Herkese merhaba.
Okurken dinlemek isteyen herkes için bölümün küçük bir kısmında geçen şarkıyı dinleyebilsinler diye yukarıya ekledim.
Umarım bölümü beğenirsiniz.
İyi okumalar...
***
*Ertesi gün*
*Akın'dan*
Yattığım yerde dönerek sırtımın üzerine uzandıktan sonra bakışlarımı elimdeki telefonumun ekranına çevirdim.
Hala aramamıştı.
Bu sabah işi olduğunu söyleyen Oğuz'la yaptığımız kısa mesajlaşmada Oğuz işi bitince bana haber vereceğini ve böylece oyun salonuna gidebileceğimizi söylemişti ancak hala bana herhangi bir haber vermemişti.
Onunla son konuşmamızın üzerinden birkaç saat geçmişti ve geçen her dakika umudumu kaybetmeme neden oluyordu. Saat çoktan öğleni geçiyordu ve Oğuz'un hala daha beni aramamış olması beni hem üzüyor hem de endişelendiriyordu çünkü Oğuz'un ciddi bir şey olmadan verdiği sözü yerine getirmemezlik yapmayacağının farkındaydım.
O öyle biri değildi.
Oğuz'un verdiği sözlere ne kadar çok önem verdiği iyi biliyordum. Gerçi hala daha bana verdiği kahve sözünü tutmamıştı ama elbet bir gün bu sözünü tutacağını bildiğim için beklemek çokta önemli bir şey değildi benim için.
"Hadi ama... Arasana artık."
İstemsizce yüzümü buruştururken elimdeki telefonu yatağımın üzerine bırakarak yüzüstü döndüm ve yüzümü yastığıma gömdüm.
Onu beklemek sorun değildi belki ama bu zor olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Yeni ne olurdu da şimdi telefonum çalıverseydi ve onun sesini duyuverseydim?
Çok mu şey istiyordum sahiden?
Kafamı yan çevirip boş gözlerle karşıma bakarken tanrı az önceki yakarışlarımı duymuş olmalı ki odada telefonuma ait olduğunu bildiğim bir zil sesi yankılandı.
Gözlerim kocaman açılırken hızlıca yattığım yerden dizlerimin üzerine doğrulup yatağımın ortasında dizlerimin üzerine oturduktan sonra çalan telefonumu alarak arayanın kim olduğunu baktım.
Arayan Oğuz'du...
Mavişim arıyordu.
Yüzüme yerleşen gülümsemeyle aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma yerleştirdim ve heyecanımı saklamaya çalışarak konuştum.
"Oğuz-"
"Akın."
Oğuz'un sözümü kesen sesiyle beraber anında susarken yüzümdeki gülümseme onun sesindeki sıkıntıyı fark etmemle beraber yavaşça silindi.
"Efendim."
"Ben çok özür dilerim ama bugünkü planımızı iptal etmek zorundayım."
Oğuz'un iç çekerek konuşmasıyla beraber kulaklarıma ulaşan kelimelerin oluşturduğu cümleyi algılarken gözlerimi yumarak yanlış anlamış olmayı diledim ama tabi ki bu dileğim asla gerçekleşmeyecek bir şeydi çünkü bende yanlış anlamadığımı biliyordum.
"İptal mi? Niye ki? Ne oldu?"
"Sabah bir işim olduğunu söylemiştim ya. İşte o iş tahminimden daha uzun sürecek gibi. Ne zaman biteceği belirsiz ve bende seni boşu boşuna saatlerce bekletmek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakmak (BxB)
Teen FictionKapalı bir kutu gibi olan Akın Tetikçi, Oğuz'u gördüğü ilk andan itibaren kalbindeki boşluğu dolduracak kişiyi bulduğunu fark etmişti... Oğuz'sa o zamanlar Akın'ın var olduğunun farkında bile değildi. Her daim tek başına olan Oğuz Alsancak, Akın'a s...