0.5

118 8 9
                                    

"Hey, kedicik iyi misin?" Kedi için hazırladığım maskeli yüzünü incelerken kim olduğunu merak ediyordum. İhanet gibi hisssetmesini asla istemiyordum çünkü büyükbabama karşı duyduğum özlem çok fazlaydı.

"L-leydim?" Yavaşça doğruldu ve bedenini yokladı.

"Mucizem nerede?!" Başımı yere eğdim ve derin bir nefes aldım.

"B-ben..."

"Ne yapıyorsun sen?" Kaşları çatık bir şekilde beni süzüyordu.

"Onu kullanmam gerekiyor kedi. Bir gardiyanı bu şekilde suçlayamazsın."

"Bana bunu normal bir şekilde açıklayabilirdin. Sana her zaman güvendiğimi ne çabuk unutmuşsun!" Kafamı iki yana salladım.

"Ne için kullandığımı bilsen bana normal bir şekilde vermezdin!" Söyledim şeyin farkına vardığımda çok geçti.

"Ne için kullanacaksın?"

"Kedi..."

"Ne yaptığını sanıyorsun Uğur böceği?!"

"Usta'yı canlandırmak istiyorum! Çünkü tüm bunlar bana çok ağır geliyor. Sen bir gardiyan değilsin kedi. Beni anladığını sanıyorsun ama yanılıyorsun. Sen beni asla anlamadın ve anlamayacaksın!"

"Mucizemi ver."

"Yapamam."

"Ver dedim!" Gözlerimi büyüttüm.

"Bana emir veremezsin." Gözleri masaya kayınca hareketlendim. Ama o benden önce davranıp aldı.

"Bir an önce kendine gelsen iyi olur. Usta öldü Uğur Böceği. Böyle olması gerektiği için öldü. Ve sen bir can için milyarlarca insana bir bedel ödetemezsin."

"Kara Kedi..." Ve ben daha hiç bir şey diyemeden gitti. Canım yanıyordu, ne yaptığımı bilmiyordum. Onu kızdırmıştım ve kızmakta çok haklıydı. Büyükbabamın ona verdiği mucizeyi ondan çalıyordum. O ölmüştü ve bir daha geri gelmeyecekti.
 

                     *********

Işığın altında gözlerimde yaşlarla yürüyordum. Ondan kesinlikle özür dilemeliydim. Bana sarıldığında, bana gülümsediğinde, bana arkadaşlığı hissettirdiğinde içimi ısıtan kediyi de kaybedemezdim. Büyükbabam gibi, Adrien gibi ve dahası...

"Marinette?" Kafamı kaldırdım ve oradaydı. Çatıda ayaklarını sallayarak oturuyordu. Hep yaptığı gibi.

"Merhaba kedi." Burnunu çektim ve yürümeyi bıraktım.

"İyi görünmüyorsun." Önüme inince onunda ağladığını fark ettim.

"Sen de öyle." Kolları bedenimi sardığında şaşırmıştım. Eminim ki Uğur böceğinin ben olduğumu bilseydi bana böyle davranmazdı.

"Sana ihtiyacım var kedi." Hıçkırıklarım arttığında beni daha da sıkı sardı.

"Hepimizin birbirine ihtiyacı var Mari."

Bir saat sonra evimin balkonunda kediyle oturuyordum.

"Anlaşılan ikimiz de birilerine kırgınız."

"Aslında tam olarak öyle değil." Yıldızlara bakan gözleri benim gözlerimle buluştu.

"Ben birini çok kırdım sanırım. Ve bu benim canımı çok yakıyor. Onu böylesine üzmeyi asla istememiştim." Gülümseyerek elimi tuttu.

"O hâlde ondan özür dile. Özür dilemek her şeyi çözer. Mesela beni kıran kişi benden özür dileseydi sanırım onu affederdim." Kafamı salladım ve elimi çektim.

CURSED [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin