Abilerim-DOKUZ

9.7K 421 109
                                    

Medya: Ali Aksu
...
Tırtılın kaderi güzel kelebek olup ölmektir.
...

Kimse bizi duymadan içeri gittim. Herkes çok şık olmuştu. Bana baksınlar diye seslice öksürdüm. Kafalarını çevirdiler.

"Ooo prensesim harika olmuşsun." Poyraz'dı konuşan. Gülümseyerek karşılık verdim. Sonra konuştum.
"Neden bunları giydim peki?" Ali konuştu. "Bütün yakın akrabalarımız seninle tanışmak için geliy-" Derken sözünü kestim. "Ama daha çok erken değil mi?"

Dudağının yanının kıvrıldığını gördüm. Biraz sırıtsa çok yakışıklı oluyordu ama bana ne ya neyse. Maşallah maşallah

"Hiçte erken değil. Birazdan gelirler gel buraya." Deyip geniş salonu gösterdi. Ona pek yaklaşmadan ilerledim. O sırada gözüm Ateş'in boynuna kaydı. Bir ısırık izi vardı morarmıştı. Tüm gün boyunca bunu nasıl görmedim acaba? Havada uyuyor olduğun için olabilir mi? Olabilir.

Ben onların oturduğu yerlerden en uzağa oturmuşken bir yanıma Poyraz bir yanıma Akın oturdu. Poyraz iyiki oturdu ama bu pislik Akın. Aaa ayıp. O bana hırsız dedi ama.

Kendimi biraz Akın'dan çekip Poyraz'a yaklaşmaya başladım. Akın beni öyle görünce önce biraz yüzü düştü. Sonra kalktı gitti. Aman çok da umrumdaydı. Ama keşke yapmasaydım. Poyraz beni omzumdan tutup kendine çekti. Ah kalbim. Bir elini belime koydu diğer elini de nereye koydu bilmiyorum ama o belimdeki el beni benden aldı.

Odadan bir öksürme sesi geldi. Kafamı kaldırıp baktım. Mert gıcığı doğruca bize bakıyordu. Hatta herkes. Kafamı Poyraz'a çevirdim. Ne oldu dercesine. Sonra kulağıma eğildi ve konuştu. "Kıskanıyor işte boşver sen." Hafif kıkırdadım.

Sonra odaya hop diye zıplayarak biri girdi. Baktım. Yakışıklı puşt Can gelmişti. O da şık olmuştu. Ne kadar abartmışlar ya sanki kim geliyor? Ya ünlü akrabaları varsa? Olabilir.

Can da hemen gelip yanıma oturdu. Yanağıma tam öpücük konduracakken Poyraz onun yüzünü eliyle itti. Can yüzünü buruşturdu. Ben tam konuşacakken telefonumun sesini duydum. Mutfakta bırakmışım. Bok gibi bir melodi yükselince anladım benimki olduğunu.

"Bu saçma melodiyi kim çalıyor lan?" Ali sinirli sinirli konuştu. Ah Emir ah. Sıçtın ağzıma. İddiaya girdik kaybeden bunu 1 yıl melodi olarak kullanıcaktı. Ama ben gerizekalıyım. Onu kim bilmiyor ki?
Bana basketbolu öğreten kişiyle maça girdim.

Ben tam konuşacakken Ateş konuştu. "Ama çok iyi değil mi ya? İnsan kendini alıkoyamıyor." Deyip kafasını danstaki sallamaya başladı. Hemen Ateş'in yanına gidip çak işareti yaptım. "Benim telefonum." Mert hemen kahkaha attı. "Sen dışında kim olabilir ki zaten?" Ben buna dalarım. Göz devirip mutfağa ilerledim.

Telefonumu elime alıp kim olduğuna baktım. Gözlerim parladı. Abim arıyordu. Biz onunla aynı evdeyken hep kavga ederdik. Ama insan uzak kalınca anlıyor. Keşke yine yanımda olsaydı da kavga edseydik. Gözümden yaş aktığını anladığımda hemen elimle sildim.

Hiç beklemeden telefonu açtım ve yürümeye başladım. "Z-Zeynep!" Abimin sesi endişeli çıkıyordu. Ve kesik kesik çıkmıştı. Kalbime bir yumru çöktü o an.
"Abi... Abi iyi misin?" Çok endişeli çıkmıştı sesim. Merdivenin başına oturdum.

"Kardeşim nasılsın iyi misin?" Sesi biraz daha düzgündü ama yine de endişeliydi. "Abi ben iyiyim sen iyi misin? Abi cevap ver çabuk!" Son cümlem biraz yüksek sesle çıkmıştı sanırım. Ama umrumda değildi. Abim biraz durduktan sonra konuştu. "Değilim abicim... Değilim." Hani ağlamak istersiniz ya ama kimse görmesin diye yorganın altına girip sessiz sessiz göz yaşı dökersiniz o durumdayım şu an.

SİRİUS { DÜZENLENECEK }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin