12. bölüm

208 96 10
                                    

İyi okumalar. oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın.

♬ BOY EPİC - WOLF ♬

Geçmişin izleri yerleşti mi zihnine, temizlemesi zordur.

Hiç gözünüzü kapatıp geceyi iliklerinize kadar hissettiniz mi?
Ben bunu bir çok kez yaptım. Mutluyken, sıkılmışken, kızmışken...
Her duygumu onunla paylaştım. Gözlerimi kapatarak gecenin serin ve puslu havasını ciğerlerime kadar çekerek onun karanlığına boğuldum. Her defasında çok iyi gelmişti bana. O benim en iyi refakatçim di.
Gündüzün acımasızlığını gecenin hissizliğiyle paylaşır, gündüzün fazla enerjisini gecenin enerjisizliğiyle paylaşırdım.

Günler sonra okula gidebilmenin sevinciyle uyuyamamıştım. Koşu yaptığım günden bu güne tam bir hafta geçmişti. O günleri geri kaldığım konuları tekrar ederek ve anneme iyileştiğimi, hiç ağrımın olmadığına inandırmakla geçirmiştim. En sonunda onu ikna edebildiğimde ona up uzun sulu bir öpücük bahşetmiştim.

Şimdiyse uyanmış hazırlanıyordum. kıyafetlerimi giydikten sonra saçlarımı tarıyordum. aynanın karşısında saçlarımı uzun uzun tararken aklımda kurt saldırısı dönüp duruyordu. eğer o gelmeseydi şu an burada olmayabilirdim. ve ailem... kim bilir ne durumda olurlardı. ona borçlanmıştım.

"Defne tuvalet deliğine mi düştün?" diye seslenince Çağla daldığım düşüncelerimden sıçrayarak çıktım. Çağla sabah sabah yapmıştı işte yapacağını. saç fırçasını aynanın önüne bırakarak lavabodan çıktım. çağla odamda yatağın üzerine oturmuş benim çıkmamı bekliyordu. benim çıktığımı gördüğü an yatağın üstünden zıplayarak boynuma sarıldı.

"kızım ya, nasıl özledim seninle okula gitmeyi bir bilsen." dedi çağla adeta inlercesine. "bende çok özledim çağla. saldırıdan sonra evde geçen günler benim için ıstıraptan farksızdı." çağla kaşlarını çatarak "abartma , sabahın köründe kalkıp tüm gün kafa şişirmektense ,evde sıcacık yatağımda haftalarca yatarım daha iyi." ona gözlerimi devirerek karşılık verdim.

Tamam hiçbir öğrenci sabahın köründe kalkıp okula gitmeye bayılmazdı ama azıcık düşünse bunun bize olan yararını görebilirdi. az uyumanın vücuda verdiği zarar gibi fazla uykunun da zararı vardı. ideali 6-8 saatleri arasıydı. ayrıca okulda öyleydi . sürekli eğlence düşünmek yada sürekli ders çalışmak değildi ideal olan. ideal olan ikisi arasındaki dengeyi kurmaktı. bu sayede sağlıklı ve de başarılı bir hayat sürdürülebilirdi.

"Neyse, ben aşağıya iniyorum sende çok geç kalma." diyerek odamdan ayrıldı Çağla. onun inişiyle bende çantamı alarak odamdan ayrıldım. merdivenlerden inerken kapının oradaki valizleri gördüm. kaşlarım bir anlığına çatılsa da bu günün sevinciyle eski haline geri dönmüştü.

masaya oturduğumda yeni başlamışlardı kahvaltıya. "günaydın." derken sevincim sesime de yansımıştı. herkesin yüzünde sıcak bir gülümseme vardı.

Annem sırayla çayları doldurduktan sonra babamın yanındaki sandalyesine oturdu. "Defne çok dikkatli olacağına, en ufak bir aksilikte ve her ne olursa olsun tedirgin hissettiğinde beni arayacağına söz ver." dedi babam.

Bu korumacılığı çok fazlaydı .Sonuçta alt tarafı okula gidiyordum. Tutup da yağmur ormanlarına tehlikenin tam da kucağına gitmiyordum ki. Bu benzetmeme göz devirerek babamın gözlerine bakarak, "baba sadece okula gidiyorum. şehir dışına değil." dedim en güven verici ses tonumla.

masadakiler tabaklarıyla ilgilenir gibi yapsalar da kulaklarının burada olduğunu biliyordum. Ağzıma bir parça peynir attıktan sonra kaşlarımı merakla kaldırarak "kapının oradaki valizler de neyin nesi?" diye sordum.

Dişler Ve PençelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin