Abilerim- YİRMİ DÖRT

2.3K 149 25
                                    

Medya: Nasıl Öğrendin Unutmayı

.

Herkesin gözü bendeyken ben yere bakıyordum.

Birkaç kişi geçmiş olsun deyip gitmişti. Şimdi sadece en yakınları vardı.

"Zeynep kızım..." Amcamın söze girmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Ben kendi çocuklarım adına senden özür dilerim. Ama olay sizin gördüğünüz gibi değil-" Kimse karşı çıkmayınca ben sözünü kestim.

"Ne demek öyle değildi ya?!" Ben doğrulmaya çalışınca yanımda oturan Poyraz abim elleriyle beni tutup oturttu. Tüm bakışlar üzerimdeydi.

"Sana anlatmayacaktık ama bu oyunun oynanması gerekliydi. Yaşaman için..."
Ne diyordu allasen?
"Ne?" Poyraz abim sol eliyle elimi tuttu. Baş parmağıyla elimi ovuyordu.

"Zeynep mecburduk tatlım. Biz sonuçlarının böyle olacağını bilmiyorduk." Eslem halamın dediği şeyle elimi abimden çekip ayağa kalktım.

"Pardon?" Allah aşkına biri beni bilgilendirebilir miydi?

Benim ayağa kalkmamla çoğu kişi ayağa kalktı. Abim ellerimi tutup eski yerime oturttu beni.

Babam yanıma gelip saçlarımı kulağımın arkasına attı. "Birtanem şimdi sakin ol ve tamamen beni dinle tamam mı?" Allah'ım al canımı da kurtar. Aklıma garip garip şeyler geliyordu.

"Yavrum bak. Bizim senin bilmediğin işlerimiz var. Dedenin zamanında maalesef girdiği farklı işler var. Ordan düşmanlarımız var." Daha neler. Şimdi bide mafya filan çıkarsınız siz. Nah.

"Mir Aşireti diye bir düşmanımız var. İstanbul 'a hiç böyle şeyleri getirmedik ama bu sefer ki olay bambaşka. Kan davamız var. Senin kızım olduğunu yeni öğrendiler. Önce Ela sanıp ona suikast düzenlemiş adiler." Kaşlarım şaşkınlıklarını kalktı. Ee sonra nolmuş bey amca?

"Seni öldürmeyi planlıyorlardı." Ne? Bakışlarımı abime çevirdim. Elini yumruk yapmış sertçe yere bakıyordu.

"Gerçek kızım gerçek... Seni korumamız lazımdı. Mir Aşireti'nin gözünde seni ölü göstermemiz lazımdı. Biz sadece onlar oradayken göz boyayıp sonra seni alıp Amerika'ya götürecektik. Ama işler öyle olmadı..." Benim haberimi olmadan hayatıma karar vermişlerdi.

Şaşırmıyordum. Babam yalan söylemezdi. Ama yediremiyordum.

"B-bana niye anlatmadınız?" Tekrar abime baktım. "Niye sadece çok kızdınız bana? Niye kötü davrandınız?" Gözlerimden akan göz yaşı değildi sanki kuruyan yanaklarımı ıslatan bir sıvıydı.

"Güzelim benim, ben de bilmiyordum. Çok geç öğrendim. Yetişemedim. Yemin ederim." Abim yanıma gelip ellerini saçıma koyup öne düşen saçımı geriye attı.

"Kızım kuzenlerin biraz olayı fazla abarttılar. Ali abin o an çok sinirliydi. Tabi planın parçasıydı ama yapmak zorundaydık. Seni ölü göstermemiz lazımdı." Titrek bir nefes aldım.

"KUZENLERİM DERKEN? ONLARIN KATİLDEN FARKI YOK! SİZ DELİ MİSİNİZ? ONLARIN YÜZÜNDEN NEFES BİLE ZOR ALIYORUM SİZ GELMİŞ ABARTTILAR DİYORSUNUZ?"

Hepsi yüzüme mahçup ve çaresizce bakıyordu.

"Şu an ölüden bir farkım var mı acaba?" Babam bakışlarını amcama çevirdi.

"Güzel yiğenim üzüleceksin ama... Zaten nüfus kayıtlarında şu an için seni ölü göstermemiz lazımdı. Mir Aşireti'nin adamları İstanbul'un her yerinde. Hastaneye bile gelmiş peze- neyse. Seni bulurlarsa anında öldürürler. Biz seni yine koruruz ama riskli bir hayatın olmamalı. Yeni kimlik için-" Yani şu an?

SİRİUS { DÜZENLENECEK }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin