×31×

763 47 9
                                    

×××

Seçkin Deniz

Anahtarla evin kapısını açıp içeri girdim. Çantamı kenarı koyup üzerimi çıkartırken içerden minik ayaklı prensesimin koşma sesi geldi.

"Abim geldi!"

Bana koşarak gelince belinden tutup kucağıma aldım. Boynuma sarıldı hemen, ben de yanaklarına öpücükler kondurdum. "Nasılmış benim prensesim?"

"Çok güzel! Bugün okulda herkese şarkı söyledim, herkes sesimi çok beğendi!"

İçeri yürürken onu dikkatle dinliyordum. "Öyle mi? Hangi şarkıyı söyledin bakalım? Ben de duymak istiyorum."

"Kırmızı balık şarkısı. Kırmızı balık gölde, kıvrıla kıvrıla yüzüyor. Balıkçı Hasan geliyor..."

Odaya girince ayakta olan annemi öptüm. "Hoş geldin oğlum."

"Hoş buldum annem. Hayırdır ne oldu? Hazırlanmış gibisin. Bir yere mi gidiyorsun?"

"Karşı apartmandaki komşu çağırdı, oraya gidiyorum. Nazlı kalsın mı burada, alayım mı?"

"Sen git annem, biz Nazlı ile takılırız evde. Değil mi küçüğüm?" dedim karnını gıdıklayarak. "Evet!" dedi gülüşlerinin arasından. "Ama benimle Karlar Ülkesi izlersen!"

Nazlı'yı duymamış gibi yapmayı seçtim. Sürekli izlediğimiz bu diziyi neredeyse ezberlemiştik ve aşırı sıkıcıydı. Fikrinden caydırmanın bir yolunu bulmalıydım.

"Hadi görüşürüz, dikkat edin."

Annem evden çıktıktan sonra Nazlı kanepeye çıkıp zıplamaya başladı. "Hadi! Elsa izleyelim!"

Ellerimle yüzümü sıvazladım. "Nazlı! O saçma filmden bıktım!"

"Ama abi! İzleyeceğiz dedin!" dedi yanıma üzgünce oturarak.

"Daha iyi bir fikrim var." dedim dikkatini üstüme çekerek.

"Neymiş?"

Düşün oğlum düşün...

"Hah!" dedim, zihnimde birden parlayan ışıkla. "Ekin ablanı özlemedin mi sen?"

Gözleri ışıldadı. "Evet!" diye bağırdı kucağıma atlayarak. Boynuma sarıldı. "Ekin abla gelsin. Başka zaman geleceğim, demişti. Şimdi gelsin!"

Gülerek Nazlı'nın saçlarını sevdim. "Gelsin, değil mi? Arayalım bakalım Ekim ablanı." dedim mutlulukla.

Dizime oturtturduktan sonra telefonumu çıkartıp Ekin'i aradım. Heyecandan kalbim hızlanmaya başlamıştı. İkinci çalışta telefon açıldı. "Seçkin?"

"Nasılsın Ekin?"

"İyiyim, sağ ol da... bir şey mi oldu? Az önce konuştuk." dedi endişeli bir sesle.

"Yok yok hayır, sadece seni özleyen biri var burada."

Gülümsemesi duyuldu. "Kim? Sen mi?" dedi tatlı bir sesle. İçim gitti. "Ben hep özlüyorum, beni sayma..."

"Ekin abla!" diyerek romantizmimizin ortasına girdi Nazlı. "Seni çok özledim."

"Nazlı? Ben de seni çok özledim prenses."

"O zaman bizim eve gel. Oyun oynayalım seninle. Elsa da izleriz, abim benimle izlemiyor." diyerek araya beni şikayeti de sıkıştırdı Nazlı.

"Şimdi mi? Olmaz ama Nazlı'cığım. Akşam oldu."

"Ne olacak ki? Abim seni getirir."

"Eee, annem kızar bu saatte. Hem senin annen de evdedir."

"Annem komşuya gitti. Ama ben seni çok özledim, sen özlemedin mi? Anneni ver telefona, ben konuşayım. İzin verir."

Kırık Kalpler Mahzeni ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin