16. BÖLÜM

140 69 65
                                    


♬ VAGON-Ama Bana Bakma Öyle
♬ Lorde - Royals


     ♘

Geçmiş geleceği belirleyen miydi ?
Yoksa geçmiş, kabuslarla dolu anılardan mı ibaretti?

"peki, Aldrik, son durum ne?" diye sordu, yüzü pencereye dönük uzun beyaz antik bir görünüme sahip olan elbisenin içindeki kadın. Sağ tarafında ellerini önünde birleştirmiş beyaz saçları olmasına rağmen daha yirmilerinin ortasında görünen adam hafifçe kıpırdanarak "sizinle görüşmek istediğini söyledi." dedi.

Kadın başını omzuna yatırarak "neden görüşmek istiyor?" diye sordu.

Kendimi bir anda bulduğum bu manzara karşısında film izler gibi izliyordum.

İsminin Aldrik olduğunu öğrendiğim adam "bilmiyorum efendim. Açıklama yapmadı."

"şimdi nerede?" kadın yüzünü görebileceğim şekilde çevirdiği zaman bir şok dalgası tüm bedenimi kapladı. Kadın, iri ela gözlere , düz bir burna ve küçük pembe dudaklarını da içerisinde barındıran yuvarlak bir yüze sahipti. Beni şoka uğratan da buydu. karşımdaki kadına bakmak aynadan kendime bakmak gibiydi. "Onu bekleme odalarından birine aldık efendim."

Kadın zarif bir şekilde yerleri süpüren eteğinin uçlarından tutarak odanın çıkışına doğru yürümeye başladı. Arkada kalan Aldrik boğazını temizleyerek aceleci adımlarla kadına yetişti. Onlar odadan çıkarken takip etmek ile etmemek arasında kaldım. Bu neyin nesiydi bilmiyorum ama gerçek olmadığını bilecek kadar aklım başındaydı. Muhtemelen rüya görüyordum çünkü başka bir açıklaması yoktu.

Bu tuhaf ama merak uyandıran rüyanın devamını öğrenmek için onları takip etmeye karar verdim. Aceleci adımlarla onlara yetişmeye çalıştım fakat onları çoktan kaybetmiştim. Kapıdan çıkar çıkmaz beni uzunca bir koridor karşıladı. Hangi tarafa gittikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. İki yol vardı karşımda ikisi de birbirinin devamı olan kasvetli ama bir o kadar da hayranlık uyandıran uzun bir koridor...

Gözlerimi kapatarak iç güdülerimin beni yönlendirmesine izin verdim. Sadece bekledim ne tarafın beni çekeceğini düşündüm. Fakat hiçbir şey olmadı. İç güdülerime çok fazla güvenirdim fakat bu sefer beni hüsrana uğratmıştı. Beni de daha fazla bu boş koridorda beklemeye niyetim olmayınca sağdaki koridora doğru ilerlemeye başladım fakat izlendiğim hissini uyandırmıştı. Tedirgin bir şekilde etrafıma bakınırken tetikte bekliyordum. Ben ilerledikçe arkada kalan yol sanki karanlığa gömülüyor ve bana daha hızlı ilerlemekten başka seçenek sunmuyordu. Koridorun sonunu görmeye başlamıştım. Koridorun sanında kocaman bir kapı vardı. Adımlarım kapının önünde durduğunda ensemden bir ter damlası aşağı doğru inerken irkilmeme neden olmuştu. Karanlık hemen arkamdaydı. Ya kapıdan içeri girecektim ve rüyanın devamını görecektim ya da arkamdaki karanlığa teslim olup uyanacaktım.

Benim amacım bu rüyanın devamını görmekti "geri adım atmak yok!" diye mırıldanarak kapıyı açtım.

"beni özledin mi İrena?"

İçeride ne görmek istiyordum bilmiyorum ama kesinlikle bunu beklemiyordum.

Onu tanıyordum. Onu rüyamda gördüğüm bir siluet olarak görmüştüm. İşin ironik tarafı şimdi de üzerindeki pelerin onu gizliyordu.

"şaşırmış görünüyorsun." Dedi bana doğru gelirken. Çünkü şaşırmıştım.

"kimsin sen?" diye sormaktan kendimi alamamıştım. Rüyalarıma giren bu yabancı bende merak hissi uyandırıyordu. onu tam anlamıyla görmüyor ve tanımıyordum. Sanırım beynimin bana oynadığı en merak uyandırıcı oyun bu olabilirdi. Acaba yüzünü gördüğüm zaman mı bitecekti bu rüya?

Dişler Ve PençelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin