Çakmak (BxB)

4

*Ertesi gün*

*Akın'dan*

Başımdaki keskin ağrıyla ve bulanan midemle gözlerimi araladığımda içmeye başlamadan önce sızıp kalacağımı tahmin ettiğim için çıkarttığım lenslerimden dolayı bulanık gördüğüm beyaz bir tavan görüş açıma girdi.

Midemden yukarı yükselenlerle beraber yüzümü buruştururken gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalıştım ancak aniden gelen öğürme isteğiyle beraber hızlıca yattığım yerden kalkıp koşarak kendimi yerini ezbere bildiğim banyoya attım.

Ellerimden birini kusmamı engelleyebilecekmiş gibi ağzımın üstüne bastırırken yere dizlerimin üstüne çöküp klozetin kapağını kaldırdım ve başımı klozetin içine doğru eğerek içimde ne var ne yoksa klozete boşlatmaya başladım.

Kusarken çıkarttığım sesler ve kendi kusmuğumun kokusu beni art arda öğürtürken midemde mide özsuyumdan başka bir şey kalmayana dek öğürdüm.

Ben hala ara ara öğürüp mide özsuyumu kusarken sırtımda bir elin yarattığı baskıyı hissettim. Sıkıca kapattığım gözlerimle nefes almaya çalışırken bir kez daha öğürdüğümde sırtımdaki el yavaşça sırtımı okşamaya başlamıştı.

Anlaşılan çıkarttığım seslerle Emir'i de uyandırmayı başarmıştım.

Aferin bana.

Birkaç dakika içinde boşalan midemde artık kusacak kadar mide özsuyumda kalmamış olmalı ki öğürmelerim kesilmişti. Başımı yerden kaldıramadan klozetin kapağını kapatıp kollarımı kapalı kapağın üzerinde birbirine kavuşturdum ve başımı kollarımın üstüne yasladım.

Emir sessizce düzenli ve sakin hareketlerle sırtımı ovuşturmaya devam ederken kabul etmek gerekirse anlayamadığım bir şekilde bunu yapması bana iyi geliyordu.

Biraz olsun toparlandığıma kanaat getirerek başımı kollarımdan kaldıracağım sırada duyduğum sesle beraber olduğum yerde kalakaldım.

"İyi misin? Sana su getirmemi ister misin?"

Has siktir lan!

Dün gece ne kadar çok içmiştim de ertesi sabah neredeyse tamamen ayık olmama rağmen Oğuz'un sesini duymaya başlamıştım lan ben!?

İçimden kendi kendime söverken gözlerimi açarak başımı Emir'in olduğu yöne çevirdiğimde gördüğüm yüzle beraber şokla duraksadım.

Bismillahhirrahmanirrahim...

Harbiden karşımdaki Oğuz'du lan!

Bedenim yaşadığım şaşkınlığın verdiği refleksle aniden kendini geriye doğru attığında sırtım klozetin yanındaki duvara çarpmıştı ama ben yine de bakışlarımı bir an olsun Oğuz'un maviş gözlerinden ayıramamıştım.

O kadar şaşkın bir haldeydim ki ağzımdaki acı tadı bile hissedemez olmuştum.

Neler oluyordu lan burada?

Oğuz'un burada ne işi vardı? Neden bizim odamızdaydı? Neden benim karşımdaydı?

Bir dakika...

Az önce o bana dokunmuş muydu?

Bismillahhirrahmanirrahim...

Kalbim... Sanırım benim artık bir kalbim yoktu çünkü böyle giderse aşırı tempodan dolayı patlayacaktı ve hakkın rahmetine kavuşacaktı.