Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Ah, Katherine gerçekten hiç gerek yoktu." Euphemia, Katherine ile beraber yemek masasını kaldırırlarken minnetle söyledi.
"Önemli değil, yapabileceğim her şekilde yardım etmek isterim." Euphemia gülümserken tabakları kızın elinden aldı ve yıkanmaları için bir büyü mırıldandı.
"Bu son ay James'in tüm hayatı boyunca olduğundan daha yardımcı oldun bana. Yaz tatilinin tadını çıkarmalısın, oğlanlarla yani." Euphemia ve Katherine herkesin olduğu oturma odasına yürüdüler. İçeri girdiklerinde Katherine Sirius'un yanına, Euphemia ise eşinin yanına oturdu. Sirius hemen kolunu kızın beline sarıp gülümsedi. Katherine de gülümsüyordu, uzun bir zaman sonra mutluydu.
Mutluluk hayatı boyunca hiç yaşayamayacağını düşündüğü bir duyguydu. Ama etrafı onu seven insanlarla çevriliyken bu düşüncesinin yersiz olduğunu anladı. Bugün 18. doğum günüydü. Katherine'in bildiği kadarıyla ne arkadaşları ne de Fleamont ve Euphemia bundan haberdarlardı. Zaten onu kabullenerek, evlerine alarak, arkadaşları olarak en büyük hediyeyi vermişlerdi.
"Ee, bugün ne yapıyorsunuz? Planlarınız var mı?" Fleamont sordu. Sirius ve James birbirlerine baktılar. Katherine'in ise az sonra olacaklardan haberi yoktu.
"Sirius,Katherine'e göstermen gereken bir şey yok mu?" Fleamont sordu. Sirius ise sanki yeni hatırlamış gibi konuştu. " Aa, evet! Sen olmasan ne yapardım, Fleamont." Katherine'in ise kafası karışıktı. Sirius ayağa kalktı ve Katherine'e elini uzattı. Katherine Sirius'un elini tuttu ve o da ayağa kalktı.
"Birazdan geliriz, bizi çok özlemeyin." "Şimdiden özlemeye başladım." James dalga geçti. Euphemi gözlerini devirirken Sirius ve Katherine gülümseyip odadan çıktılar.
"Bana ne göstereceksin?" Katherine meraklıydı. Sirius ise kızın elini daha sıkı tuttu ve merdivenleri çıkarken kendi odasına yönlendirdi. Katherine tek kaşını kaldırdı. Neden Sirius'un odasına gidiyorlardı? "Düşündüğüm şey mi? Ne bu acele? Geceyi de bekleyebilirdin." Katherine kahkaha atarak söyledi.
Sirius hafifçe güldü. "Biliyorum sen de istersin, Prenses ama onun için getirmedim seni." Katherine gözlerini devirdi ama eğleniyordu. Sirius odasının kapısını açtı, ikisi de girdikten sonra Katherine'in ardından kapattı. Sirius bir çekmeceden küçük, siyah kadife bir kutu çıkardı. Telaşlı görünüyordu, endişeli gibiydi. Ama Katherine ile beraberken hiç böyle davranmazdı. Sirius gülümseyip kutuyu uzattı.
Katherine küçük kutuyu eline aldı. "Korkmalı mıyım?" Katherine şakayla karışık sordu. Sirius güldü. "Bilmem, olabilir." Sırıtarak cevap verdi.
Katherine yavaşça kapağını açtı ve hiç sevinmediği kadar çok sevinmişti."Beğendin mi?" Sirius utangaçca sordu. Katherine oğlana adeta boynuna atladı. "Çok, çok beğendim." Sirius kollarını Katherine'in beline doladı ve saçlarına bir öpücük kondurdu. Ayrıldıklarında Katherine kolyenin zincirini eliyle takip etti. Ucunda ise altından bir köpek patisi vardı. Daha basit bir hediye olamazdı ama Katherine için anlamı büyüktü.
"Senin patronusun ve benin animagusuma uysun diye aldım." Sirius gülümsedi. Katherine kolyeyi kutudan çıkardı ve takması için Sirius'a uzattı. Sirius, Katherine'in saçlarını bir yana çekip kolyeyi taktı. Sonra eğilip kızın boynuna bir öpücük kondurdu.
"İyiki doğdun." Sirius kıza sarıldı. "Bugünun doğum günüm olduğunu nereden bildin?" Katherine yavaşça geri çekildi. "Söylesem ne eğlencesi kalır ki?" Katherine gülerek göz devirdi. "Hadi, sana bir sürprizim daha var." Sirius yeniden kızın elini tuttu ve onları oturma odasına doğru götürdü.
"Sirius, hiç gerek yo-"
"SÜPRİZ!" Arkadaşlarının sesiyle sustu. Hepsi ona gülümsüyordu. Remus ve Lily onlar yukarıdayken eve girmiş olmalıydılar.
"18. doğum günün kutlu olsun, Katherine!" Lily arkadaşına sarıldı. "Yaşlandın artık." Lily dalga geçerek söyledi. Katherine güldü. "Sen de gençleşmiyorsun, Evans." İki kız birbirlerine bakarak güldülar. Remus kızın yanına gelip sarıldı. "Seni gördüğüme çok sevindim, Rem." "Ben de seni, Kat. Bu iki aptalın senin sinirini çoktan bozduğuna korkmuştum." Katherine gülümsemekle yetindi.
"Hayır, gayet de iyi." James Lupin'e göz devirirken doğumgünü kızına sarılmak için geldi.