8.6

9K 730 63
                                    

Aynı gün, gece.
20.45

Tuğrul: İyi akşamlar Altan.

Tuğrul: Kusura bakma, sen uyanmadan gitmek zorunda kaldık.

Tuğrul: Nasıl oldun?

Altan yazıyor...

| Altan çevrimiçi.

Altan yazıyor...

Altan: Gitmeyi o istedi, değil mi?

| Tuğrul çevrimiçi.

Altan: Saklamana gerek yok abi.

Altan: Öyle olduğunu biliyorum.

| Tuğrul çevrimiçi.

Altan: İkna edebildin mi?

Tuğrul: Ettim. Benimle Antalya'ya gelmek şartıyla yardım almayı kabul etti.

Altan: Anlamadım

Altan: Onun şartı mı, senin şartın mı bu?

Tuğrul: Onun.

Tuğrul: İzmir'de kalmak istemiyormuş artık.

Altan: Babanız?

Altan: İzin verecek mi?

Tuğrul: On sekiz yaşını doldurduğu için ondan izin almasına gerek yok.

Tuğrul: Ortaokulda bir sene sınıf tekrarı yapmış.

Tuğrul: Bana da o herifle konuşmaya giderken söyledi.

| Altan çevrimiçi.

Tuğrul: Sen nasılsın?

Altan: İyiyim.

Tuğrul: Çok teşekkür ederim Altan.

Tuğrul: Ne desem az, biliyorum.

Tuğrul: Ama sen olmasan Tuna'nın durumunu hiç öğrenemeyebilirdim.

Tuğrul: Tuna'yı yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim.

| Altan çevrimiçi.

Altan yazıyor...

Altan: Tuna yanında mı abi?

Tuğrul: Arabada uyuyor.

Tuğrul: Kahve almak için durdum da.

Tuğrul: Arayıp rahatsız etmemek için yazayım dedim.

Altan: Anladım.

Tuğrul: Sen iyi misin gerçekten?

Altan: İyiyim, merak etme.

Altan: Tuna sana emanet abi.

Altan: Yalnız bırakma onu.

| Altan çevrimdışı.

| Tuğrul çevrimiçi.

Tuğrul yazıyor...

Tuğrul: Elimden geleni yapacağım, korkma.

Tuğrul: Sen kendine mukayyet ol.

____

strawberries&cigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin