thirtyfive

362 46 88
                                        

Katherine geniş gözlerle etrafına bakarken geçen her saniye ile kalp atışının hızlandığını hissediyordi. Avery malikanesinin onlarca odalarından birinde etrafında Ölüm Yiyenlerle beraberdi. Kabus gibiydi. Onca zaman sonra Avery Malikanesine geri döneceğini hiç düşünmemişti. Hele ki Ölüm Yiyenlerle dolu bir yere... Asla. Ama şimdi kabusunu yaşıyor gibiydi. Eskiden "ev" demeye zorlandığı yerdeydi. Kaçtıktan sonra bile. Ve etrafında en nefret ettikleri olan Ölüm Yiyenler vardı. Katherine toplantıda olanları saymaya başladı. 1 ölüm yiyen... 2...3...4...

"Katherine" Birinin yavaşça omzuna dokunmasıyla irkildi. "Burada olmak istemediğin çok belli oluyor." Regulus kızı rahatlatmak istercesine dalgayla sordu ama oğlanın şakası Katherine'i güldürmüşe benzemiyordu. Regulus derin bir nefes verdi. "Keşke bunu yapmak zorunda olmasaydın."

"Keşke. Ama her istediğimiz olmuyor." Regulus hafifçe güldü ve kıza bir şeyler anlatmaya başladı ama Charles ve Joseph Avery'nin odaya girmesiyle Regulus'a olan dikkatı dağıldı. Korkusu artarken ağabeyi odada göz gezdirdi ve en sonunda sırıtarak bakışlarını Katherine'de sabitledi. Nefesi kesildi ve kafasını başka yöne çevirdi.

"Sıkıntı yok, sen sadece benimle kal ve sakin ol." Regulus kıza güvence verirdi ve Katherine minnetle gülümserken Charles Avery herkesin etrafında toplanması için şampanya bardağına tıklattı.

"Hepiniz hoşgeldiniz. Avery malikanesinde sizi karşılayan ilk kişi olmak istedim. Bugün toplanma amacımızdan hepinizin haberdar olduğundan eminim. Yükselme zamanımız gelmiştir." Charles gururlu bir ifadeyle sırıttı. Katherine daha hızlı nefes alıp vererek Regulus'a daha da yaklaştı. "Karanlık Lord yükselecek ve bulanıkları yok edecek!"

Katherine geniş gözlerle onun kadar rahatsız Regulus'a bakarken odanın içindeki herkes alkışlıyordu. Katherine ise Lily'nin güvenliği için endişelenmekten kendini alıkoyamadı. Katherine'in gerginliğini fark eden oğlan elini onu korurcasına Katherine eliyle buluşturdu. Katherine tam ağzını açtığında yanlarına geleni görmesiyle derin bir nefes aldı.

"Merhaba, Regulus. Bakıyorum da bir arkadaş getirmişsin." Joseph sırıtarak Katherine'i baştan aşağıya süzdü. Bir saniyeden bile daha az bir süre için tanır gibi olmasıyla Katherine korkmaya tekrardan başladı.

"Kız arkadaşım, Katherine. Kendisi melez ama muggle-doğumlu  babasından nefret ediyor." Regulus yalan söylerken Joseph hımladı. Bu sırada sırıtışı daha da genişledi.

"Ne güzel. Aslına bakarsan tanıdık geldiğini inkar edemeyeceğim." Joseph bardaktaki içkisini bitirdi. Katherine ise derin bir nefes aldı.

"Ya, öyle mi? Çoğu kişiye tanıdık geliyorum." Joseph hafifçe güldü ve kafasını sağa sola salladı.

"Güven bana, senin gibi birini unutması imkansız." Joseph sırıttı ve Katherine flörtözce göz kırptı. Regulus'a baş selamı verdi ve yanlarından ayrıldı. Katherine ise ağabeyinin onun hakkında söylediklerinden sonra görüşünün bulanıklaştığını hissediyordu.

"Hava almaya çıkıyorum." Regulus anlayışla kafasını salladı ve beraber odadan çıktılar. Merdivenlere doğru ilerlerken Katherine eski odasını fark etmesiyle adımlarını durdurdu. Regulus da kızı takip etti. "Her neyse, gidelim." Katherine mırıldandı ve hızlıca merdivenlerden aşağı inmeye başladı.

"İnsanları öldüreceklerine inanmıyorum." Regulus ihtiyatla söyledi.

"Biliyorsun, her zaman kaçabilirsin. Annen ve baban Sirius yapınca çok umursamadılar, yani neden olmasın?" Katherine önerdi. Regulus kafasını salladı ve kıza baktı.

"Sana kim göz kulak olacak? Seni bu saçmalıkta tek bırakmam." Regulus kararlılıkla söyledi. Katherine gülümseyip oğlana sarıldı. "Bu arada Sirius ile olanı duydum. Nasıl hissediyorsun?"

"Berbat. Bana nasıl baktığını görmeliydin." Katherine iç çekti.

"İşte buradasınız." Regulus ve Katherine Emma'nın onlara seslenmesiyle döndüler. Snape de geliyordu. Katherine yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. "İçecek bir şeyler isteyeceğinizi düşündük." Emma dedi. Severus ve Emma'nın onlara verdiği içki bardaklarını aldılar ama içecek kadar da aptal değillerdi.

"Teşekkürler." Katherine bardağını döndürdü ve derin bir nefes verdi.


Never Until Forever || Sirius Black[Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now