| 10.Bölüm |

165 16 57
                                    

Cemre Solmaz'ın Günlüğü :

04.06.2019

Saudade...

Bir kimsenin yokluğun da hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olmayacağını anladığın an ki hissiyata verilen ad.

Bundan çok uzun zaman sonra bu hissi tekrardan yaşayacağım gün,aklıma bu kelime gelecek ve ben bu günlüğü yazmaya başladığım gün anı kalması için sakladığım kuruyan papatyayı geri alacağım.

İki karton kapağa mahkum kaldığı günler yeter ona.

Kırları süslemesi gerekirken beyaz taç yapraklarının ona kefen görevi görmesi ne acı ama...

Doğa bir mucize; gökyüzündeki bulutlar,derelerde ki nilüferler ve kırlardaki papatyalar...

Benim kırlarım dalgalarla mücadele etti,kendini boğdu ve papatya suya hasret yarım kaldı.Aynı kuruyan papatya gibi...

Ensar ve eşi daha iki saat önce ölüm haberimi aldılar.Ne kadar canları acıyor ve ne kadar çok kendilerini suçluyorlar.Herşeyi kendilerin de arıyorlar ama herşey hiçbirşey...

Belki onlar gelmeseydi ne ben,ne O,ne de onlar bu durum da olurduk.Ama 'belki' benim 'iyikim' olacak ve ne başka senaryolar ne de başka bir hikayeye senarist olacağım.

Ben bundan sonra kendi hikayemi kendim şekillendireceğim ve bundan 'ASLA' pişman olmayacağım...

Artık bu kız 'keşke' lere,değil 'iyiki' lere bakacak...


4 HAZİRAN 2019

Saat: 14:29

Yer : Cevdat Özsoy Özel Hastanesi


Art arda geçen saatler ve dakikalar yerini dolu mideme bırakmıştı,mide bulantım geçeli çok olmuyordu ve ayakta durabilmem için bir şeyler yemem gerektiğini söylemişti hemşire.Aklım ilk defa çok boş kalmıştı ne düşünebiliyor ne de düşünmek istiyordum.Sadece nefes alıyordum...

Açık olan televizyona boş gözlerle bakıyordum,televizyon izlemek benim en sevdiğim şey iken şuan sadece zamanın geçmesi için izlediğim bir şey olmuştu.Düşüncelerimi bölen şey ise çalan kapıydı...

''Gir,''diyen cılız güçsüz sesimle açılan kapıdan bir beyfendi girdi içeri.Spor giyinmiş adam elinde bir buket çiçekle gelmişti.Sıcacık samimi bir gülümseme ile kapıyı biraz daha aralayarak dudaklarını araladı.

''Müsait misiniz,eğer değilseniz başka bir zaman da gelebilirim?''dedi benden izin isteyerek.

''Müsaitim tabii ki,acaba siz kimsiniz?''derken içeri girmiş çiçekleri yanımda ki komidine koyarak yanıma bir sandalye çekmişti.

''Ben istihbarattan Kaan memnun oldum,zehirlendiğinizi duymuş Albay kendisi gelemediği için ben geldim.Geçmiş olsun bu arada daha iyi misiniz?''diye sordu aynı samimi gülüşü ile.

''E-evet iyiyim biraz boğazım ağrıyor sadece.''diye cevap verdim.Mide yıkama ciddi bir şekilde zahmetli ve acı verici bir operasyondu,haliyle boğazıma sokulan borudan boğazım tahriş olmuştu.Üstüne birkaç kez kusunca da boğazımın hali cidden çok kötüydü.

''Geçmiş olsun tekrardan,çok konuşmamaya çalış.Albayın emriyle birkaç gün seninle kalacağım senin için bir sorun olur mu? İstersen Albay ile konuşabilirim yanımıza kadın bir askerde yollayabilir ama benim senin yanından ayrılmamam gerekiyor.Kötü gözüküyorsun dinlenmek ister misin biraz?''diye sordu ilgiyle.

Gizli |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin