11-unsuccessful, devoid of love, dumb brat

235 31 16
                                    

"Dün onu ağlarken gördüm." dedi Chanyeol sıkıntıyla, o sırada müşterinin küçük veledinin masaya döktüğü dondurmaları temizliyordu. "Sevgilisiyle kavga etmiştir herhalde."

"Gönlünü alsaydın." dedi Park Sungjin, gözlüklerinin üzerinden. Kafasını bulmacasından kaldırmış sinirle masayı temizlemeye çalışan oğlunu izliyordu. Masada kuruyan lekeyi temizledikten sonra zaferle gülümsedi biricik oğlu.

"Sevgilisinin kırdığı kalbi ben niye onarıyorum? Ortada benlik bir şey yoktu."

Tam o sırada dükkanın kapısı açıldı ve içeri Kim Namjoon girdi. Yanında Baekhyun olmadığına göre herhalde kavga etmişlerdi.

"Merhaba!" Canlı gülümsemesi ve şen sesi Chanyeol'u pek bir rahatsız ediyordu. Onun yerini kapan bu sırıtık surat pekala kendisi gibi yakışıklı değildi. Baekhyun bunda ne buluyordu hiç anlamıyordu.

Selamına karşılık vermedi onun.

Namjoon, "Beş tane kruvasan almak istiyorum." dedi Park Sungjin'e dönerek. Chanyeol'un kendisine niye böyle kaba davrandığına hiç anlam verememişti.

Baekhyun'un anlattığı gibiydi bu çocuk; suratsızdı, tersti, çok yakışıklıydı ama rezil herifin tekiydi. Arkadaşının bu çocukta ne bulduğunu hiç anlamıyordu.

Chanyeol çocuğu şöyle bir süzdü, hiç ses çıkarmadan ayaklanan babasını engelledi ve kruvasanları kutuya koydu. Hoşlanmıyordu bu Namjoon denen serseriden. Dükkana adım atmasına izin vermezdi de babası vardı yanında işte.

Namjoon yüzündeki gülümsemeyi bozmadan teşekkür etti, ücreti ödedi ve oradan ayrıldı. En son kapıdan çıkarken Chanyeol'un "Senin yerinden kalkmanı istemiyorum. Burada işleri herhalde ben halledebilirim. Tansiyonun çıkacak şimdi, zaten hava çok sıcak." diye söylendiğini duydu.

***

Baekhyun son zamanlardaki şık görüntüsünü bir kenara bırakmış, eski haliyle pastaneye giriş yapmıştı. Mor şortu, sarı tişörtü ve kırmızı terlikleriyle oldukça komik görünüyordu. Yüzü asıktı, onu tanıyan biri bu surat ifadesinin ne anlama geldiğini bilirdi.

Depresyona girmek üzereyim. Morale ve sevgiye ihtiyacım var.

Chanyeol onun her zamanki gibi olmadığını görüyordu ama söylemek istediği şeyi çıkaramıyordu. Üstelik onun bu mutsuz halinde bir parmağı olduğunu da düşünmüyordu. Son zamanlarda o da eskisi gibi kötü değildi Baekhyun'a karşı. Bu yüzden sadece o sevgilisi Namjoon olacak serseriyi sorumlu tutuyordu.

"Yarım kilogram ekler, on tane kruvasan, üç tane şu küçük çikolatalı pastalardan istiyorum." dedi yorgun sesiyle. "Ha bir de bir kilogram dondurma, karışık olsun."

"Hepsini kolaylıkla çalamazsın." dedi Chanyeol. O şaka yaptığını sansa da Baekhyun'un aksi bakışlarıyla karşılaşmıştı.

"Tatlım Baekhyun, neyin var?" Park Sungjin sevecen ses tonuyla Baekhyun'un elini tuttu. Çocuk biraz konuşsa ağlayacak gibiydi. "Başarısız, sevgiden yoksun, aptal bir velet olduğumu anladım."

Eh, dedi Chanyeol içinden, geç de olsa anladın bunu.

"Bunları bir arkadaşına söylemezsin güzelim. Neden kendine böyle sert sözler söylüyorsun?"

Baekhyun'un bakışları kendisini merakla izleyen Chanyeol ile buluştu. "Birileri bunları arkadaşlarına kolaylıkla söyleyebilir."

Chanyeol kendisini kastettiğini anlamıştı elbette. Yine de hiç sesini çıkarmadı ve çocuğun siparişini koca bir çantaya koydu.

"Görüşürüz Sungjin amca. Kendine bu sıcaklarda dikkat etmelisin."

Omuzları düşük, sessizce dükkandan ayrıldı.

armageddon pony//chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin