Katherine yorgunca Astronomi Kulesinin merdivenlerini tırmanmaya başladı. Aynı zamanda da Sirius'un ona şaka yapma ihtimaline karşı etrafına dikkat ediyordu. Merdivenlerde ilerlerken oğlanın pencerelerden birinin önünde dışarıyı izlediğini gördü. Ayak seslerini duyan Sirius yüzünde bir gülümsemeyle Katherine'e döndü. Katherine oğlana doğru yürürken rüzgarın etkisiyle üşüdüğünü hissediyordu.
"Geleceğini düşünmemiştim." Sirius itiraf etti. Katherine etrafı bir daha kolaçan ederken omiz silkti. Sirius kızın endişesini fark edip konuştu. "Merak etme, şaka falan değil."
Katherine tek kaşını kaldırdı ve sesli bir nefes verdi. Sonra kafasını kaldırdı ve işte o an gözleri birbirine kenetlendi. Birbirlerinin gözlerine sanki o kadar derin bakıyorlardı ki Katherine bir an büyülendiğine bile ihtimal verdi. Sirius hiçbir şey demeden kızın gözlerinin içine baktı. Ne kadar zaman öyle kaldıklarını anlayamıyordu. Sanki zaman donmuştu ve önemli olan tek şey sadece ikisiydi. Katherine anı bozan ilk kişi oldu. "Buraya beni neden çağırdın?"
"Bir nedeni yok." Sirius omuz silklerek söyledi. Katherine oğlana göz devirdi adımlarını merdivenlere yöneltti. Sirius anında kızın elini tuttu ve geri çevirdi. Sirius kıza dokunduğu yerde karıncalanmalar hissediyordu. Sonra da hafifçe gülümsedi. "Şaka yapıyorum. Bir şey sormam lazım."
"Tamam artık bırakabilirsin." Katherine Sirius'un tuttuğu eline baktı. Sirius ise hızlıca elini kızın elinden çekti. Katherine kollarını çaprazladı ve Sirius'un konuşmasını bekledi.
"Regulus'un Ölüm Yiyen olacağını duydum." Sirius mırıldandı ve Katherine onaylarcasına kafasını salladı ve bakışlarını yere çevirdi."Benim için bir şey yapmana ihtiyacım var."
"Senin için neden herhangi bir şey yapayım?" Katherine sordu. Sirius iç çekti ve elini saçından geçirdi.
"Çünkü birbirmizden nefret etsek de Prenses, biliyorum ki sen de Regulus'u önemsiyorsun. Sadece ona dikkat etmene ihtiyacım var." Katherine Sirius'a yumuşakça baktı. Sirius derin bir nefes aldı ve utanarak yere baktı. "Çok da iyi bir kardeş sayılmam. Bana en çok ihtiyacı olduğu zaman onu terk ettim ve açıkçası şu an ona ulaşamıyorum. Benimle konuşmuyor, beni dinlemiyor ama en güvendiği, en yakını sensin. Başından beri kardeşimle olduğunu biliyorum o yüzden sana bu konuda güveniyorum."
"Onu gerçekten umursuyorsun, değil mi?" Katherine nazikçe sordu. Sirius kafasını aşağı yukarı salladı. Katherine gülümsedi ve bilinmez bir nedenden dolayı ilişkilerinde bir şeyler değişti ve ikisi de bunun farkındaydı. Katherine oğlana daha da yaklaştı ve rahatlatıcı bir tavırla elini omzuna koydu. "Sirius, bana inanmayacaksın ama... ama Regulus'un söylediği kadarıyla harika bir kardeşsin ve kötü ağabeyin ne olduğunu bilen biri olarak güven bana, kötüyle alakan yok.
"Çok teşekkürler. Benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edemezsin". Sirius kıza içten bir gülümseme gösterdi. Katherine ise oğlanın hareketini tekrar etti. Katherine elini çocuğun omzundan çekti. "Bana söylemek için hiçbir nedenin yok ama dürüst olduğumuza göre evin gerçekten evin mi?"
Basit bir soruydu. Hem de fazla basit. Eğer başka birine sormuş olsaydı kafası karışırdı. Ama Katherine için çok anlamlıydı. Katherine aşağı baktı. Sirius haklıydı. Ona söylemek için tek bir nedeni bile yoktu. Sirius bu bilgiyi alıp herkese söyleyebilirdi. Ama içinden bir ses kıza,öyle görünmese bile, Sirius'a güvenmek için her nedenin olduğunu söyledi. Kafasını tekrardan kaldırdı. Sirius kızın gözlerindeki çatışmayı görünce şaşırdı. Bu kadar savunmasız olmasını beklemiyordu.
"Hayır, değil. Öyle düşünmüyorum... inamıyorum. Ev denen bir yer, bir şey olduğuna artık inanmıyorum. Orası sadece yaşadığım yer ve büyük ihtimalle hayatımın sonuna kadar da orada kalacağım."
Katherine yavaça mırıldandı. Sirius'un dudaklarında empati dolu yumuşak bir gülümseme oluştu."Lord Voldemort'a hizmet etmek mi hayatının sonuna kadar yapacağın şey?" Katherine derin bir nefes aldı ve dudağını ısırdı.
"Benim kaderim bu. Seçim şansım yok." Katherine'in cevabı oğlanın kaşlarını çatmasına yetmişti. Sirius kafasını salladı. Tam ağzını açıp konuşacakken Katherine ondan erken davrandı. "Ah, ben gitmeliyim. Regulus'a dikkat ederim. Yani yapabildiğim kadarıyla."
"Katherine..." Kızın adını söyleyiş şekli ikisini de sanki bir transa soktu. Bir kelimeye o kadar çok duygu yüklemeyi başarmıştı ki Sirius kendi bile inanamadı. Diğer tarafta Katherine ise kalbinin daha hızlı çarptığını hissediyordu. Sirius gülümsedi. "Teşekkürler, biliyor musun, aslında hala arkadaş olabiliriz."
"Birbirimizden nefret etmememiz garip olur." Sirius tek kaşını kaldırdı.
"Hayatını böyle mi görüyorsun? Değiştirilemez mi?" Katherine ailenden kaçmak istersen sana yardım edebilirim." Katherine umutsuzca kafasını salladı.
"Edemezsin, Sirius. Yardım edemezsin."
YOU ARE READING
Never Until Forever || Sirius Black[Türkçe Çeviri]
Fanfic✵ ✵ SIRIUS BLACK FANFICTION ✵ ✵ 𝘛𝘩𝘦𝘺 𝘸𝘦𝘳𝘦𝘯'𝘵 𝘦𝘢𝘤𝘩 𝘰𝘵𝘩𝘦𝘳𝘴 𝘣𝘪𝘨𝘨𝘦𝘴𝘵 𝘧𝘢𝘯𝘴. 𝘏𝘦 𝘳𝘦𝘱𝘳𝘦𝘴𝘦𝘯𝘵𝘦𝘥 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘩𝘦 𝘤𝘰𝘶𝘭𝘥 𝘯𝘦𝘷𝘦𝘳 𝘣�...