87

623 52 41
                                    

*Birkaç gün sonra*

*Yazar'dan*

Akın derin bir nefes alarak ondan birkaç metre ötedeki masaya baktı. Masada oturan teyzesi onu görebilecek bir konumda otururken, babasının sırtı ona dönüktü ve Akın'ı göremezdi.

Canan'la konuşan Tarık'sa başını önüne eğmişti.

Akın delicesine bir hızda heyecanla atan kalbini sakinleştirebilmek amacıyla aldığı derin nefesi yavaşça dışarı verirken teyzesiyle kısa bir anlığına göz göze geldiler. Canan ve Akın bu bakışma içerisinde sessizce anlaştı ve Canan bakışlarını tekrar Tarık'a çevirdi.

Akın teyzesine de babasının döndüğünü bildiğini söylemiş ve Tarık'la konuşmak için ondan yardım istemişti. Böylece Canan, Tarık'ı kafeteryanın daha sakin bir kısmına getirmişti. Bundan sonrası Akın'a aitti.

Akın bakışlarını babasının sırtından çekmeden bir kez daha derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştığında omzuna bir elin yarattığı baskıyı hissederek duraksadı. Başını o yöne çevirdiğinde arkasındaki Oğuz'un elini omzuna koyup hafifçe öne eğildiğini gördü.

Oğuz hafifçe Akın'ın omzunu sıktı.

"Hazır mısın güzelim?"

Akın bu soru karşısında kısa bir anlığına duraksadıktan sonra bakışlarını bir kez daha sırtı ona dönük olan babasına çevirdi ve hafifçe gülümseyerek başını onaylarcasına sallayıp bakışlarını tekrar Oğuz'a çevirdi.

"Hazırım mavişim."

Akın'ın yüzündeki tereddütsüz gülümsemeyle gülümseyen Oğuz'da başını onaylarcasına salladıktan sonra doğruldu ve tekrar tekerlekli sandalyenin arkasına geçerek sandalyeyi ittirmeye başladı. Oğuz'un sandalyeyi hareket ettirmesiyle beraber Akın önüne döndü.

"Ne yapacağım ben Canan? Nasıl bakacağım oğlumun yüzüne?"

Masaya yaklaştıkça Tarık'ın sesini duyan Akın'ın yüzündeki gülümseme yavaşça yerini buruk bir tebessüme bıraktı. Babasının sesini duymayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki...

"Enişte-"

Akın ve Oğuz'un yaklaştığını gören Canan araya girip Tarık'ı sakinleştirmeye çalıştı ancak Tarık onun konuşmasına izin vermeden pişmanlığını dile getirmeye devam etti.

"Günlerdir onu gördüğümde ona ne söyleyeceğimi düşünüyorum ve kafayı yemek üzereyim. Ne söylersem söyleyeyim kendimi affettiremeyeceğimi biliyorum ve-"

"Nereden biliyorsun?"

Babasının kendi pişmanlığının içinde kavrulduğunu gören Akın daha fazla dayanamayarak babasının sözünü kestiğinde Tarık'ın tüm bedeni kaskatı kesilmişti.

Oğuz hiçbir şey söylemeden sessizce tekerlekli sandalyeyi onların geldiğini görüp kalkan Canan'ın kalktığı yere doğru ittirdi. Canan kalktığı sandalyeyi kenara çekerek Akın'a yer açarken Akın bakışlarını bir an olsun babasından ayırmadı.

"Seni affetmeyeceğimi nereden biliyorsun?"

"A-Akın..."

Tarık'ın şaşkın bakışları Akın'a dönerken Akın gördüğü yüzle beraber gülümsedi. Babası ona yine hatırladığı o gözlerle bakıyordu. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen babasının ona olan bakışları hala aynıydı.

Babası gerçekten dönmüştü.

Akın bu düşünceyle yüzündeki gülümsemeyi büyüttü. İkili birbirlerine bakarken Oğuz onları yalnız bırakmadan önce hafifçe Akın'ın omzuna dokundu. Akın'ın bakışları ona dönerken Akın elini kaldırıp Oğuz'un omzuna koyduğu elinin üzerine koyup hafifçe okşadı ve gülümsedi.

Çakmak (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin