17. BÖLÜM

134 69 26
                                    

iyi okumalar :)
♬ ZAYDE WOLF - RULE THE WORLD ♬    


Beklemek ne kadar acı gelse de insana,
İyi ki dedirten de odur.

Bir insanın kaderi neye göre şekillenirdi?

Bilmiyorum. Belki hal ve hareketlerimizle belki de zorunluluklarımızla...                                    Bildiğim bir şey varsa o da insanın kaderini kendisi yazmadığıdır. Eğer insan kendi kaderini yazsaydı her şeyi güzel yazmak isterdi değil mi? Fakat bu kaderdi. Hiçbir şey güzel değildi. Her insan kendi kaderinden nefret ederdi. Belki bazıları bunların dışındaydı ama geneli böyle değil miydi? Benim kaderimin bana yazdığı yazgımda pek iç açıcı değildi ama bana öyle bir armağan vermişti ki ağlarken bile kahkahalarla gülmemi sağlıyordu. Bana o kadar değerli bir hediye vermişti ki acı çeksem bile onlarlayken hissetmiyordum. Bana arkadaşlarımı vermişti ve ben arkadaşlarım sayesinde her saniye gülümseyebiliyordum. Onlar olmasaydı ne yapardım bilemiyorum.

Taksiye bineli beş dakika olmuştu. Çağla beni dinlememiş ve Eric ile buluşmaya gitmişti. Bende o çıktıktan kısa süre sonra annemin yanına gitmek için eve bir taksi çağırmıştım. Bu buluşma işi Eric ve Lyon'un bir oyunuysa eğer beni evde bulamayacaklardı.

Arka koltukta otururken yolun hızla akıp gitmesini izliyordum. Düşüncelere o kadar çok kendimi kaptırmıştım ki arabanın bir süre sonra yavaşlayıp durduğunu anlayamamıştım, ta ki kapım açılana kadar.

Kapıya yasladığım kolum boşluğa düşünce kendime gelerek kapıyı açan kişiyi görebilmek için başımı kaldırdım. Önce kahverengi pelerin girdi açıma daha sonra bir çift siyah göz.

Şaşkınlıktan dilim lal olmuştu. Daha az önce beni bulamayacaklarını söylemiştim ama yanılmışım. Evden ayrılalı yirmi dakika olmuşken beni nasıl bu kadar hızlı bulabilmişti? Ayrıca taksici neden durmuştu? Aklıma gelen bu soruyla gözlerimi taksici amcaya çevirdim. Amca dehşetle harmanlanmış bir korkuyla Lyon'a bakıyordu.

Lyon'a baktığımda ise sabırla benim arabadan inmemi beklediğini gördüm.

"ne oluyor ya?" diye sordum ona bakarak.

Lyon'un yüzünde en ufak bir mimik değişmezken "inmeni bekliyorum." dedi.

"neden?"

"konuşacağız." dedi sadece.

Kaşlarımı çatarak "hayır, amca sende çalıştır arabayı." dedim ruhsuzca. Bu katillerle konuşmak bir yana, yan yana bile gelmek istemiyordum.

Amca dehşet içindeki suretini bana çevirerek "aman kızım benim çocuklarım var ne olur kıymasın canıma." dedi.

"amca ne saçmalıyorsun?" diye sordum. İşin ironik kısmı amcanın bile bir bakışta Lyon'un katil olduğunu anlaması ve benim bunu anlamamın uzun sürmesi ne komikti.

Amca korkulu gözlerle Lyon'a baktığında sertçe yutkunmuştu. "kızım bu genç az önce bir kuttan şimdiki haline döndü. İn mi cin mi bilmem ben, derdi seninle gibi. Gözünün yağını yiyeyim in arabadan çocuklarım var benim."

Kaşlarımı çatarak amcaya baktım. İnsanlar da artık insanlığın 'i' si bile kalmamış. Kendi çıkarları için herkesi satardı bu adam gibiler. Sonra ülkede neden kadın ve çocuk cinayetleri çoğalıyor? Alın işte cevap. İnsanlar kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmediği için kime ne olmuş, ne yaşamış, ne yaşıyor umurlarında bile değil.

Dişler Ve PençelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin