UNUTAMAM SENİ|BÖLÜM16

235 6 0
                                    

...
"Oradalar mı?"diye sordum sesimi Erkan'a duyurmaya çalışarak.
"Evet Erkan ya bir şey söyler misin neler oluyor orda?"isyan etti Pınar en sonunda.
Merdivenin en tepesine çıkan Erkan aşağıda duran bize doğru eğilerek,konuştu.
"İçeride oldukça iğrenç görüntülere tanıklı etmemin verdiği şoku anlatamıyorum.Özelliklede hocanın göbeğinden bahs etmek dahi istemiyorum.Beni daha fazla zorlamayın."
Erkan'ın bu sözleri hepimizi güldürmüştü.
Gecenin karanlığında,bir villanın camına merdiven dayamış, içerideki olan biteni kayıt altına alıyorduk.Bunun sebebi içerideki adamın bizi sınıftan kovan,Kerim'i hakimlik mülakatından kalması için elinden geleni yapan,üniversite yıllarımızdaki o hocaydı.
Ve tabi olayın haber değeri taşıyan kısmı içeride onunla beraber genç,güzel bir kızında olması.Ha bide bu adamın evli ve hatta torunlarının olması dışında her şey aslında normal.
Olanları fotoğraflayan Erkan'ı hepimiztanınmamak için taktığımız, yüzlerimizde ki kar maskesi ile bekliyorduk.Tarık ve Ali içeride eskortların olduğu mekanda,bizimle evin arasındaki iletişimi kurmak için garsonluk yapıyorlardı.
Bu durum Senem'i geriyordu.
"Umarım içeriden kimse Ali'ye asılmaya falan kalkmaz.Hayır neden gruptaki sevgilileri olanlar içeride anlamıyorum ki."
"Merak etme Senem Ali bakar mı onlara hiç."
"Ben Ali'ye güveniyorum Aslı ama içerideki kadınlara asla yani.Asla!"
Erkan bizim için gerekli olan fotoğrafları çekerek merdivenden aşağı inmeye başladı.
"Yeterli bu kadar tüyelim artık yakalanmadan."
O sırada merdiveni tutan Kerim ve Pınar aralarındaki sohbetin verdiği kahkahayla beraber merdiven aniden yere düştü.Merdivenin çıkardığı sesten dolayı çok değerli hocamız cama çıkmıştı.Ve biz bu durumda kendimizi gülmekten alamıyorduk.
2 savcı 5 avukat durumumuz oldukça komikti.
"Kim var orda!Siz kimsiniz!Güvenlik yakalayın şunları!"diye bağırıyordu hoca arkamızdan.Fakat zaten çoktan ihbar ettiğimiz için villanın önünde polis sirenleri sesleri duyulmaya başlamıştı.
Biz o bağırışlar ve telaş arasında kaçan Tarık ve Erkanın'da gelmesiyle,villanın geniş olan bahçesinden,çimleren basarak son hızımızla kaçmaya devam ediyorduk.Çitlerin üzerinden atlayarak arka tarafta park ettiğimiz iki arabaya binerek oradan uzaklaştık.
Arkamızda karanlığın içinde patlayan mavi kırmızı ışıklarla beraber koskoca bir enkaz bırakmıştık resmen.
"Keşke hocanın siren seslerini duyuncaki ifadesinide çekseydin Erkan.Bence bu daha çok ses getirebilirdi."
Ali'nin bu sözleri hepimizi güldürmüştü.Kar maskelerimizi çıkartıp derin bir nefes aldık oradan uzaklaşınca.
Kısa bir süre sonra her zaman planlarımız için toplandığımız mekanlarımızdan biri olan eski bir bekçi kulübesi yere gelmiştik.Hepimiz arabadan çıkıp içeriye geçtik.
Tarık üstündeki papyonu atmış beyaz gömleği ile fotoğraf makinesini incelemeye başladı.
"Kerim al bu fotoğraf makinesini.Yarın Nejat abiye götür.Olanları biliyor,seni bekliyor olacak.Yılın haberi onun gazetesinin olmalı değil mi?"
Kerim Tarık'ın uzattığı fotoğraf makinesini aldı.Bu şeref onun olmalıydı.
"Ya biz niye şu fotoğraflara bakmıyoruz."diye isyan etti birden Senem.
Senem'in ellerini sıkı sıkı tutan Ali'den cevap gecikmedi tabi..
"Canım hocanın iğrenç göbeğini görmek istediğine emin misin?"
Pınar'ın hayal ettiğinde yüzünde oluşan ifadesi görülmeye değerdi.
"Yapma Ali ya canlandı gözümde birden.Midem kalktı."
Gittikçe koyulaşan sohbetin arasında Tarık biraz hava almak istediğini söyleyerek dışarı çıkınca Senem;"Aslı bir sorun yok değil mi?"diye bir soru yöneltmişti, sadece benim duyabileceğim  tonda.
"Bilmiyorum.Bu aralar Alif amca biraz üstüne geliyor sanırım.Savcılık meselesi yine."
Onu merak ettiğim için bende arkasında çıktım.Arabanın bagaj kısmına yaslanmış,elleri cebinde duruyordu.Yanına gittim.
"İçimden bir ses bu gece birilerinin canının biraz sıkkın olduğunu söylüyor."diyerek,yanına geçtim.
Bana  dönerek,baktı uzun uzun,gülümsedi. Sonra derin bir nefes aldı,gökyüzüne dönerek.
"Nolucak Aslı sonumuz?"
"Bana bildiğim yerlerden sorun lütfen."diyerek gülümsedim.
Sonra ellerimi gövdesinde birleştirerek, sarıldım ona.Buna başta şaşırsada sonra toparlanarak beni sıkıca sarmaya başladı.
"Tek ailem sensin biliyorsun değil mi?Nefes kadar muhtacım sana.Sesine,tenine,gözlerine..
Biliyorsun değil mi?"
Kafamı gövdesinde uzaklaştırarak yüzüne baktım.Uzunca gözlerine en çok..
Ve sırıtarak;
"Biliyorum."dedim.
Bana ciddiyetle bakarken birden gülümsemeye başladı.
Tarık annesini çok küçük yaşta kaybetmişti.Annesi kötü bir hastalığa yakalanınca babası annesini terk etmişti.Annesininde kimsesi olmadığı için hastahanenin bir köşesinde öylece ölmüştü.Tarık'ın babası annesini bir kafede garsonluk yaparken görüp,sevmişti.Bu ladar güzel başlayan biri aşk nasıl olmuştu da böyle bi sonla biterdi.
Tarık babasını hiç affedemedi.Bunu lise yıllarında öğrendiği günden beri babasıyla olan ilişkisi gittikçe kopmuştu.Buda sürekli kavga etmelerine sebebiyet veriyordu.
Bu gruptaki herkes yara almıştı bir şekilde.Ama en güzelide buna rağmen başkalarının yaralarını sarmak için çalışıyorlardı.
....

UNUTAMAM SENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin