Abilerim-ON DÖRT

6.1K 246 43
                                    

İniş yaptığımızda yorgunluktan ölüyordum. Çok saçma ama ben yatarken yorulmuştum.

Oha çok sıcak. Korumalar valizleri getiriyordu. Dedeler ve babamlar önden gidiyordu. Durdum. İyice baktım etrafa. Burası Elifimin doğduğu yerdi. Keşke doğduğu gibi de yaşasaydı. Ama şu an ağlamamam lazım. Derin bir nefes aldım. Elif sanki yanımdaydı. Gülümseyerek etrafa baktım. Sanki Elif'i arıyordum.

O sıra biriyle göz göze geldim. Ateş. Doğruca bana bakıyordu. Biraz endişeli bir tipi vardı. Kendimi toparlayıp yürüdüm. Benden öne geçti ve bir arabaya bindi. Araba gitti.

Hemen birkaç adım ötedeydi arabalar. Ali'nin arabası dışında hangisi olursa olsun binerdim. Bir ses duydum gibi oldum kafamı arkaya çevirdim. Kafa gitti yazık. Sanki Elif beni çağırıyordu. Biliyorum ben iyi değilim. Bir iki adım attım arkaya doğru. Jet tam arkamdaydı.

Kendimi toparlayıp eski yerime yürümeye başladım. Önümü görmüyordum. Etraf çok aydınlıktı.

Herkes nereye gitmişti bir anda. Bir iki araba hareket etmişti. Laaan beni unuttular. Kafam acayip bir şeydi. Güneşten dolayı hiçbir şey göremiyordum zaten. Gözlerimi kırpıştırdım rüya filan mı?

Başım dönmeye başladı. Sinir olmaya başlıyordum. Yere çöktüm. Bir kere hapşurdum. Acaba saat kaçtı? Telefonuna bak mal. Doğru telefon. Telefonumu çıkarıp baktım. Sabahın 5iydi. Biz saat kaçta yola çıktık ki. Yani bu kadar uzun sürmez ki. Neyse bana ne. Ayağa kalkmaya çalıştım. Gözüm karardı. Hipertansiyon. Elimle yine bir yere tutacak gibi yaptım. Ama orta boştu. Bacaklarımda uyuşuyordu.

5-6 saniye sonra görmeye başladım. Dünyanın en boktan şeyi buydu bence.
(Bende de bu bok var. Aynen böyle bir şey kör oluyorsunuz birkaç saniye.)

Beni neden bıraksınlar ki? Çok saçma. Daha yeni Ateş beni gördü. Neden şimdi yanlızım? Her yerden Elif çıkacakmış gibi geliyordu. Elif benim yüzümden ölen kan bağı olmamasına rağmen kardeşim olan kişiydi. Ha birde şu var. Benim yüzümden ölen kişi. İşte bu kadar da berbat bir insandım.

Psikolojik destek almıştım, 6 ay okula gitmemiştim. İntihar etemeyi denedim ama onu orda da üzmek istemiyordum. Benim yüzümden orada da üzülmesin en azından gittiği yerde mutlu olsun. Ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşımı sildim. Ağlamaya bile hakkım yoktu.

Gelen sesle kafamı çevirdim. "Kızım senin ne işin var burda?" Yaşlı bir amca bana sesleniyordu. Etrafta başka kimse yoktu. Çatallaşmış bok sesimle konuştum. "Ş-şey... Beni burda... Unuttular galiba." Sanırım konuşmayı da unuttum. "Senin soyadın ne?" Ne alaka ama neyse. "Aksu."

Adam şaşırmış gibi kaşlarını kaldırdı. "Onlar şurada sen niye gitmiyorsun?" Eliyle gösterdiği yere baktım. Biraz yürüdüm ileride arabalar vardı. Çok pis midem bulanmıştı bir anda. Yavaş adımlarla arabalara doğru ilerledim. Hemen önümdeki arabanın camına tıkladım. Niye burada bekliyorlar anlamadım.

Bu arabada sadece korumalar vardı. Lan nasıl bir yere düştüm ben? İçimde bok gibi duygular vardı. Bence rüya filan görüyordum. Kabus ya da.

Korumalar indi arabadan. Hepsi inince şaşırdım ya da korktum da olabilir. Çok saçma ama kendimi rezil oluyor gibi hissediyordum. Hemen iki öndeki arabadan eli dışarda dikiz aynasında tipi görünen Ali'yi gördüm. Göz göze geldik. Kaşları çatıldı. Hemen indi arabadan. Bir iki kişi daha inmişti. Başım da ağrımaya başlamıştı. Noluyor amk noluyor bir anda. Beynimin içi ağrıyordu.

Hızla gelip omzumu tuttu. "Sen niye arabada değilsin." Beni unuttunuz çünkü mal. "Ben arkadan bir ses duydum. B-bakmaya gittim. Sonra kimse yoktu... Sonra işte... Buraya geldim." Yüzümü ellerinin arasına aldı. "İyi misin?"

SİRİUS { DÜZENLENECEK }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin