Seungmin arkasından gelen adım sesleri ile o yöne döndü ve kapının önündeki Hyunjin'i gördü. Hyunjin ilerleyip Seungmin'in önünde durdu.
"Neden benden kaçtın."
"Senden kaçmadım.Sadece benş tanımıyormuş gibi yapmana sinirlendim neden onlara gerçekleri söylemedin?"
"Çünkü ben de sana sinirliyim."
"En son iki gün önce görüştük ve seni kızdıracak hiçbirşey yapmadım."
"Sana kaç kere mesaj attım ama sen bakmadın bile aramalarımda sana ulaşamadım ne kadar endişelendim biliyor musun? Sırf bu yüzden doğum gününe geç kaldım."
"Telefonumun şarjı bitmişti.Özür dilerim bu kadar sorumsuz olmamalıydım."
"Asıl ben özür dilerim o an şarjının bitebileceği hiç aklıma gelmedi.Böyle saçma bir neden yüzünden sana kızmamalıydım."
"O zaman sıradan arkadaşlar olmaya devam."
"Aynen öyle. "
"Peki ya Minho ve Jisung'a ne söyleyeceğiz birbirimizi tanımadığımızı sanıyorlar."
"Gerçekleri anlatalım."
"Tamam."
O sırada Jisung geldi.
"Siz çoktan iyi anlaşmışsınız bile. "
"Aslında"
"Neyse sonra anlatırsınız şimdi pastayı götürmeme yardım edin."
"Sen içeri git istersen biz getiririz pastayı."
"Tamam."
Jisung Minho'yla Jungwon'un yanına gitti.Hyunjin ve Seungmin ise pastanın mumlarını yakıp doğum günü şarkısı eşliğinde içeri götürdüler.Şarkı bittikten sonra Minho ve Jisung Jungwon'un yerine pastayı üflediler.Herkes teker teker Jungwon'a hediyelerini verdiler.Yemekler de yenildikten sonra herkes dağıldı ve geriye Minho, Jisung,Seungmin ve Hyunjin kaldılar.
"Seungmin ve ben aslında..."
Hyunjin'in sözü zilin çalmasıyla bölündü.Minho kalkıp kapıya baktı.
"Merhaba biz Jisung için gelmiştik ama sen kimsin? "
"Ben Jisung'un arkadaşıyım."
Jisung kapıya gitti.
"Baba.Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk oğlum. "
"İçeri gelsenize."
İçeriye girdikten sonra Seungmin ve Hyunjin rahatsız etmemek için gittiler.Aslında Minho da gitmek istemişti ama Jisung herşeyi ailesine açıklamak istediği için gitmesine izin vermedi.Jisung'un ailesi salonda otururken Minho ve Jisung mutfakta kahve yapıyorlardı.
"Jisung onlar seni-"
"Evet onlar benim ailem.Gerçek çocukları değilim ama onlar benim ailem.Benim de ailem Jungwon'unki gibi iki erkekten oluşuyor."
"Bu konu hakkında sonra konuşalım olur mu?"
Jisung kafasını salladı.
"Hadi şimdi kahveleri götürelim."
Kahveleri verdiler ve onlar da koltuğa oturdular.
"Sevgili misiniz?"
"Aslında bizim durumumuz biraz farklı."
Bütün herşeyi anlattılar.Jisung'un babaları tanımak için Minho'ya biraz soru sorduktan sonra onlar için salona yer yatağı hazırladıktan sonra odalarına gittiler.Üstlerini değiştirip Jungwon'u uyuttular ve onlarda yataklarına yattılar.
"Ailenden hiç bahsetmemiştin."
"Belli bir nedenim yok sadece ailemden bahsedebileceğim bir an olmadı."
"Seni bebekken mi evlatlık edinmişler?"
"11 yaşında."
"Bana kendinden bahset seni daha fazla tanımak istiyorum. "
"Bebekken gerçek ailem öldüğü için yurda verilmişim.Yurtta sadece bir tane arkadaşım vardı benden iki yaş küçüktü sonra onu başka şehirdeki bir yurda gönderdiler o yüzden tek kaldım.Okulda hep ailem olmadığı için dışlandım.Sonra onlar gelip beni evlatlık aldılar.Gerçek ailem gibi sevdiler beni.Bu sefer okulda iki tane babam var diye dışladılar, kötü sözler söylediler."
"Jungwon için endişelenmenin nedeni de buydu."
"Evet.Ona da bana yaptıklarını yaparlar diye kokuyorum."
"Korkma biz onu koruruz hiç kimse birşey diyemez."
"Hadi uyuyalım benim çok uykum var."
"Tamam."
•••••••••••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just For A Baby >>Minsung<<
Fanfiction"Bu bebeği gerçek ailesinin bıraktığı gibi bırakamayız, bebeğe beraber bakalım. "