| 6.Bölüm |

192 22 42
                                    

Cemre Solmaz'dan :

Gözlerini aç ve yukarı bak,dumanlar yok.Şimdi çevrene dikkatlice bak Cemre kaçan insanlar,ağlayan ailesini arayan çocuklar,bitmek bilmeyen ardı ardına gelen bombaya karışmış silah sesleri var mı burda?

Yok,

Çünkü sen ve senin gibiler vatanınızı koruyor.Onların sadece bir bayrak diyerek geçtiklerine canını verebilecek olan sen,duygularını rafa kaldır.Ve düşün,neden bu mesleği seçtin?

Bu meslek değil,sevda.Nasıl bir anne yeni doğan çocuğunu gördüğü andan itibaren o eli bırakmamak için çabalar,elleri ayrılmasın diye canını ortaya koymaktan çekinmez.Bizde vatan için canımızı koyarız,korkmayız ölmek için aksine ölüme gideceğimiz için şehit olacağımız için sevinerek gideriz.

Şimdi o gözyaşını sil Cemre,Allah'a şükür kimse ölüp kalmadı.Nefes alıyorsun ve nefesini vatan için veriyorsun.Yürüyorsun çünkü o şerefsizleri bu cennetten uzak tutman gerekiyor.Mutlusun çünkü bu vatanı seviyorsun.Evet onlar senin ailendi,tıpkı annen ve baban gibi onları çok seviyordun.Ama ilk defa aileni kaybetmedin sen Cemre.İlk defa bu acı ile yüzleşmiyorsun.Kendine gel ve sil o gözyaşını.Ailen ile ortak özelliğin aynı şey için yaşamanızken neden bu gözyaşları söyle bana!

Ağlama aksine gül,sevin ama sakın üzülme.Bir vatanın var ama binlerce asker var ve bu askerlerin hepsi bu vatan için canını verir istesen.Ne kadar şanlı bir duygu bu ve senin ailende şanlı.Hepsi tam burda,kalbinde...

Gittiler işte,benim aslanlarım...

Arkamı döndüğümde Pusu Timi bana bakıyordu,ben ise bir çift kara göze.Beni hep sakinleştiren ve huzura kavuşturan o gözlere...

Belki o şuan anlamıyordu,ben yeni gelen bir komutandım sadece.Atarlı bir o kadar sert,timini yolcu eden ve arkasından kimse görmeden göz yaşı akıtan ardından yeni bir time katılan sadece bendim iste...

Geçmiş çok acı veriyor,hatırladıkça seni ilk gün ki gibi yaralıyor ve kabuklasan yarayı tekrar kanatıyor.

Sana sormuyor ki acıyacak mı diye?

Yavaş adımlarla sessizce yürüdüm,derin bir nefes alıp onlara bakmamaya çalıştım ve karargaha girdim.Dogruca kendimi odaya attıp koltuğa uzandım.

Sen güçsüz değilsin Cemre,bir erkege muhtac hiç değilsin.Ama bu yasadıklarını hak etmiyordun.Ve buraya göreve gelmendeki ilk sebep vatanın diğer sebep ise son kez onu görmekti...

Akma be göz yaşı,sırası mı şimdi ağlamanın...

Birkaç dakika sonra kapı çalmıştı ardından da iceri Beril girmişti.Sahi ben onu orda unutmuştum,kendi derdime düştüm ve can dostumu unuttum.Tek yoldaşımı...

" Girebilir miyim,komutanım? " dedi yaşlı gözlerle.

Bir şey konuşmamı engelliyordu,sanki beynim vücuduma susma emri vermişti.Sadece kafamı salladım ve ardından karşı koltuğa oturdu.

Göz yaşlarını silip birden kısa bir süreligine güldü,ben anlamsız gözlerle ona bakıncada " Anonim Hanım'lar iyi tatil yaptı,Deniz'in anlaması lazım bence.Kendini bir belli et özlenmişsindir. " dedi ve ardından bende gülmeye başladım.

" Cidden mi Beril,şuan karargahtayız farkında mısın? Ve aglamamı kestin sus! " diye bağrındım ve ya bağırdığımı sandım.

" İyi öyle olsun komutanım. " dedi ve hain bir gülüş ile bana baktı.Sanki 'Bu senin istememiş halinse istesen neler dersin çocuğa' diye bakıyordu bana.

Gizli |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin