10.3

9.7K 664 53
                                    

| Tuna |

gecenin sabahı.

Konuştukça biteceğini düşünüyordu insan, oysa bir kez başlayınca, tüm kelime hazneni ortaya sersen bile, mutlaka bir şeyler eksik kalıyordu. Hayatım boyunca bu kadar çok ve bu kadar uzun süre kıpırdanmamıştı ağzım. Belki de bir daha da bu kadar fazla konuşmayacaktım. Ama Altan için yapmam gerekiyordu.

Daha konuşmaya başlamadan bile ikna olduğunu biliyordum, konu ben olunca sahiden tüm duvarlarını kendi elleriyle yıkıyordu. Ama bu kez sadece onun için değil, kendim için de anlatmıştım. Tüm yaralarımı, arızalarımı açmam, hepsini incelemesine, tanımasına izin vermem gerekiyordu.

Beni çıplak ve kalkanlarım olmadan görmesi gerekiyordu.

Sabaha kadar anlatmamın, sadece su içmek için durmamın sebebi buydu. Hiçbir şey sormasa da kendi yolumu bulup kelimelere sarılmıştım.

Kendimle barışmam uzun, çok uzun sürmüştü, fakat arkamda bekleyen bir Altan olmasa daha uzun süreceğini de biliyordum. Yalnız olduğumu, güçsüz olduğumu, küçük bir çocuk olduğumu kabullenmenin ağrısını ancak onu düşünerek sindirebilmiştim.

Hayatımdan gidenleri ve geri dönmeyenleri, Altan bir türlü gitmediği için affetmiştim. Kendimi bile onun gözündeki Tuna'yı görerek sevmiştim. Beni büyütmüştü. Beni kitap sayfalarından çıkarıp gerçek bir insana dönüştürmüştü.

Psikoterapi hala devam ediyordu, ama ağır ilaçlar kullanmayı bırakmıştım. Ölmeden de yaralarımdan sıyrılabileceğimi, yeniden başlayabileceğimi öğrenmiştim.

Sevilmediğim için değil, hayat böyle geliştiği için arkada kaldığımı, annemi özlediğimi, babamı her şeye rağmen sevdiğimi ve kim olduğumu kabullenmiştim.

Eşcinsel, homo, ibne, top, gay, yumuşak, hepsiydim ve insandım. Yuvarlak çerçeveli gözlüğünün ardından hüzünlü hüzünlü bakan, durmaksızın hatalarımı yüzüme vuran, yaralarımı saran, sokak sokak beni arayan, benimle birlikte ağlayan, parmaklarımın ucunda titreyen bir çocuğun öfkeli ve sevgiye aç evcil hayvanıydım.

Kahvaltı masasının diğer ucundan, gözlerini kaçırmadan her hareketimi izliyordu. Ona verdiğim zarara, göğsünde açtığım yaralara rağmen, hala beni kaybetmekten korkuyordu.

"Ee Tuna? Okula geri dönecek misin?"

Gözlerimi masaya oturduğumuzdan beri gergin ve kaçamak bakışlarla beni inceleyen adama çevirip "Açıktan okuyorum." diye cevap verdim.

Tedirgin olmakta da bana güvenmemekte de haklı olduklarını biliyordum ve bir şekilde bundan rahatsızlık da duymuyordum. Altan'a sarılıp kokusunu içime çektiğim sürece beni istedikleri kadar sınayabilirlerdi.

Sırf o güzel gözleri ve sevimli gülüşü için tüm sınavları verecektim.

_____

Çok kısa ama biraz kopmuşum kurgudan. Bu kadar yazabildim. Zaten bu kurguda bölüm uzunluğu hep değişken olduğu için çok sıkıntı etmiyorum. Son bölümleri bir daha okuyarak moda girmeye çalışacağım.

venüs.

strawberries&cigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin