3.Bölüm

3.2K 258 69
                                    


Öncelikle iyi okumalar diliyorum inşallah beğenerek okursuzun.

Bu bölümde bana yardım ve desteklerinden dolayı sevgili dostum Ayka'ya teşekkür edip bu bölümü ona ithaf ediyorum...

...

Toplantı salonuna yürürken nedense heyecanlandım hiç görmediğim biri için neden heycanlanıyordum ki

Kapıdan girdiğimizde küçük bir kokteyl hazırlanmıştı ama görünürde yeni genel Müdürümüz yoktu bir anda bir alkış koptu arkamı döndüm ve kürsüde o adam vardı.

Bir dakika bu bana beynimin oyunumu olabilir neden olmasın son günlerde çok düşündüm şimdi aklımdan çıkmıyor  kesinlikle ondan konuşmaya başladıktan sonra o olduğunu anladım bir dakika onun orda ne işi var yoksa dediği iş bumuydu genel müdürün yardımcılığı falan mı aklımdan geçen bütün herseyin yanlış olduğunu anlamam uzun sürmedi o konuşmaya başlayınca

"Salam qiymətli işçilərimiz mən yeni Müdürünüz Eldar Quliyev"

Salam beni kandıran adam sinirden deliye dönmüştum ve bunları dalga geçer gibi bana bakarak söyledi kendimi şuan salak gibi hissediyordum resmen benimle dalga geçmişti gözümden akan salak gözyaşlarıyla salondan çıkıp tuvalete gittim 

Ne kadar saçma huylarım vardı sinilence ağlıyordum yada kendim kandırıyorum bilmiyorum

Yüzümü yıkayıp dışarı çıktım ama şok olmuştum karşımda Eldar bey vardı.

"Buyurun Eldar bəy yənə lağ eləməyə gəldiniz?"

Sinirle bir anda ağzımdan bunlar çıktı pişman olmalıydım aslında ama söylediklerim için pişman değildim isterse kovabilirdi beni sorun değil en azından içimden geçenleri söyledim

"Naz hanım gerçekten üzgünüm yanlış bir izlenim bıraktım sizde farkındayım o gün karşılaştığımızda size söyleyecektim size kim olduğumu siz bir anda gidince böyle bir süpriz oldu"

Tebrikler Naz yine yaptın yapacağını

"O gün havaalanında neden benimle türkçe konuştunuz o zaman"

Haklıydım ama bende Türk sanmıştım nerden biliyim böyle şeyler olacağını

"Ben sizi turist sandım azerice bildiğinizi bilmiyordum türkçe konuşunca bende sizle türkçe konuştum ve o gün gerçekten benim için çok önemli bir toplantı vardı ona yetişmeliydim herneyse bunları sonra konuşalım olur mu şimdi kokteyle geri dönmem gerekiyor"

Bana bunları söyleyip gitti bende olduğum yerde kaldım sadece o neydi öyle Allahım manken gibiydi adeta büyüledim kızların haftalardır konuştuğu kadar vardı o parfüm kokusu bilmiyorum sanki neler oluyor bana Allahım...

...

Eve döndüğümde saat 8 civarındaydı üstündeki elbiseyi çıkartıp pijamalarımı giyip  kendimi kanepeye attım çok yorulmuştum bu gün neden bilmiyorum sanırım yaşadığım şoklardan olsa gerek kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapattım düşüncelere daldım biraz sert çıkmıştım daha doğrusu saçmalamıştım yorgunlukla gözlerim kapanıyorduki telefonum çalmaya başladı arayan kimdi çok düşünmeye gerek yoktu

"Aşkım nasılsın?" Arayan Nisan'dan başkası değildi

"Çok iyi sayılmam Nisan" böyle söyleyince haliyle endişedi kız bende olanları anlattım zaten taksi olayını anlatmıştım olayların  kalan kısmında anlattım

"Naz hemen fotoğrafını yolluyosun meraktan ölürüm sonra şimdi kapatmam lazım abimle dışarıya çıkacaz"

Vedalaşıp telefonu kapattık saatte baktığımda 10 civarıydı bende uyumaya karar verip odama gittim uykunun şefkatli kollarına kendimi bıraktım

...

Klasik bir gün daha alarm ve ben kendisiyle biraz tartışıp uyandım  yüzümü yıkayıp dolabın önünde ne gideceğimi düşünmeye başladım sonunda açık mavi etekleri hafif kabarık elbisemi giymeye karar verdim altına beyaz babetlerimi giydim saçlarımı sımsıkı at kuyruğu yaptım mutfakta birşeyler atıştırıp çantamı ve ceketimi alıp dışarıya çıktım

Aşağıya indiğimde Günel teyze vardı bahçede çiçeklerini suluyordu

" Sabahın xeyir Günel xala" buraya taşınalı 1 ay olmasına rağmen Günel teyzeyle samimi olmuştuk beni kızlarından ayırmıyordu

"Sabahın xeyir Naz qızım"

Günel teyzeyle olan bu kısa sohbetin ardından taksiye binip otele doğru yola çıktım Antalya'yı çok özlemiştim o deniz kokusu burnumda tutuyordu telefonumdan resimleri açıp bakmaya başladım özlemişim diye iç geçirdim taksiye ücreti ödeyip otele girdim

Samira hanımda yeni gelmişti ona günaydın diyip masama oturdum işler yoğundu bu gün otelin doluluk oranları nerdeyse yüzde yüze ulaşmıştı kafamı kaldıracak vaktim yoktu kendimi işe o kadar kaptırmışım ki  saat nerdeyse 12 ye geliyordu en iyisi yemeğe gitmek diye düşünürken

Masamın önünde bir gölge oluştu.Kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişi Eldar beyden başkası değildi beynim sana sesleniyorum bana oyun mu oynuyorsun

Ne saçmalıyorum ki ben adam otelin genel müdürü kendine gel...

Evet bir bölümün daha sonuna geldik inşallah beğenmişsinizdir ben yazarken çok eğlendim umarım sizde okurken eğlenirsiniz.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sən Mənimsən(Sen Benimsin)TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin