eighteen

453 58 65
                                        

TRIGGER WARNING: İNTİHAR,ŞİDDET

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

TRIGGER WARNING: İNTİHAR,ŞİDDET

"Derslerin nasıl gidiyor?" Katherine tabağından kafasını kaldırıp babasına baktı. Dördüncü Charles Avery. Babası oldukça korkutucuydu ve bu korkutucu havası etrafındaki herkesi ezerdi. En çok da Katherine'i. Babası kızının o haftasonu eve gelmesini istemişti. Katherine her ne kadar bahane üretmeye çalışsa da işe yaramamıştı. Charles Avery kızıyla akşam yemeğine oturmak istiyordu ve son sözü hep o söylerdi.

"İyi. Simya hoşuma gidiyor." Katherine itiraf etti. Ağabeyi Beşinci Charles Joseph Avery aşağılayıcı bir kahkaha attı. Babasıyla aynı adı paylaştığı için herkes ağabeyine Joseph derdi.

"Aptal kız. İlgilenmen gereken tek şey Ölüm Yiyen olmak." Katherine bakışlarını tabağına çevirdi ve kaşlarını çattı. Artık onu bu kadar küçümsemelerinden bıkmıştı. Sırf soyadı Avery diye bütün hayatı onun için çizilmişti.

"Ya Ölüm Yiyen olmak istemezsem?" Katherine ihtiyatla sordu. Sağır edici bir sessizlik Avery Malikanesinin yemek odasına doldu. En son ailesinden biri babasına karşı çıkmaya çalıştığında ölmüştü. Tabiki babası asla annesini öldürmezdi. Ama karısını Ölüm Yiyen olmaya zorlamış ve üstüne o kadar bir baskı kurmuştu ki çocukları için bile hayata tutunanamıştı.

"Saçmalama,Katherine. Annene ne olduğunu biliyorsun." Babası söyledi. Katherine derin bir nefes aldı ve babasına baktı. Bir zamanlar Katherine babasının biricik kızıydı. Onun istediği her şeyi yapar, kızını hediyelere, mücevherlere boğardı. Ağlamasına, üzülmesine tahammül edemez, onu üzen kişiye hayatı cehennem ederdi. Ama şimdi tek önemli olan Voldemort'a hizmet etmekti.

"Annem beni büyüttü. Sizden çok ona benziyorum." Katherine cesaretini toplayıp konuştu. Babasının gözlerinden sinirini okunabiliyordu. Masaya sert bir yumruk bastırdı ve masada duran tabaklar sesli bir şekilde hareket etti. Katherine ise irkilmişti.

"Yeter artık! Seni büyütmek yerine ölmeyi seçti!" Babası sesini olabildiğince yükseltti. Katherine sandalyesine daha da çok yaslandı. Babası da sakinleşmek için derin bir nefes aldı. "Ve şimdi sen de bize katılıp birÖlüm Yiyen olacaksın. Nokta.

"Severus Snape katıldı. Regulus Black ise yakında işaretini alacak." Joseph babasını destekledi. Charles kızına sırıtarak baktı. Katherine gözlerinde birikmeye başlayan yaşları hissedebiliyordu. Gözlerini yaşların gitmesi adına birkaç kere kırpıştırdı ama işe yaramadı hatta şu an gözündeki yanma daha da belirgindi. Şu an olmazdı. Babası ve ağabeyinin önünde asla ağlayamazdı.

"Arkadaşlarını örnek alıp onlara uymalısın." Katherine konuşmamak için dişlerini sıkmıştı ve bakışları gözyaşlarını fark etmesinler diye tabağına sabitlenmişti. Ağlamak bir zayıflıktı ve bu evde zayıflığa yer yoktu. "Emma Vanity peki? Son zamanlarda onunla yakınlaştığınızı duydum."

"O da eninde sonunda katılır. Yani niye katılmasın?" Joseph sırıttı. Dudaklarında şeytanca bir gülümseme oluşurken sandalyesine yaslandı. "Bayağı da güzel."

"Joseph." Charles sesini kontrollü tutmuştu ama onu duyan herkes korkardı. Katherine dudağını ısırdı ve kendini dizginlemek için derin bir nefes aldı. Gözyaşlarını gizlice sildi ve babasına baktı.

"Ben... Bana bu gecelik izin verebilir misiniz?" Katherine sordu. Charles bir saniye düşündü ve elini gidebilirsin anlamında salladı ve Katherine bir saniye beklemeden odadan çıktı ve çıktığı an sesli bir nefes verdi. Zaman kaybetmeden odasına çıkan merdivenlere doğru yol aldı.

Joseph sırıtıp babasına baktı. "Savaşta bir gün hayatta kalamaz. Çok duygusal." Charles hafif bir sinirle oğluna baktı. "Diğer tarafa katılmasına izin de verebilirsin. Bize bir katkısı yok. Hatta onlara katılsa daha da zayıflarlar."

"Kardeşini küçümsüyorsun. Annesine çok benziyor maalesef, inatçı ve nedense bulanıkları önemsiyor." Charles onaylamazcasına söyledi ve kafasını salladı.

"Onunla konuşurum." Joseph masadan kalktı ve Katherine'in odasına doğru yol aldı. Odanın kapısını çaldı ve içeriden bir ses geldi. "Kapı açık." Joseph anında kapı kolunu aşağı indirip odaya girdi. Katherine bir şey yapamadan önce Joseph kızı boynundan yakaladı ve en yakın duvara yapıştırdı. Boynunu sıkınca Katherine nefesinin kesildiğini hissetti.

"Joseph!" Katherine kesik nefesiyle söylemeye çalıştı. Aynı zamanda da oğlanın boynundaki elini iki eliyle çekmeye çalışıyordu ama başaramadı.

"Sence Ölüm Yiyen olmaman mümküm mü?" Eğer kaçmaya çalışırsan seni ben bulurum ve kendi ellerimle öldürürüm. İşte böyle." Kardeşinin boynundaki elleri sıkılaşırken Katherine bedeninin güçsüzleştiğini hissetti. Görüşü bulanıklaşıyordu ve nefes almaya çalışmak için bile gücü kalmamıştı. "Bu sana ders olur."

Joseph kızı bıraktı ve Katherine öksürerek yere düştü. Ağabeyinin odasından çıktığı an Katherine gözyaşlarının akmasına izin verdi ve sarsılarak ağlamaya başladı.


Never Until Forever || Sirius Black[Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now