Abilerim-YİRMİ ALTI

1.4K 90 29
                                    

Bir anda irkilmemle hemen ayağa kalktım. Yine aynı odada, aynı yatakta, aynı haldeydim.

Yeter artık çok sıkıldım bu oyundan.

Uyumaktan ağrıyan başıma ellerimle masaj yaptım. Ayağım biraz daha iyiydi bu en azından güzel bir şeydi.

Aynadan saçımı başımı düzeltip kendimi biraz insan gibi yapıp kapıya gittim.

Kilitliydi kesin ama derken kapının açılmasıyla şaşırdım. Bu da demek oluyordu ki beni bekliyorlardı.

Karanlık koridordan çıkıp avlu denen yere çıktım. Topallaya topallaya etrafa bakarken duyduğum sesle durdum.

"Biz de seni bekliyók küçük hânım." O yanıma gelen adamın sesiydi. Tam aşağıda eski tarz ama lüks duran koltukların üstünde oturmuş bir elinde yine tesbihiyle bana bakıyordu ve tek değildi.

Yanında bir sürü kişi vardı. Hepsi sadece bana bakıyordu. Stresten tırnaklarım yanındaki etleri kanatmıştım.

Ben hala dururken ağa tekrar konuştu.
"De hayde!" Gülerek konuşuyordu.
"Sanki 'beni kaçırmamış gelin olarak almıştı' mübarek." Diyerek sessizce mırıldandım.

Yavaş adımlarla merdivenden aşağı inmeye çalıştım. Ama ayağım çatlak olduğu için acıya inlememle son bulmuştu.

Ben kafamı kaldırmadan birinin ellerini belimde ve ayaklarımda hissetim.

"Bırak beni! Sana bırak dedim. Siz kimsiniz ya?! Bırakın be-" Yere bıraktığında susmamla küçük bir kahkaha attı.

"Komik kız." Deyip yerine geçti. 20 21 yaşlarında ela gözlü olan çocuğa baktım tekrardan. Ama o bana değil telefonuna bakıyordu.

"De Zeynep ağaç ettin bize ha!" Adımı da biliyordu.

Biraz daha karşılarına geçip konuştum.
"Adımı nerden biliyorsunuz? Beni niye buraya getirdiniz? Hem kimsiniz siz?!" Adam yine güldü. Değişik adamdı valla.

"De hele geç otur. Anlatak dâ." Dediğini yapıp onlardan uzak tekli koltuğun ucuna oturdum.

"Seni bu evde tanımayan yoktur hâ! Nedenini zaten saa anlatmişem. Bir daha anlatamam hâ! Sen sadece bize ayak uydur gerisi gelecektir." Ne diyor bu adam? Sonra bakışlarını yanındaki kıza çevirdi.

"Gerisi senin işindir hâ! Ben uyumaya giderem rahatsız etmeyesiniz." Bana bakıp güldü sonra hızlı hızlı gitti.

Bir anda ayağa kalktım. Herkesin gözü bana döndü. Ela çocuk da dahil.

"Beni burada kimse tutamaz! Zaten abilerim gelip beni bulurlar. Beni kaçırdınız. Ama şimdi sanki sizdenmişim gibi konuşamazsınız!" Deyip geri geri gitmeye başladım.

O uzun kızıl saçlı kız yanıma gelip kolumu tutmaya çalıştı hemen elimi çektim. Bana samimi bir şekilde güldü.

"Zeynep inan haklısın ama bizim derdimiz seninle değil. Kimse sana kötü bi-" Sözünü kestim.

"Derdiniz benimle değilse niye beni kaçırdınız? Deli misiniz siz?!" Gözlerimin içine baktı. Ama ben kapıya doğru gidiyordum.

Büyük tahta kapıyı açmaya çalıştım. Neden her kapı kilitliydi bu lanet evde!

Kapıyı yumruklayıp vurmaya başladım.
"Zeynep böyle sadece her şeyi zorlaştırıyorsun. Eğer sakince beni dinlersen gerçekten hak verirsin. Sadece sakin ol ve gelip otur." Gerçekten dostça bakıyordu.

Ama çevremde bana kazık atan herkes ilk başta böyleydi.

"Hayır! Bırakın beni! Gideyim. Benim gitmem lazım. İstemiyorum hiçbir şeyinizi!" Deyip daha fazla bağırmaya başladım. O sıra bir kadının sesini duydum.

SİRİUS { DÜZENLENECEK }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin