Never Until Forever || Sirius Black[Türkçe Çeviri]

twentyone

"Tamam, bir planımız var." Remus, James ve Peter Katherine, Severus ve Emma'nın yanına otururken Sirius söyledi. Emma arkadaşlarına şaşırarak baktı ve Severus uzun zaman sonra kafasını kitabından geniş gözlerle kaldırdı.

"Ne oluyor?" Emma sordu. Katherine derin bir nefes aldı ve Sirius'a panik içinde baktı. Oğlanın Katherine'in daha kimseye bir şey söylemediğini anlaması uzun sürmezken hızlıca bir bahane uydurdu.

"Bize yaptığınız son şakayla alakalı. Ama önce Katherine ile konuşmalıyız." Sirius'un yalanı Katherine'i rahatlatırken Emma tek kaşını kaldırdı.

"Katherine, bunlara inanıyor olamazsın. Kesinlikle bir şey planlıyorlar." Regulus Emma'ya baktı ve kızın şüphelerini gidermek adına kafasını salladı.

"Bir şey yok. Hem de senin kararın değil zaten, Vanity." Peter kıza cevap verdi. Emma suratını buruşturdu. Severus ise göz devirip sesli bir nefes verdi.

"Büyük Salonunda dışında buluşuruz." Remus Peter'ı da kendisiyle ayağa kaldırırken söyledi. James ve Sirius da arkadaşlarını takip etti.  Sirius arkasını döndü ve kıza iyi olduğundan emin olmak için baktı sonra da hafifçe gülümsedi. Katherine de ayağa kalktı ve çapulcuları takip etmek için adımını attığında biri bileğini sıkıca kavradı.

"Kafayı mı yedin sen?! Onlarla gidecek misin gerçekten? Önce Astronomi Kulesi şimdi bu!" Katherine bileğini Severus'un elinden sertçe çekti. Sesli bir nefes verdi ve kazağını düzeltti ve kapıya doğru yürüdü. Katherine kapıdan çıkınca Çapulcuları bulmak için etrafına bakındığında biri elini tutup onu karanlık bir koridora çekti. Koridorun darlığından Katherine elini tutan Sirius'un bedenine olabildiğince yakındı.

Katherine oğlana baktı ve kirpiklerini hızlıca kırpıştırdı. "Selam." Sirius kıza hafifçe güldü.

"İyi misin?" Sirius kıza sordu. Katherine gülümsedi ve kafasını salladı. "İyi. Umarım hazırsındır çünkü milyon tane Hogwarts kuralı falan çiğneyeceğiz."

"Ne?! Kafayı mı yediniz?" Katherine geniş gözlerle dört oğlana sordu. "Bu aptal şakalar yüzünden zaten profesörlerin gözü üzerimizde."

"O zaman bu gece şanslı gecen." Peter geniş bir sırıtışla söyledi. James cebinden bir parşömen çıkarınca Katherine kaşlarını çatıp kağıda baktı. Katherine kafası karışarak Çapulculara baktı. James sırıtıp Sirius'a baktı.

"Buyur, Sirius." James'in lafıyla sırıtan Sirius asasını çıkarıp kağıda doğrulttu.

"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum." Katherine geniş gözlerle parşömeni izledi. Sirius'un asasından dağılan mürekkep kıvrımlara sonra da isim ve yer adlarına dönüştü. Sirius ise dikkatini sadece Katherine'e odaklamıştı. Mavi gözlerinin ne kadar güzel olduğunu düşündü. Zaten hep güzeldi. O mavi gözler... O mavi gözler Sirius'un gri gözleriyle buluştuğunda oluşan fırtınayı hatırladı. Gözlerinin mavisine her baktığında huzur bulduğunu bir kez daha anladı. Astronomi Kulesinde buluştukları gece tek yapmak istediğinin bütün gece mavi gözlerin içine bakıp kızı öpmek olduğunu hatırladı.

"Sirius" Yumuşak bir sesin adını söylemesiyle girdiği transtan çıktı ve gözlerini hızlıca kırpıştırıp kafasını salladı. Tabi ki Çapulcular da Sirius'a seslenmişti ama Sirius'un duyduğu tek ses Katherine'e aitti. "Dalmışım." Sirius mırıldanırken Çapulcular da olayı anlayıp sırıttı. Sirius haritayı açmaya devam etti.

"Bu ...Ne ...Siz ... Merlin'in Sakalı... Bunu siz mi..." Katherine şaşkınlıktan cümlelerini toparlayamazken Çapulcular gururla gülümsediler.

"Evet, biz yaptık. Bu akşam Hogwarts'tan çıkmak için kullanacağız. Sonra da Avery Malikanesine gidip baban ve ağabeyine seni unutturacağız." Remus planı açıklarken Katherine kaşlarını çattı ve dudağını ısırdı.

"Bir sorunumuz var. Plan harika olabilirdi ama geceleri malikane güvenli olsun diye bahçemizde ve girişte ruh emiciler dolanır. Babam bakanlıktaki yüksek mertebesinden dolayı ruh emici izni alabilmişti." Katherine umutsuzca söylerken oğlanlar birbirlerine endişeyle baktı. James kafasını salladı.

"Onlara yakalanmayız. Bu gece, Katherine, soyadına elveda de. Kurtulacaksın." James kararlılıkla söylerken Çapulcular sırıttı.