Bölüm medyası: Ekin Tuva
×××
Kendimi iyi hissetmek için girdiğim kütüphaneden bir yıkımla çıktığımda artık bu melankolik halim bana yabancı gelmiyordu. Yine huzuru sessizlikte bulamayacağımı anlayınca kendimi kafeye attım. Karmaşık ve gürültü arasında olmak daha iyi olacaktı. En azından kafamdaki seslere sağır olmuş olurdum.
Amcam her zamanki gibi çalışanlar olmasına rağmen kendimi yorduğum için bana kızarken onu geçiştirdim. Kafeye yeni gelmeme rağmen bana selam vermeyen ve ikidir yanımdan geçtiği halde yüzünü benden saklayan Zülal'in tavırlarını garipseyerek izledim. Resmen benden kaçıyordu. Bu kaçışın altından kıza kırmızı görmüş boğa gibi koşan arkadaşımın çıkacağından emindim.
"Zülal, bir bakar mısın?" dedim mutfağa doğru seslenerek.
Zülal hızlıca mutfaktan çıkıp karşıma geldi. "Efendim Seçkin Bey." dedi yüzüme bakmadan.
"Yüzüme niye bakmıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.
Bakışlarını yüzüme çevirdi. "Bakıyorum." Bir iki saniye sonra tekrar yere indirdi.
"Sorun ne?" dedim.
"Bir sorun yok."
"Peki." dedim derin bir nefes vererek. "Ben yokken Murat buraya geldi mi?"
Aniden başını kaldırıp bana baksa da hızlıca indirdi tekrar. "Hangi Murat?"
Sinirle karışık güldüm. "Benim arkadaşım Murat'tan bahsediyorum."
"Hayır." diye mırıldandı.
"Murat'ın tavırlarından rahatsız mısın?" diye sordum içimden Murat'a saydırarak.
Yine aceleyle başını kaldırdı. "Hayır, olur mu öyle şey? O sizin arkadaşınız ve ayrıca bir müşteri. Nasıl rahatsız olurum?"
"Zülal. Müşteri olması ya da arkadaşım olması sana olan samimi tavırlarına boyun eğmeni gerektirmez. Eğer karşındaki arkadaşın değilse ve müşteri çalışan resmiyetine uygun davranmıyorsa onu alttan alamazsın."
Saçlarımı karıştırıp gözlerini ben hariç her yerde dolaştıran kıza baktım. "Son kez soruyorum ve bana dürüst cevap ver. Murat'ın tavırlarından rahatsız mısın? Eğer öyleyse onunla konuşup bu konu hakkında ciddi bir şekilde uyaracağım ve sana temin ederim bir daha olmaz."
Zülal'den bir cevap beklerken başını hafifçe kaldırıp baktı. "Yani, rahatsız olacağım bir şey yapmıyor ki." diye mırıldandı. "Sadece o da sizin gibi iyi ve samimi biri."
Kızaran yanaklarına şaşkınlıkla baktım. Hafifçe gülümsedim. "İyi peki. Rahatsız olmuyorsan sorun yok."
Arkamı dönecekken bir şey hatırlayıp tekrar Zülal'e döndüm. "Bu arada... Bu konu yüzünden benden çekindiğini görebiliyorum Zülal. Buna gerek yok. Murat arkadaşım da olsa sen özgür birisin ve kiminle arkadaş olup olmayacağına ben karışamam. İşine mani olmadığı sürece tabi. Ha, eğer abin olarak benden yardım ve fikir istersen orası başka. Anlaştık mı?"
Bana bakıp başını salladı. "Anlaştık."
Gülerek arkamı döndüm. Başımı iki yana sallayarak arka tarafa, odama girdim.
×××
İki gündür dolu olan kafe bizi yorsa da bir yandan mutlu ediyordu. Çünkü tercih edilmek ve beğenilmek güzeldi. İşimizi hakkıyla yaptığımızı kanıtlıyordu.
Bugün dersim olmadığı için sabahtan beri çalışıyordum ve en sonunda amcam yorulduğumu söyleyerek odama yollamıştı. Haklıydı, otururken yorulduğumu şimdi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalpler Mahzeni ||Texting||
Kısa Hikaye053****: Yanındaki kız, Defne. 053****: Beni biliyor mu? 053****: Ona beni anlatıp, kendisinin senin için imkansız olduğunu söyledin mi? 053****: Bence söylemelisin. 053****: Hâlâ bana deli gibi aşık olduğunu bilmeli, canının yanmaması için. 053***...