*Ertesi sabah*
*Akın'dan*
Kapalı olan gözlerimi yavaşça aralarken gözüme giren güneş ışığıyla yüzümü buruşturdum ve elimi gözlerimin önüne siper ederek yattığım yerde yana döndüm.
Yana dönmemle beraber yanımın boş olduğunun farkına vardığım anda yattığım yerden doğruldum ve bakışlarımı odanın içinde dolaştırdım.
"Oğuz?"
Banyoda olabileceğini düşünüp seslenmeme karşılık hiçbir cevap alamamamla beraber aklımdan geçen tek soru şuydu.
Oğuz neredeydi?
Ve neden beni uyandırmadan gitmişti?
Kaşlarım istemsizce çatılırken üzerimdeki örtüyü kaldırarak ayağa kalkmak için hareketlendim ancak bakışlarıma komodinin üzerindeki telefonumun üzerine yapıştırılmış post it kâğıdının takılmasıyla beraber duraksadım.
Uzanıp post it kâğıdının telefonumun üzerinden aldığımda görüş açıma giren düzgün el yazısını daha iyi okuyabilmek için hafifçe gözlerimi kıstım.
Not Oğuz'dandı.
Günaydın Kara'm.
Eğer bu notu okuyorsan ben yanına dönmeden önce uyanmışsın demektir. İkimiz için kahvaltılık bir şeyler almak için dışarıya çıktım. Geri dönmem çok uzun sürmez ama sen eğer istersen uyumaya devam et. Ben gelince seni uyandırırım.
Seni seviyorum.
- Mavişin
Okuduklarımla beraber yüzümde istemsizce kocaman bir gülümseme oluştuğunda kendimi yatağa bırakarak yüzümü Oğuz'un yastığına gömdüm ve kendi kendime güldüm.
Bu adam bir gün beni şeker komasına sokacaktı.
Allah'ım gerçekten çok tatlıydı.
Başımı yana çevirip elimdeki post it kâğıdına yüzümdeki kocaman gülümsemeyle bakarken aklıma bu anların hayalini kurarak uykuya daldığım geceler gelince gözlerimi yumdum ve yaşadığım bu ana bir kez daha şükrettim.
Kendimi uzun süreden sonra ilk kez bu kadar iyi hissediyordum.
Oğuz'la geçirdiğim her an bana o kadar iyi geliyordu ki bunu kelimelerle anlatamazdım. O benim için huzurlu sessiz bir kumsal gibiydi. Ayaklarımın altındaki sıcak kum tanecikleri içimi ısıtıyor, kıyıya vuran dalgaların çıkarttığı seslerse ruhumu ferahlatıyordu. Attığım her bir adımla içime bir sakinlik çöküyor ve kendimi mavi gökyüzünü yansıtan o güzel denizin içine bırakasım geliyordu.
Hoş gerçi ben o maviliklere çoktan kendimi teslim etmiştim ya, orası da ayrıydı tabii.
Gözlerimi açarak komodinin üzerindeki telefonuma uzandım ve elimdeki kâğıdı üzülerek ikiye katladıktan sonra telefonumun kabının içine yerleştirdim.
Böylece Oğuz'la geçirdiğimiz günlerin anılarını sakladığım kutunun içine bu notu da ekleyebilecektim.
Notu telefonumun kabına koyduktan sonra telefonumu komodinin üzerine bıraktım ve kenara ittiğim örtüyü alarak üzerime örttükten sonra buram buram Oğuz kokan yastığa kollarımı sararak yatağa yüzüstü uzandım.
Burnumun hemen dibinden gelen eşsiz koku beni yavaş yavaş uykunun kollarının arasına çekerken itirazsız olarak bu daveti kabul ettim ve gözlerimi yumarak burnumdaki Oğuz'un kendine has kokusuyla yavaşça uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakmak (BxB)
Teen FictionKapalı bir kutu gibi olan Akın Tetikçi, Oğuz'u gördüğü ilk andan itibaren kalbindeki boşluğu dolduracak kişiyi bulduğunu fark etmişti... Oğuz'sa o zamanlar Akın'ın var olduğunun farkında bile değildi. Her daim tek başına olan Oğuz Alsancak, Akın'a s...