Pazar gecesi ve hâlâ öğretmenime projeyi iptal etmek istediğimi söylememiştim.
"Çünkü bu bu işi gerçekten yapmak istiyorsun," dedi Jane.
Beraber toplanmış Jane'nin evinde takılıyorduk.
"Ailem kabul etmez, etmeyeceklerini biliyorum."
"Bu yapmak istiyorsun mu demek oluyor?" Kimi kandırıyorum tabii ki istiyordum."O zaman yalan söyleyeceksin."
İkimiz de Allie'ye baktık. "Sence yalan mı söylemeliyim? Aileme?"
"Elbette, başka çözüm yok."Aileme yalan söylemek...
"Ben onlara asla yalan söylemem."
Allie yüzüme boş boş baktı. "Aman y/n herkes ailesine yalan söyler."
Jane'e baktım. "Sen ailene yalan söyler misin?"
Jane omzunu silkti. "Hayır buna ihtiyacım yok. Onlarla konuşarak her şeyi halledebilirim."
Allie'ye baktım. "Sen annene yalan söyler misin?"
Allie gülerek ojesinin kapağını kapattı.
"Dalga mı geçiyorsun? O ne yaptığımı hiç umursamaz."
İçimi çektim. "Çok şanslısınız."
"Yapmak zorunda olduğun şey tam olarak da yalan söylemek sayılmaz."
"Nasıl yani?"
"Ev ödevi kulübü üzerinde çalışırken, ailene sadece bizimle ders çalışmak için çıktığını söyle, bu doğru olur değil mi?"
"Evet, sanırım.."
"Tamam, buldum bu kulüp işini bizim evde yapabilirsin. Zaten annem çoğu zaman evde bulunmuyor. Babamı biliyorsun zaten yıllar önce boşandılar."
Hımm. Yalan yok. "Bilmiyorum. Doğru gelmiyor."
"Aman y/n. Bu konu artık kapandı. Hadi hemen kulüp toplantısı için meslek lisesinden çağırılacakları belirleyelim."
"Şimdi mi?" Diye yutkundum.
"Evet, şimdi." Jane hevesle oturma pozisyonuna geçti.
"Ben belki Taehyung'u gelmeye ikna edebilirim ve beraberinde birkaç arkadaşını da getirebilir."
Vay. Eğer Jane'nin sevgilisi Tae gelirse, o zaman Jungkook da gelebilirdi. Ne de olsa Jungkook da meslek lisesine gidiyordu. İçimden bir heyecan dalgası yükseldi. Jungkook'un bu kulübün bir parçası olma fırsatı mı? Buna bayılmıştım. "Tamam yapacağım."
10 dakika sonra, öğretmenime görevi kabul ettiğim ve meslek lisesini de bu projeye dahil etmesini öneren bir mesaj attım.
Artık çok geçti.
Bu işe girmiştim.
Ve çok heyecanlıydım.Perşembe akşamı saat 16.55 idi. Toplantının başlamasına yalnızca 5 dakika kalmıştı. Heyecandan ölüyordum. Etrafıma baktım. Allie, üstünde süper mini eteğiyle merdivenden iniyordu.
Jane'e doğru döndüm. "Fen çalışacak herkes mutfakta olacak. Matematik salonda, ingilizce ise çalışma odasında."
"Yatak odasında kimler olacak?" Diye sordu Allie. "Ben o gruba katılacağım."
Ben Aille'yi azarlarken Jane de kıkırdıyordu.
"Bu eğlence değil! Çalışmak zorundasın. Git kıyafetini de değiştir. Eğer üstündekilerle durursan hiçbir erkek ders çalışmayı düşünmez!"
"Amaç da bu ya zaten." Dedi Allie. "Hatırladın mı bu işin amacı erkeklerle tanışmaktı."
Jane sırıttı. Ve ben yine sinirden kuduruyordum.İlk misafirim 18.10'da geldi. Kapıyı açtığımda kulüpte benimle konuşan sarışın çocuğun geldiğini gördüm.
Basamağı çıktı ve gülümsedi. "Ev ödevi kulübü burası mı?"
"Evet, gelsene." Geriye çekilip onu içeriye aldım.
Sırt çantası kitaplarla doluydu. "Ben Colin. Colin Moon. Etrafa göz attı. "Buraya gelen ilk kişi miyim?"
"Evet, sen yürüyerek mi geldin?"
"Aynen ama dönerken annem alacak. Bir saat sonra götürecek. Bugün çok uzun kalamayacağım."
"Olsun. Çok güzel olacak. Diğerleri geldiğinde başlarız ne dersin?"
Okuma gözlüklerini taktı. Gerçekten çok yakışıklı bir çocuktu.
"Neden hemen başlamıyoruz?"
"Oh. Ben...şey.."
Allie köşeden yürüyerek geldi. "Y/n siz başlayın. Ben gelenlerle ilgilenirim."
"Şey tamam." Kontrolü kaybetmekten nefret ediyordum ama Colin söylediğinde haklıydı. Başlayabilirdik.
Okul çantamı kavradım. "Hangi konularda çalışmak istiyorsun?"
Bana baktı. "Sen ve ben beraber mi çalışacağız?"
Süper mini etekli, yüksek topuklu arkadaşım dışında birini mi görmüştü acaba? "Evet."
Gülümsedi. "9. Sınıf mısın?"
"Hı hı."
"Harika. Ben de öyle. Biyolojiye ne dersin?"
"Olur, öyleyse oturma odasına gidelim."
"Tamamdır."
Colin oldukça zekiydi ve ikimiz de kendimizi bu çalışmaya kaptırmıştık. Biz kitaptaki şema hakkında tartışırken kapı tekrar çaldı.
Harika! Asıl kalabalık şimdi geliyordu. Kimin geldiğini görmek için kapıya koştum. Allie çoktan bakmıştı. "Colin'in annesi."
"Neden?"
"1 saat oldu."
"İmkansız."
Saatime baktım gerçekten de zaman Colin ile beraber su gibi akıp geçmişti.
Colin toplanmış çantasıyla yanıma geldi. "Güzel bir akşamdı y/n. Eğer yeniden yaparsanız bana haber verin." Telefon numarasını bir kağıda yazıp bana uzattı. Gülümsedi. "Haberleşiriz."
Kağıdı aldım. "Sana kesinlikle yazacağım, hoşçakal."
"Bir dahaki sefere birkaç arkadaşımı da yanımda getireceğim. Yani eğer burada başka birileri olacaksa."
"Başka birileri mi?" Oh cidden. Kimse gelmemişti. Colin'le beraber kendimi o kadar kaptırmıştım ki fark etmemiştim bile.
"Haber ver olur mu y/n? Seninle vakit geçirmekten çok hoşlandım."
Bu sözler karşısında domates gibi kızarmıştım.
Ellini sallar gibi yapıp annesinin içinde beklediği arabaya binmek üzere aceleyle kapıdan ayrıldı.Allie dostça el sallayıp kapıyı kapattı. "Konuşmamız gerekli. Jane! Sen de aşağıya gel!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Play Boy" Jeon Jungkook
FanfictionDers çalışmayı seviyorum, biraz fazla seviyorum. Ve "Yanlış çocuğa" fena halde tutulmuş haldeyim. Bu iki şey arkadaşlarımın bana şantaj yapması için bir mazeret olabilir mi? Maalesef oldu bile. Hem şu "yanlış çocuk" bir serseri ve artık o kadar da...