14-hello depression, my old friend

252 28 4
                                    

Baekhyun'un söyledikleri Chanyeol'u fena vurmuş, bu kalpsiz çocuğu yerle bir etmişti.

Baekhyun'un söyledikleri dibine kadar doğruydu. Chanyeol içinde beslediği duyguları cümlelere dökemese de Baekhyun bunu onun yerine yapmıştı ve kesinlikle hepsi nokta atışıydı.

Park Sungjin oğlunun ruh halinin nasıl böyle birden değiştiğini anlayamıyordu. Chanyeol dükkana nadiren uğruyor, odasından çıkmak bilmiyordu. Hatta bir keresinde banyonun önünden geçerken bir ağlama sesi bile duyduğuna yemin edebilirdi.

Zorlu geçen bir haftanın sonunda Chanyeol en sevdiği çiçekli gömleğini giydi, saçlarını özenle şekillendirdi, herkesin sorduğu o pahalı parfümünü sıktı ve pastaneye geldi.

Park Chanyeol hırsız bir veledin lafları ile depresyona girecek biri değildi. O ezilemezdi, ancak ezerdi. Zırvalanan bu birkaç laf ne kadar doğru olsa da onu daha fazla üzemezdi.

O niye üzülüyordu ki? Byun Baekhyun ona aşkını itiraf etmişti, hem de aciz biri gibi. Üzülmek yerine ipleri tekrar eline almalı, bu veledin kendisini yenemeyeceğini ona göstermeliydi.

Chanyeol yüzündeki hoş gülümsemeyle bir grup genç kıza dondurmalarını servis ederken Baekhyun dükkana geldi. Chanyeol'un üzüntülü olduğu hafta ara sıra uğramış, onu orada göremeyip babasından kötü haberler alınca da pek keyiflenmişti. Şimdi onu her zamanki şık görüntüsüyle, fakat her zamankinin aksine güzel bir gülümsemeyle görünce hayal kırıklığına uğradı.

Park Chanyeol'un kendisine bu şekilde gülmesi için neler vermezdi? Oysa o kendisine ilgiyle bakan bu bir grup kıza ne de güzel gülüyordu.

Chanyeol onunla göz göze gelince yüzündeki gülümsemeyi sildi ve hemen yanına geldi. "Buraya ne yapmaya geldin hırsız bücür?"

"Sana bakmaya geldim." dedi Baekhyun çabucak. Aklında onunla alay etmek varken öylece kalakalmıştı.

"Sen kimsin ki? Kimsin de beni görmek için geliyorsun buraya?"

Baekhyun Chanyeol'un bakışları altında ezildi, onun küçümser sırıtışı karşısında sesini çıkaramadı. Bir şeyler söylemek istiyor, yine de sesini çıkaramıyordu.

"O basit öpüşmeden yüz bulup beni sevgilin mi sandın? Senin gibi sıradan biriyle işim olmaz."

Demek o, öpüşmelerini basit görüyordu. Oysa bunun Baekhyun için anlamı ne büyüktü!

Kolundan sertçe tuttu ve çocuğu dükkandan fırlatıverdi. "Alacak bir şeyin yoksa buraya adım atma."

Baekhyun dükkandan atılıp da gözyaşları içinde evine giderken gerçekleri fark etti. Park Chanyeol ile kapışamazdı. Bu taş kalpli çocuk onu böcek gibi ezer geçer, hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ederdi.

Park Chanyeol'u kırdığını ve ipleri eline aldığını düşünerek aptallık etmişti. Onu alt ettiğini düşünürken kendisi koca bir kayanın altında kalmıştı. Kendi elleriyle öncekinden çok daha kötü bir canavar yaratmıştı.

armageddon pony//chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin