Jane'lere gitmek için hızlıca kapıya yöneldim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Dış kapıdan koşup basamaklardan indim ve bir ses beni durdurduğunda henüz sağa dönmüştüm.
"Y/n."
Etrafımda döndüm. Jungkook evimin önüne park ettiği arabasına yaslanmış duruyordu.
Siyah kotu, rüzgârda dağılan saçları ve hiçbir şey umrunda değilmişçesine kavuşturduğu kollarıyla öyle hoş görünüyordu ki.
Mesafeli konuşarak "Merhaba," dedim.
"Makaleni duydum."
"Sahi mi?"
"İyi iş."Sırıttım. "Teşekkürler. Makalede geçen adını gördün mü?"
"Evet. Bunu yapmana gerek yoktu."
"Bu işi sensiz yapamazdım ki."Yerinde kıpırdandı.
"Beni bir serseri gibi göstermemişsin. Katıldığım ilk günü anlatmamışsın."
"Evet, şey, hatanı düzelttin."Bana ulaşamayacağı noktada duracak şekilde ona doğru birkaç adım attım.
"Bugün buraya neden geldin?"
"Seni tebrik etmek için."Gözleri ihtiyatlı, yüzü sertti. Benim hissettiğim gibiydi. Tam olarak iyi şartlar altında ayrılmamıştık.
"Artık cezalı değilim."
Başını salladı. "Güzel."
"Gazeteye devam edebilirim ve de arkadaşlarımla takılabilirim."Omzunu silkti,
"Ama erkeklerle çıkmak yok. Her neyse umurumda değil."Derin bir nefes aldım. Hadi söyle y/n.
"Onlarla senin hakkında konuştum."
Bir saniye için gözleri yumuşadı ve dudakları şaşkınlık içinde seğirdi.
"Konuştun mu?"
"Evet. Seninle çıkamayacağımı söylediler."
"Sürpriz olmadı."
"Ama ben yine de çıkacağımı söyledim."Hiçbir şey söylemedi. Sadece bana baktı, ama yüzündeki ihtiyatlı ifade gitmiş kalbimi hızlandıran bir yumuşaklıkla yer değiştirmişti.
"Peki, onlar ne dedi?"
"Benimle evde takılmanı kabul ettiler. Ama çıkmak yok."
Sinirli bir şekilde gülümsedim. "Sanırım bu iyi bir başlangıç."Başını salladı ve hiçbir şey söylemedi. Bana yaklaşmadı.
Sanki umurumdaydı da."Ev ödevi kulübü," dedi.
"Ona n'olmuş?"
"Devam ettirdim."Gerçekten mi?
"Neden?"
"Çünkü sen başlatmıştın. Ve bu iyi bir şeydi."
Gülümsedim.
"Benim için mi yaptın?"
"Hayır."
"Evet, benim için yaptın."
"Yapmadım."Sırt çantamı kaldırımda bırakıp ona doğru yürüdüm.
"Benim için yaptın."
Ellerini kalçama koydu ve beni kendine çekti. "Ben asla bir kız için herhangi bir şey yapmam."
"Yalancı."
Sırıttı. Ve sonra beni öptü."Y/n!" Annem balkondan bağırdı.
Jungkook sessizce küfretti ve beni kendinden uzaklaştırdı. Hemen pes mi ediyordu yani?
"Y/n!"
İçimi çektim ve balkona doğru döndüm. "Efendim anne?""Jungkook'la içeri girip ders çalışmanız gerekmiyor mu?"
Jungkook, "Beni evden kovmuyor mu?" Diye fısıldadı.
Evet. Kendimi beğenmiş görünmeye çalışarak, "Senin için mücadele ettiğimi söylemiştim." Dedim.
Etkilenmiş görünüyordu. "Sanırım öyle."
"İçeri. Ödevler. Her ikiniz de. Hemen!"
Annem öylece durmuş bizi bekliyordu.
Sırt çantamı aldım ve Jungkook'a baktım. "Eee? Bunu istiyor musun?"
"Neyi istiyor muyum?"
"Her akşam kulüplerde takılmayan bir kızla takılmayı."Sırıttı ve arabasının ön koltuğundan kendi çantasını aldı. "Sanırım bunu yapabilirim."
Gülerek eve doğru yürüme başladım ama Jungkook kolumu yakalamıştı.
"Y/n?"
"Efendim?"
"Ev ödevi kulübü işi, yapmaya devam ettiğimde?"
"Evet?"
"Bunu senin için yapmış olabilirim."
Gülümsedim. "Biliyorum.""Seni seviyorum y/n."
Sözleri kalbimin hızla çarpmasına neden olmuştu. Bacaklarımın heyecanla titrediğini hissettim. Kesinlikle yanaklarım kızarmıştı.
Artık ona aşık olduğumdan emindim.
"Ben de seni seviyorum Jungkook."
Annemin bakışlarına aldırış etmeden yanağıma bir öpücük kondurup koluma girdi.
Beraber eve doğru yürümeye başladık. Ama bu sefer annemin bizi göremeyeceği bir noktada durduk.
Belimden çekerek beni kendine iyice yaklaştırdı. Başımı kaldırdığımda dudaklarımız arasında neredeyse mesafe kalmamış gibiydi."Seni tekrar öpebilir miyim?"
Gözlerindeki ışıltıyı gördüm. Bana sevgi dolu bakıyordu."Ben seni öpebilir miyim acaba?"
Ayak parmaklarımın üzerinde dikilmek dudaklarımızın buluşması için yeterli olmuştu..
Her bir hareketi heyecanlanmama yetiyordu. Bu sefer farklıydı. Beni gerçekten sevdiğini bilerek öpüşüyordu. Nazik ve arzulu.Onu çok özlemiştim.
Yine hiç bitmesin istedim.Bu sırada sırtımı okşayan ellerini popomdan uzak tuttuğuna da dikkat ettim.
Akıllı Jungkook.
Bir serseri için oldukça iyi birine dönüşüyordu. Onu gerçekten seviyordum.Biraz sonra ayrıldık. Artık eve girmenin vakti gelmişti.
Alnımı öpüp gülerek elimi tuttu, "Bir serseri olan ben, artık kız arkadaşıyla olan ders randevusu için gün sayıyor."
Kıkırdadım.Ben de artık eskisi gibi değildim. Jungkook beni, çok hoşlanmaya başladığım yeni biri haline getirmişti.
Beraber tekrar dışarı çıkmak için bir yol bulmamın çok uzun sürmeyeceğini biliyordum..
~Final
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Play Boy" Jeon Jungkook
FanficDers çalışmayı seviyorum, biraz fazla seviyorum. Ve "Yanlış çocuğa" fena halde tutulmuş haldeyim. Bu iki şey arkadaşlarımın bana şantaj yapması için bir mazeret olabilir mi? Maalesef oldu bile. Hem şu "yanlış çocuk" bir serseri ve artık o kadar da...