"Bir gün oğluna kavuşacaksın hayatım. O gün çok yakında." Nooroo
Gabriel'ı izlerken korkuyordu. Yapacağı şeyler korkunç şeylerdi."Nooroo ne yapıyorsun?!" Kwami masada mucize kitabının kopyasını inceliyordu. İki mucizenin birleşimi sonucu bir dileğin gerçekleşmesini buradan öğrenmişti.
"Sizi izliyordum efendim." Gabriel masaya yaklaştı ve kitabı eline aldı.
"Bu kitabı Fu'nun evinde bulamadım. Bunun nedenini biliyor musun?" Aslında biliyordu ama söyleyemezdi.
"Bilmiyorum efendim." Nathalie odaya girdiğinde Gabriel mucizeyi ona verdi.
"Git ve onu izle Nathalie. Bana bilgi ver."
"Pekâlâ."
✓ ✓✓✓✓✓✓
Bugün annemler şehir dışındaydı ve bu gece eve geç gelebileceğimin bir işaretiydi. Terasta Eyfel Kulesi'nde oturan kediyi izlerken gülümsedim. Bana beni sevdiğini söylemişti ama arkadaş olarak. Yine de sevmesi bile yeterdi. Ona baktığımı görmüştü. Yavaşça yanıma yaklaştı.
"Merhaba meleğim. Devriye gezen bir böcek gördün mü?" Tamamen unutmuştum. Bir şeyler uydurmalıydım.
"O, bir işi çıktığını söyledi. Birazdan gelir." Kafasını salladı ve şezlonga uzandı.
"Gelmek ister misin?" Ünlü sırıtışını yaptıktan sonra güldüm.
"Hey, daha iyi misin?" Kafamı salladım ve yanına oturdum.
"İyiyim kedi. Teşekkür ederim. Yanımda olduğun için."
"Her zaman meleğim." Saçlarımla oynamaya başladığında gözlerimi kapattım. Yavaşça tokaları saçımdan çıkardı ve yüzüme baktı.
"Böyle çok güzelsin." Saçlarımı düzelttim ve gülümsedim.
"Öyle diyorsan." Biraz sonra içeri geçtim. Kedi gitmişti. Tikki'yi doyurduktan sonra devriye yardımı için kedinin yanına gittim.
"Merhaba pisi!" Elini uzattı ve yanına oturdum.
"Bugün çok daha güzel görünüyorsunuz leydim."
"Sizin kadar olmasa da. Teşekkürler bayım." Güldük ve etrafı izlemeye başladık.
"Aslında sana söylemek istediğim bir şey var." Gözlerim yemyeşil gözlerini bulduğunda ellerimi tuttu.
"Ben sanırım seni seviyorum!" Bu harikaydı. Beni tekrar seviyordu ama Marinette olarak değildi. Ben onu Marinette iken tanımıştım ve Marinette iken âşık olmuştum. Bunu yapamazdım. Ayrıca onunla tekrar olursak ShadowMoth bize yine aynısını yapabilirdi.
"B-ben üzgünüm kedi. Bunu yapamam. Benim başka bir sevdiğim var. Bunu biliyorsun." Kafasını sallayıp yutkundu.
"Üzgünüm. Ben bunu düşünemedim." Ayağa kalktı ve çatılardan atlarken onu izledim. Beni terk edişini. Belki de leydisini demeliyim. Çünkü hatalarımı anlatmak için bana geldiğinde kırdığım yerleri yine ben saracağım onun için. Ama çok korkuyorum, bir zarar gelmemeli ona. Yeniden her şeyi unutamam.
✓✓✓✓✓✓✓✓
Chloe evinde bir havuz partisi vermişti ve hepimiz orada toplanmıştık. Bir süre sonra uzaktan gelen Luka'yı gördüm.
"Hey, merhaba Luka. Geleceğini bilmiyordum."
"Senin için." Chloe kulağıma fısıldadı ve ona doğru döndüm.
"Bence o benim için gelmedi." Gülümsediğimde kaşlarını çattı. Ondan kesinlikle hoşlanıyordu.
"Merhaba Chloe. Müzik için beni çağırmışsın."
"E-evet Luka. Benimle gel lütfen.
İkisi müzik aletlerinin olduğu yere yürürken onları izliyordum. Biraz uzaklaştıklarında Luka Chloe'nin kolunu tuttu.
"Chloe. Sana söylemek istediğim bir şey var."
"N-nedir Luka?"
"Ben sanırım daha fazla bekleyemem." Luka Chloe'yi öptüğünde gülümsüyordum. İkisi de birbirini seviyordu. O sırada Adrien'ın da onları izlediğini fark ettim.
"Senin için ağır olmalı."
"Ah, aslında onlar için mutluyum. Biz Luka ile pek uyuşmuyoruz." Elimi tuttu ve havuzun kenarına getirdi.
"Bugün ne oldu biliyor musun? Ben..."
"Mari, bizimle içecek almaya gelir misin?" Ayağa kalktım ve elimi Adrien'ın omzuna koydum.
"Üzgünüm Adrien. Sonra dinlemeye söz veriyorum."
"Önemli değil. Onlarla git." İçecek almaya gittiğimizde aklım kedideydi. Onu üzmekten çok korkuyordum ama her defasında onu üzüyordum.
"Hayır, o kesinlikle aptaldı kızım."
"Ne diyorsun Alya! O kesinlikle muhteşem."
"Mari, bir kara kedi hayranı mısın?" Alya fazla içmişti ve dediği hiçbir şeyi hatırlamıyor olacaktı. Nino onu almaya geldi ve ben eve girdim. Evde yalnız olduğum aklıma gelince odama çıktım ve duş aldım. Saçlarımı kuruturken kedinin arkamda olduğunu yeni fark etmiştim.
"Ne yapıyorsun burada?"
"Şşh!" Yanıma yaklaştı ve ellerimi tuttu. Ne yaptığını anlamıyordum.
**********
Genç adam bir zamanlar kalbini kıran kıza baktı. Saçını kurutuşuna, gözlerine... Onu fark ettiğini görünce gözlerinin içine baktı."Ne yapıyorsun burada?"
"Şşh!" Genç kıza doğru ilerledi ve ellerini tuttu. Kulağına doğru eğildi.
"Bu siyah adam neden bütün bu güzel maviliğe sahipken gökkuşağını seçsin?" Genç kızı daha çok kendine çekti ve saçlarına bir öpücük kondurdu. Karşısındaki maviliğe gülümsedi ve tam gidecekken kız kolundan tuttu.
"Mavi gökkuşağına hâkim olmasına rağmen siyaha aşıktı. Öyle aşıktı ki gökkuşağından vazgeçip siyaha karışana kadar..." Birbirlerini öpmeye başladılar. Siyah maviye karışıyordu. Bir lanet iki bedeni paylaşacaktı bu gece. İki bedende karışacaktı. Yavaşça boynuna indi. Kız çok sevdiği sarı saçlarına daldırdı ellerini. Genç erkeğin hoşuna gitmiş olacak ki mırıldandı. Saçları hâlâ aynıydı. Gözlerini kapattı ve kokusunu içine çekti. Birden en çok sevdikleri yerde buldular kendilerini. İkisinin dertleşme köşesi şimdi birbirlerine tekrar âşık oldukları yerdi. Bu gece ikisi de ikinci kez birbirlerini sevecek ve ilk kez birbirlerine karışacaktı siyah ve mavi. Bu iki kişinin hikâyesi olmaktan çok bir lanetin iki bedende yer bulmasıydı.
Sellaaam! Umarım iyisinizdir Yaklaşık bir iki ay bölüm atamadım ve biliyorum biraz heyecanlı bir anda bıraktım
Artık daha aktif olmaya, her gün bölüm atmaya çalışacağım
Sizleri çok seven ve öpen bir admin 💋
Bölüm nasıldı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CURSED [TAMAMLANDI]
FanfictionHer şey ile başlayabilir aşk. Belki bir gülüşe bakar, bir tebessüme, bir hayale. Bu aşk da öyle başlamıştı. Zannedilen gibi ama asla olmayan. Aynı ama farklı. Sanki birbiri için yaratılmış gibi değil de aynı duygulara, aynı kişiliklere ve aynı sevgi...