Jeongin her zamanki gibi cumartesi günü ders için Minho'ların evine gitmişti.Dersten sonra Jisung'a herşeyi anlatmayı planlıyordu o yüzden derse çok odaklanamıyordu.Minho da bunu anlamıştı ki dersi oldukça kısa tutmaya özen gösteriyordu.
"Jeongin anladın mı soruyu? ."
Jeongin onun dediğini duymadığı için dürttü.
"Jeongin"
"hı"
"Anladın mı?"
Jeongin başını salladı.
"Bidaha anlatıyorum bu sefer dinle olur mu?"
"Tamam"
Minho soruyu tekrar anlattı.Jeongin çok fazla odaklanmamış olsa da soruyu anlamış gibi yaptı.
"Tamam o zaman ben eşyalarımı götüreyim sen de toparlan."
Eşyalarını eline alıp kapıya yöneldi ve çıkmadan önce Jeongin'e göz kırptı.
Minho gittikten sonra odada büyük bir sessizlik oluştu.Bu sessizliği bozmak Jeongin'in göreviydi ama o sessiz bir şekilde Jisung'a bakıyordu.Jisung fark etsede Jeongin'i strese sokmamak için birşey söylemedi.
"Jisung hyung"
Jisung telefonundan kafasını kaldırıp Jeongin'e baktı.
"Efendim Jeongin"
Jeongin kolyesini çıkardı.
"Beni Lee Jeongin olarak biliyorsun ama bu benim gerçek adım değil..."
"Yang Jeongin.Gerçek adım bu hyung.Bence ne söylemeye çalıştığımı anlamışsındır çünkü ben daha fazla devam edemeyeceğim."
Jisung yerinden kalkıp Jeongin sarıldı.
"Anladım.Küçükken de konuşmada çok iyi değildin."
Bunu söylerken sesi titremişti çünkü çoktan ağlamaya başlamıştı.Tabi Jeongin de ondan farksız değildi.
Tek ağlayanlar onlar değildi kapıda onları izleyen Seungmin de ağlıyordu.
"Artık iki hyungım var."
"İki mi beni saymıyor musun Jeongin?"
"Seni unutmuşum Minho hyung o zaman üç hyungım var."
"Ben?"
"Seungmin hyung sen ne zaman geldin?"
"2 haftadır nasıl söyleyeceğini düşünüyorsun ben kaçırır mıyım bunu asla kaçırmam.Neyse sen boşver onu bende hyungınım değil mi?"
"Öylesin hyung"
"O zaman sorun yok ben gidiyorum siz yeni kavuştunuz biraz beraber vakit geçirin."
Seungmin hepsine el sallayıp evden ayrıldı.Diğerleri ise onun arkasından gülüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just For A Baby >>Minsung<<
Fanfiction"Bu bebeği gerçek ailesinin bıraktığı gibi bırakamayız, bebeğe beraber bakalım. "