11. Bölüm

256 109 30
                                    



İyi okumalar.
Oy ve yorum vermeyi unutmayın.

♬ Zedd feat Foxes Clarity

Tek bir bulut gökyüzü karartmazdı belki fakat, göğü kaplayan kara bulutlardan da görünmezdi parlak güneş.

Gece zifiri karanlığa gömüldüğünde yatardı canlılar huzurla uykularına. Fakat bilmedikleri bir şey vardı, o da gece her şeyin uykuya dalmadığıydı. Karanlık gölgelerin arasında dolaşan gece yaratıkları avlarını sabırla beklerdi uykuya dalmalarını. Bilirlerdi ki onlar uyuyunca savunmasız olurlardı. Gece susardı bu adaletsizliğe, olurdu yaratıklardan. Siyah bir perde misali kapatırdı kan lekelerini. Güneş doğduğunda ve her yeri o sıcak ışıkları ile aydınlattığında ortaya çıkardı adaletsizlikler, kanlar, cesetler.


Uyanalı yarım saat olmuştu ve ben yatakta dönüp durmamak rağmen tekrar uykuya dalamamıştım. Hava hala karanlıktı fakat günün doğmasına tahminen bir saat vardı. Uyumadan önce Çağla, Teoman hocanın beni Fırat ile eşleştirdiğini fakat bir ders sonra kararını değiştirdiğini söylemiş. Çağlaya kiminle eşleştirildiğimi sorduğum zaman beni geçiştirerek projeyi anlatmaya başladı.
Projenin konusu eski hikayeler, mitorolojiler, kehanetler gibi şeyleri bularak hocaya sunmamız gerekiyormuş.
Ona ne kadar süremiz olduğunu sorduğum zaman tam bir ayımızın olduğunu söyledi.
Proje kolaydı. Sonuçta internet sayesinde iki dakikada güzel bir tarihi hikaye bulabilirdim. ama bu kadar kolay olması demek birçok kişiyle aynı hikayeyi sunmam demekti ki bunu istediğimden emin değildim.

Sırt üstü yatmayı ve projeyi düşünmeyi bırakarak ayağa kalktım. Uyuyamayacağımı biliyordum. Boş boş oturmak yada başka bir şey yapmak istemiyordum.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayarak iyice açıldım. Sonrasında dolaptan bir eşofman aldım. Üzerine askılı bir buluz ve onun üzerine de rahat bir ceket geçirdim.

Annemler okula ve ormana gitmeme kızıyor olabilirdi. Benim iyileşmediğim ve dinlenmem gerektiği düşünüyor olabilirler fakat ben gayet iyi durumdaydım. sürekli evde pineklemekten dolayı vücudum hantallaşmıştı. Mahallede kısa süreliğine koşuya çıksam bir şey olmazdı, Sonuçta herkes daha uyuyordu. Onların ruhu bile duymadan eve gelirdim.

Sessiz bir şekilde evden çıkamayı başardım. Hava siyahtan laciverte dönmüş, hafif esen rüzgar üşümekten ziyade tatlı bir ürperti yapıyordu. Ferah ve temiz havayı içime çekerek derin bir nefes aldım.

Cebimden telefonumu çıkararak zaten evden çıkmadan önce taktığım kulaklığımdan sevdiğim müzikler listemi açarak telefonumu geri cebime koydum. Müziğin ritmi koşumu daha güzel bir hale getirmekle beraber yabancı dillere olan ilgimi geliştirmemde de yardımcıydı. Yabancı müzikleri açar ve onları çevirmeye çalışırdım. Bu hem konuşmada bana eşlik eder hem de anlamamı güçlendiriyordu.
Şarkı eşliğinde semtte koşuya başladım.

"High dive into frozen waves,"

'Dondurucu dalgalara derin dalış, '

"Where the past comes back to life"

'Geçmişin günümüze geldiği yerde,'

"Fight fear for the selfish pain."

'Acı için korku ile savaş.'

Dişler Ve PençelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin