Aynı gün, gece.
20.45Tuğrul: İyi akşamlar Altan.
Tuğrul: Kusura bakma, sen uyanmadan gitmek zorunda kaldık.
Tuğrul: Nasıl oldun?
Altan yazıyor...
| Altan çevrimiçi.
Altan yazıyor...
Altan: Gitmeyi o istedi, değil mi?
| Tuğrul çevrimiçi.
Altan: Saklamana gerek yok abi.
Altan: Öyle olduğunu biliyorum.
| Tuğrul çevrimiçi.
Altan: İkna edebildin mi?
Tuğrul: Ettim. Benimle Antalya'ya gelmek şartıyla yardım almayı kabul etti.
Altan: Anlamadım
Altan: Onun şartı mı, senin şartın mı bu?
Tuğrul: Onun.
Tuğrul: İzmir'de kalmak istemiyormuş artık.
Altan: Babanız?
Altan: İzin verecek mi?
Tuğrul: On sekiz yaşını doldurduğu için ondan izin almasına gerek yok.
Tuğrul: Ortaokulda bir sene sınıf tekrarı yapmış.
Tuğrul: Bana da o herifle konuşmaya giderken söyledi.
| Altan çevrimiçi.
Tuğrul: Sen nasılsın?
Altan: İyiyim.
Tuğrul: Çok teşekkür ederim Altan.
Tuğrul: Ne desem az, biliyorum.
Tuğrul: Ama sen olmasan Tuna'nın durumunu hiç öğrenemeyebilirdim.
Tuğrul: Tuna'yı yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim.
| Altan çevrimiçi.
Altan yazıyor...
Altan: Tuna yanında mı abi?
Tuğrul: Arabada uyuyor.
Tuğrul: Kahve almak için durdum da.
Tuğrul: Arayıp rahatsız etmemek için yazayım dedim.
Altan: Anladım.
Tuğrul: Sen iyi misin gerçekten?
Altan: İyiyim, merak etme.
Altan: Tuna sana emanet abi.
Altan: Yalnız bırakma onu.
| Altan çevrimdışı.
| Tuğrul çevrimiçi.
Tuğrul yazıyor...
Tuğrul: Elimden geleni yapacağım, korkma.
Tuğrul: Sen kendine mukayyet ol.
____
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries&cigarettes
Dla nastolatkówVenüs'ün kitabıdır, o dönene kadar bu hesapta geçici olarak bulunmaktadır.