, saatlerdir ilk kez konuşarak. Saat geç olmuştu. Ekin'in de eve gitmesi gerekebilirdi ama Nazlı'yı kırmamak için bunu ona söylemezdi.

"Eve gitme zamanı geldi."

"Ya..." dedi huysuzca. "Biraz daha kalalım. Yeni geldik."

"Neredeyse üç saat oldu. Ekin ablanın da eve gitmesi gerekebilir."

Nazlı üzgün bakışlarla Ekin'e döndü. "Eve mi gitmen gerekiyor?"

Ekin saate şaşkınlıkla baktı. "Epey oturmuşuz."

"Eve gitme sen de bize gel. Lütfen." dedi Nazlı, masum bakışlarla Ekin'e bakarak. Ekin, elleriyle saçlarını düzeltti. Gerildiği zaman böyle yapardı.

"Üzgünüm ama eve gitmem gerekiyor."

Nazlı, omuzlarını düşürdü. "Tamam." dedi yenilgiyle. "Ama başka zaman yine görüşeceğiz değil mi? Bu sefer de gitmeyeceksin?"

Ekin'in yüzündeki kırılmaları çok net gördüm. "Hayır, gitmeyeceğim." dedi gülümsemeye çalışarak. Derin bir nefes aldı. "En azından deneyeceğim." dedi kısık bir sesle. Nazlı bunu duymadığı için mutluydu.

"Prenses?" dedi amcam, Nazlı'ya hitaben. Nazlı duyduğu sesle birlikte arkasını döndü. Ardından amcama doğru koştu. Kucağına zıpladı. Amcam yanaklarını öperken Nazlı kıkırdıyordu. Ailemizin en küçüğü olduğundan fazlaca şımartılıyordu.

Amcam kucağında Nazlı ile birlikte bize döndü. Ekin ile birlikte bizi yan yana görmeye alıştığından mıdır nedir şaşırmadı. "Nasılsın Ekin?" dedi amcam.

"İyiyim amca, sağ ol. Sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim." Ardından bana döndü. "Eve geçiyorum ben, bugün geçe kalamayacağım. Düğün mü ne varmış, gitmemiz gerekiyormuş." dedi amcam. Düğünlerden pek hoşlanmadığı yüzünden belliydi.

"Keyfine bak, ben kapatırım." dedim ve cebimdeki araba anahtarını ona uzattım. "Nazlı'yı da eve bırakır mısın?"

"Prenses zaten benimle." dedi amcam gülerek. Nazlı'nın çantasını da amcama verdim. Amcam kafeden çıkarken Nazlı gülerek bize el sallıyordu.

Kırık Kalpler Mahzeni ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin