Jungkook'la Bir Akşam Yemeği

689 18 2
                                    

"Hımm... ilanları tam olarak nereye koydunuz?" Diye sordu Jane.
Bir parça daha pizza alıp ağzıma doğru ittim. "Her yere. Okuldaki tüm ilan panolarına astım."
"Ve ben de meslek lisenine gidip oraya astım."
İnanılmaz. Sadece bir kişi gelmişti. Bir!

"Bak y/n, okuldaki çocuklar ders çalışmayı ilgi çekici bulmuyor." Dedi Jane. Ekledi. "Colin dışında"
"Şey, ama o hoş biriydi"
"İyi de tek bir kişiyle bu projeyi nasıl gerçekleştirmeyi planlıyorsun?"
"Herkesin buraya gelmek istemesini sağlayabilecek sosyal güce sahip biri var." Dedi Jane.
"Kim?" Diye sordu Allie.
Doğrulup oturdum. "Evet, kim?"
Jane bana baktı. "Jungkook."

Kalbim göğüsümde deli gibi atmaya başlamıştı ve Allie bu fikri beğenmediğini belli ederek bağırdı. "Jane! Dalga mı geçiyorsun. Bu işin tüm amacı y/n jungkook dışında birilerini düşünmesi içindi"

"Başka fikrin var mı?" Jane Allie'ye cevap verirken hâlâ bana bakıyordu.

"..."

"Tamam yokmuş. O halde yarın akşam yemekte Jungkook'la bunun hakkında konuşacağız. Annem ve babam da orada olacak. Bize karşı gelmesi zor."

Oh, sanki Jungkook benimle ailesinin zoruyla takılmaktan hoşlanacakmış gibi. Yapacak başka bir şey de yoktu.

Jane bana baktı.
"Pek iyi görünmüyorsun."
"Sanırım hastalanıyorum. Belki de bunu yapmamalıyız."
"Hadi ama y/n. Jungkook benim çirkin abim. Onun için neden böyle şeyler hissettiğini anlamıyorum. Endişelenme onu ikna edebilirsin."
 
                          ♤♤♤♤♤♤♤

Jane'nin evine tam da ailecek yemeğe oturmak üzerelerken vardım. Bir aile yemeği. Ailesiyle, Jane ve Jungkook.

Jungkook'un siyah saçı dağınık gibiydi ve oldukça uzamıştı. Üstünde yıpranmış siyah bir tişört vardı ve inanılmaz çekici görünüyordu.

"Y/n geleceğini bilmiyorduk! Lütfen gel ve bize katıl!" Jane'nin annesi masadan fırlayıp bir sandalye çekti.

Heyecandan ölüyordum. Beni Jungkook'un yanına oturtuyordu!
Ama o bana bakmadı bile, sadece yemeğini yemeye devam etti.
Jungkook'a gizlice göz atarak "herkese selam," dedim.

Sohbet, Jungkook'un basketbol takımı ve bu takımın ulusal şampiyonayı kazanacak favori takım ünvanını almasıyla başladı.
Derken Jane masanın altından benim de konuşmam için öyle bir tekme attı ki neredeyse yediğim yemekten boğuluyordum.
Ağzımdakiler tabağımın her tarafına saçılmıştı. Bir parça çiğnenmiş ekmek de Jungkook'un tabağının kenarına kondu.

Harika. Ölmeyi hiç bu kadar istememiştim.

Jungkook, tabağındaki çiğnenmiş ekmek parçasına sanki ona her an saldırabilecek bir canavarmış gibi iğrenerek bakıyordu.

(betimlemelerim müq biliyorum dkdhksdhkd)

Peçetemle dağınıklığı temizlemeye çalışırken mırıldandım. "Üzgünüm."

(Shdjhsmshddk y/n seni çok rezil edesim geldi sorry..😂😂)

Artık ona sormam imkânsızdı. İmkânsız.
Jane bir saniye içinde beni süzdü ve bakışlarından vazgeçmeyeceğini anladım.

"Abicim, y/n'nin sana söylemesi gereken bir şey var."
Tüm masa dönüp bana baktı. Jungkook da dahil.
"Nedir o y/n?"
"Hiç bir şey, ben gitsem iyi olacak."
Jane sakince, "Y/n senin ev ödevi kulübümüze katılmanı istiyor." Dedi.

Jungkook güldü. Daha doğrusu kahkaha attı. Resmen alay ediyordu.
Mükemmel artık tamamıyla utanç içindeydim.

Jane'nin annesi konuştu, "Bence bu harika bir fikir." Jungkook tekrar kahkaha attı.  Cevaba gerek olmadığını gösteriyordu.

"Neden jeon'un katılmasını istiyorsun?" Diye sordu annesi. "Tam olarak çalışkan biri sayılmaz."
Sağıma bir göz attım, Jungkook yemek yemeyi bırakmış beni izliyordu. Ahh. Sanki o bana bakarken konuşabilirmişim gibi.
"Kulübe katılım sayısı çok az, yani popüler birinin gruba katılmasına ihtiyacımız var."

Jungkook Jane'e baktı.
"Taehyung reddetti ha?"

"Geleceğini söyledi ama arkadaşsız."

Jungkook bana yarım bir gülümseme gönderdi. "Üzgünüm y/n, sana yardım edemem."
En azından tekrar kahkaha atmamıştı.

"Jeon." Jungkook'un babası ciddi görünüyordu.

Babasına baktığında Jungkook'un sırıtışı soldu.
"Kızlara yardım et."
"Baba, basketbol antrenmanım var!"
"Eminim saatleri uygun şekilde ayarlayacaklardır."

"Ama bu ev ödevi klubü. Ev ödevi. Böyle bir gruba dahil olmak istemiyorum. Benim de bir popüleritem var. Her hafta orda ders çalışmamı isteyemezsin."

"Aynen öyle istiyorum ve senin notlarının da buna ihtiyacı var."

Jungkook çatalını masaya koydu ve babasına dik dik baktı.
"Ben bu kulübe gitmiyorum. Arkadaşlarımı da oraya sürüklemiyorum."
"O halde basketbol takımında oynamak yok."

Bu hiç iyi değildi. Jungkook benden nefret edecekti. Annesi de başıyla babasını onaylamıştı.
Sonra Jane'e ateş püskürten gözlerle baktı.
Bana bakmadı bile.
Sadece masadan kalktı ve gitti.

Tamam. Bu konuşma oldukça kötüydü. Jungkook ya kapımda bana aşk ilan edecekti ya da bir kazmayla beni kovalıyor olacaktı.

Jane'nin babası halinden oldukça memnun görünüyordu. "İşte bu kadar Jeon artık yanınızda. Sadece ona tarihi, saati ve kaç kişi istediğinizi söyleyin. Orada olacak."

Mükemmel.
Ya da değil.

     

"Play Boy" Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin