Bölüm medyası: Seçkin Deniz
×××
Kırık Kalpler Mahzeni
5. Bölüm:
Başımı bankta geriye doğru attım ve sessizce ofladım, okulun bahçesinde ne zamandır oturuyordum bilmiyordum. Birkaç gündür baş ağrım geçmek bilmiyordu. Ağrı kesici içmekten nefret etsem de dün içmek zorunda kalmıştım çünkü artık dayanılacak gibi değildi. Zaten her gece uyanmakta zorlansam da son günlerde uyumak artık imkansız hale gelmişti. Kafamı yastığa koyar koymaz düşünceler üşüşüyordu. Sadece sabaha karşı zor bela düşünceleri başımdan savıp iki üç, şansım varsa da dört saat uyuyabiliyordum.
O, geri döndüğünden beri hayatım yine allak bullak olmuştu, aynı gittiği zamanlardaki gibi.
Parmaklarımın arasından bir nefes çekip başımı, ellerimin arasına aldım. Çatlıyordu. Düşünmekten kafayı yiyecektim. Çok güzel giden bir ilişkimiz vardı. Ona karşı asla bir yanlışım olmamıştı. Her zaman onu, kendi isteklerimin önüne koymuştum. Karşılığı bu olmamalıydı.
İki sene ortalıktan kaybolup şimdi öylece hiçbir şey yokmuş gibi hayatıma giremezdi. Buna izin vermezdim, hakkı yoktu tekrar hayatımı altüst etmeye.
Parmaklarımın arasından çekilen sigaramla kafamı kaldırıp yanıma oturan kişiye baktım. Kaşlarımı çattım. Dudaklarına götüreceği sırada uzanıp ellerinin arasından aldım. "Ne yapıyorsun, Defne?"
Omuz silkti. "Asıl sen ne yapıyorsun?" Kaşlarıyla yan tarafımda sabahtan beri içtiğimden dolayı biriken izmaritleri işaret etti. "Bunlar ne böyle? Ne zamandır buradasın, kaç tane içtin? Geberip gitmek mi istiyorsun?"
Gözlerine sertçe baktım. "Evet, geberip gitmek istiyorum." Kızgınca bakıp tahtaya vurdu. "Saçma saçma konuşma! Allah korusun. Sen delirdin yine bugünlerde. Ne oldu?"
Arkama yaslandım. Bankın yanında sigaramı söndürdüm. "Bir şeyim yok, her zamanki halim işte."
Gözlerini devirdi. "Emin misin? Sen günde bir iki taneden fazla sigara içmezsin. Ama şu birkaç gündür paket paket bitiriyorsun."
Ayağa kalkıp bankın üstündeki izmaritleri elimde toplayıp çöpe attım. "Derse gidiyorum, geliyorsan gel."
O da ayağa kalkıp yanımda ama bana bir iki adım uzağımda yürümeye başladı. Bu, trip atıyorum demekti. Oflayarak Defne'yi kolundan tutup yanıma çektim. "Trip mi atacaksın, bir şey yok dedim. Birkaç gün önce senin de dediğin gibi."
Birkaç gün öncesini hatırlatmamla, muhtemelen sorgulamazdan korkup gülümsedi. "Tamam tamam, inandım."
Gülümsedim, kendimi zorlayarak. İkimiz de inanmadığını biliyorduk. Yine de sessizlik oyununu devam ettirip derse gittik.
×××
053****: Seçkin.
053****: Bir şey sorabilir miyim?
Seçkin: Soramazsın.
Seçkin: Sen ne kadar yüzsüz çıktın ya.
Seçkin: Sen git saçma sapan bir mesajla beni terk et
Seçkin: İki yıl sonra bir mesajla tekrar hayatıma girmeye çalış
Seçkin: Tekrar hayatımın altını üstüne getir
Seçkin: Sonra hiçbir şey olmamış gibi bana bir şey sormak iste
Seçkin: Soramazsın anladın mı?
Seçkin: Aklının kalbin kadar kötü durumda olmadığını zannediyorum
Seçkin: Bu lanet hayatımdan nasıl çekip gittiysen
Seçkin: Aynı şekilde tekrar def ol git
Seçkin: Alışkınsındır sen gitmelere, zorlanmazsın.
053****: Haklısın, alışkınım
053****: Hep gittim, yine giderim
053****: Ama bu sefer bir farklılık yapacağım
053****: Geleceğim
(Görüldü)
053****: Sen şimdi gurur yaparsın da sormazsın
053****: Tekrar İstanbul'a döndüm, bir iki hafta oluyor
053****: Zaten okullar açılalı da bir iki hafta oldu, çoktan nakil işlerimi hallettim.
053****: Okula da geri döneceğim
053****: Umarım kolay bir sene olur senin için
053****: Çünkü üzgünüm ama bu denli nefret ettiğin kızı bir sene daha görmek zorunda kalacaksın.
(Görüldü)
(Seçkin, çevrimdışı)
×××
Dımdımdım! Anonimimiz yakında geliyor mu ne?
Yıldızı parlatmayı unutmayın! 💛
Seviliyorsunuz!💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalpler Mahzeni ||Texting||
Short Story053****: Yanındaki kız, Defne. 053****: Beni biliyor mu? 053****: Ona beni anlatıp, kendisinin senin için imkansız olduğunu söyledin mi? 053****: Bence söylemelisin. 053****: Hâlâ bana deli gibi aşık olduğunu bilmeli, canının yanmaması için. 053***...