2.9

16.7K 1.2K 546
                                    

| Altan |

Perşembe.
01.33

Tuna: Kitabını getirdim.

Altan: Gecenin köründe evimin önüne gelmeyi bırak artık.

Tuna: Yoksa?

Altan: İki babam, bir köpeğim var.

Tuna: Dışarı gel :)

Altan: Köpeğim doberman.

Tuna:

Tuna: Evet, görüyorum.

Altan: Ulan Coco.

Altan: Madara ettin beni.

Tuna: O bir şey yapmadan da kendini rezil edebiliyorsun, köpeği suçlama.

Görüldü.

Tuna: Bekliyorum.

Görüldü.

Bahçeden dışarı adım attığım sırada üzerime geçirdiğim ikinci hırkanın fermuarını çekmekle uğraşarak etrafa bakındım. Yine aynı kapının önünde oturmuş sigara içen Tuna'ya doğru yürürken ellerimi cebime sokup derin bir nefes aldım. Bugün diğerleri okulda olduğundan gün boyunca birbirimizi görmezden gelmiştik ve son konuşmamızın bu yana günler geçmiş gibi hissediyordum.

Adım seslerimi duyarak başını kaldırırken içine çektiği dumanı dışarı üfledi. Dudaklarında yine o tanıdık gülümseme vardı ama onun aksine ben kendimi keyifli hissetmiyordum. Elimi uzatıp düz bir tonla "Kitap." dediğimde yavaşça ayağa kalkıp montunun fermuarını indirdi. İç cebinden çıkardığı kitabı bana uzatırken boş eliyle hırkamın fermuarını vurarak güldü.

"Üşüyorsan sarılayım."

Gözlerimi devirerek kitabı aldım. İç cebinde taşıdığı için vücudunun sıcaklığıyla ısınmıştı. Ellerimi kitabın etrafına sarıp dik dik yüzüne baktım.

"Bu kadarsa içeri giriyorum."

Yüzündeki gülümseme yavaşça silinip yerini ifadesizliğe bırakırken eğilip yere bastırarak sigarasını söndürdü. Yavaşça attığı iki adımla çöp kutusuna yaklaşıp izmariti çöpe attığında engel olamadığım bir haz duygusu göğsümü uyuşturdu.

"Dün söylediklerim yüzünden mi bozuksun?" Tekrar karşıma geçene kadar sessizce onu izlemeye devam ettim. Neden bozuk olduğumu ben de bilmiyordum. Belki de gün boyunca Apo ve Melihle takıldığım için böyle huzursuzdum. Onlara yalan söylemek, suçlu hissetmeme rağmen bunu sürdürmeye devam etmek fena halde canımı sıkıyordu ve bu sıkıntı artık görmezden gelemeyeceğim bir boyuta ulaşmıştı.

Belini bükerek eğilip yüzünü benimkiyle aynı hizaya getirirken "Bu kadar kızacak ne söyledim?" diye sordu. Ses tonunu küçük bir çocukla konuşuyormuş gibi alçalttığı için bir kat daha sinir olarak ters ters gözlerinin içine baktım.

"Bence kendine benimle dalga geçmekten daha eğlenceli işler bulabilirsin."

Gözlerine ulaşan gülümsemesi biraz daha genişledi. Geçen sefer babası yüzünden geldiğini hatırlayarak "Neden bu saatte geldin?" diye sordum. Duruşunu düzeltip dikleştikten sonra yüzüme yukardan bakmaya devam etti.

strawberries&cigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin