2.1

17.3K 1.3K 165
                                    

| Altan |

Okul.
Aynı saatler.

Arkamda sırıtan yüzünü görebilmem için aynadaki yansımasına bakmama gerek yoktu çünkü üstünden yayılan enerji bakmadan da görülebilecek türdendi.

"Sen git, geliyorum derken ciddi olduğunu düşünmemiştim."

Konuşmak yerine pantolonunun cebinden ambalajı açılmamış bir sakız paketi çıkardıktan sonra kirpiklerinin arkasından yüzüme diktiği bakışlarının odağını değiştirmeden paketi elime uzattı. Kararsız bir hamleyle paketi alırken "Bu ne için?" diye sormadan edemedim. Çünkü en son gönlümü almak için böyle bir şey yapmıştı ve hatırladığım kadarıyla aramızdaki sıkıntıyı, kısmen de olsa çözmüştük.

"Sigara içeceğim, canın çeker diye gelirken kantinden aldım."

Koridoru geçip kabinlere doğru ilerlediğinde saçma bir uyuşuklukla arkasından baktım. Bakışlarımı ancak sigarasını yakıp ilk nefesi çektikten sonra fark etti.

"Ne oldu?"

Bakışlarımı kaçırıp sakız paketini açarken omuz silktim. Uzun koridorun diğer tarafından beni izlediğini hissedebiliyordum ancak sakız açmakla meşgulmüşüm gibi davranarak o bakışlara karşılık verme işini olabildiğince geciktiriyordum. Sonunda yapacak işim kalmadığında huzursuz bir nefes alarak yüzüne baktım. Sırtını duvara dayamış dalgın gözlerle beni izliyordu.

"Gelsene buraya." Yüzünde yine o tanıdık alaycı ifade belirmişti. Cevap vermeyeceğimi anladığında "Korkma adam yemiyorum." diye homurdanarak güldü.

Kendinden emin tavrını bozmak için son yaptıklarını yüzüne vurmam yeterliydi ama o günü tekrar hatırlayıp sinirlerimi bozmak istemediğim için konuşmamayı seçtim. Çünkü o konuyu açarsam sorular da beraberinde gelecekti ve ben Tuna'nın ruhsal gelgitleriyle uğraşmaktan fazlasıyla yorulmuştum.

"Ben gidiyorum." Gözleri kapıyı gösteren elimle yüzüm arasında gidip geldi. İtiraf etmek istemesem de yanında kalıp hayatının bilinmeyen kısmı hakkında konuşmak istiyordum ama ona güvenmeyen tarafım hala varlığını sürdürürken ayaklarım ona yaklaşmayı reddediyordu.

"Bir tane sakız ver bari. Derse gireceğiz, sigara kokmayayım."

Harekete geçip yanına yürürken tereddüt etmedim. Emirlerini yerine getirmek ricalarına uymaktan daha kolaydı. Kendime bir tane daha alıp paketi direkt ona uzatırken "Bu kokuyu bir tane sakızla bastıramazsın." diye dalga geçtim.

Gözlerine ulaşan bir gülümsemeyle yüzüme baktı. Sigarasını tuvaletin deliğine gönderdikten sonra ani bir hareketle kollarını omuzlarıma sararak burnumu sigara kokan tişörtüne bastırdı.

"Oğlum sen hayırdır lan?" Başıma iyice bastırıp burun direğimi sızlatırken kahkahası tüm tuvalette yankılanıyordu. "Dövmüyoruz diye iyice dilin uzadı."

Boyum ancak çene hizasına kadar yetiştiği için direkt yaka kısmına gömüldüğümün farkında bile değildi. Elinden zar zor kurtulup geri kaçtığımda hızlı bir hareketle elini saçlarıma daldırıp hırsla dağıttı.

"Keşke dövseydin." dedim sinirle homurdanıp saçlarımı arkaya tararken. Ben söylendikçe keyif katsayısı giderek artıyordu.

"Çocuk gibisin oğlum ya." diye gülerek yanımdan geçip lavaboların olduğu kısma yöneldiğinde arkasından bir tekme savurup ayağımı dizine geçirdim. Şokla çarpılmış bir ifadeyle ayak izimin çıktığı pantolonuna ve ardından yüzüme baktı.

"Ağzına sıçtım Altan."

En başında yapmam gereken şeyi yaparak yanından seğirtip koşmaya başladım.

____

Kuzular, TuAl için hızlı gelişti diyenler, şu an sevgili olmuş değiller sadece Tuna Altan'a güvenmeye başladı. Bir şekilde arkadaş olmaya çalışıyorlar. Farkındaysanız Altan o öpücüğe anlam da yüklemiyor, Tuna dengesiz çünkü. Neyi neden yaptığını kendisi de bilmiyor Altan'ın gözünde. Yani tuvalete gidiyorlar oooo smut mu diye yardırmayın hemensbsks BEN KİMİ HEMEN KAVUŞTURMUŞUM DA BU HİKAYEDE DRAM OLMAYACAĞINA BU KADAR İNANDINIZ ALLAAAASEN?

strawberries&cigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin