Chanyeol ertesi gün dükkanı sabahın ilk saatlerinde açtı. En sevdiği şarkıyı söyleyerek masaları sildi ve kendine güzel bir kahve yaptı.
Düşünmek için hoş bir ortam oluşturmuştu.
Babasının söylediği şey hala kulaklarında çınlıyordu. Baekhyun ile bir ilişkiye başlamaları mümkün değildi.
'En azından şimdilik.' Yine o sinir bozucu ses.
Sabahın yedisinde Byun Baekhyun'u ve onunla arasındaki ilişkiyi düşünmek sinir bozucuydu. Babasının her şeyi fark etmesi sinir bozucuydu. Ne yapacağını bilmemek sinir bozucuydu.
Her şey sinir bozucuydu.
Kafasını ellerinin arasından kaldırıp da dışarı bakmak istediğinde Baekhyun ile göz göze geldi. Çocuk ellerini beline yerleştirmiş merakla onu izliyordu.
"Bir problem mi var?" Dükkana girip doğrudan Chanyeol'un yanına oturdu.
"Hayır." diye kestirip attı Chanyeol. "Senin bu saatte burada ne işin var? Beni rüyanda mı gördün?"
Baekhyun nazlı nazlı kıkırdadı. "Seni rüyamda görsem uyanmak istemem." Chanyeol'un yüzünde bir değişim olmayınca ofladı. "Yürüyüşe çıktım. Biraz sonra Namjoon ile buluşacağım."
Chanyeol o serserinin adını dahi duymak istemiyordu. "Onunla aranı düzeltmişsin anlaşılan." dedi ters ters.
"Evet, anlaşacak orta bir yol bulduk."
Böyle bir konuda nasıl orta bir yol bulunabilirdi? Baekhyun hem Chanyeol'a güller verecek, hem de Namjoon'un kollarına girip onun gönlünü mü yapacaktı?
"Bir problemin var." dedi Baekhyun merakla. Chanyeol'un halini hiç beğenmemişti.
"Nereden çıkarıyorsun bunu?"
"Çok huysuzsun ve düşüncelisin."
"Ben hep huysuzum." Chanyeol onu terslemekte kararlıydı. "Sen neden yürümeye gitmiyorsun? Beni rahat bırak."
"Hayır, burada kalmalıyım." Kendisine bakmayan yüzü zorla kendisine çevirdi. "Yardımcı olmalıyım."
Chanyeol yanaklarındaki elleri itti. "Gitmek için bir dakikan var."
"Beni itmene katlanamıyorum. Yakınında olmama izin ver."
"Yakınımda olmana ihtiyacım yok. O serserinin yanına gidebilirsin." Biraz duraksadıktan sonra devam etti. "Benimle oynama."
Baekhyun tekrar tuttu Chanyeol'un yanaklarını. Bu sefer itilmemişti. "Asıl benimle oynayan sensin ama ben seni kendimden uzaklaştırmak istemiyorum."
Parmaklarını sessizce onu izleyen çocuğun yanağında gezdirdi. "Sana korkarak dokunuyorum ama sen beni hiçbir şey yokmuş gibi rahatla öpebiliyorsun. Bu adil değil."
Chanyeol bu konuşmadan hiç hoşlanmamıştı ama Baekhyun kesinlikle haklıydı. Ya her şeyi tamamen bitirmeliydi ya da bir şeylere izin vermeliydi.
"Peki," dedi en sonunda. "Haklısın. Ne istiyorsan yap."
Bu Baekhyun için güzel bir haberdi.
"O halde bana içinden çıkamadığın durumu anlat."
"Seninle ne yapacağımı bilmiyorum." dedi Chanyeol dürüstçe. "Aramızdaki şey her neyse bunun çözülmesini istiyorum. Merakın gitti mi?"
Baekhyun duyduğu şeylerden hoşlanmıştı. Chanyeol'un aklında yer edinmiş olması onu keyiflendiriyordu.
"Kaygılarımızı ve ön yargılarımızı bir kenara bırakırsak buna yön verebiliriz."
Suratını asmış, yüzüne bakmayan Chanyeol'un saçlarını okşadı. "Haydi bana da bir kahve yap."
Chanyeol söylenerek su kaynatmak için kalkarken Baekhyun da peşinden gitti. "Parkta açık hava sineması düzenlendiğinden haberin vardır."
Evet, Chanyeol bunu dondurma yemeye gelen kızlardan duymuştu. Sarışın olan kız onu davet etmiş, bir de göz kırpmıştı.
Oysa sinemayı duyduğunda Chanyeol'un aklına sadece bir kişi gelmişti.
"Beraber gidebiliriz." dedi Baekhyun heyecanla, Chanyeol'un koluna sarılmıştı. "Keyifli bir gece geçirmiş oluruz."
"Bakarız."
"Hayır, net bir cevap istiyorum." Baekhyun şansını zorlamakta kararlıydı. Chanyeol'un ters bakışlarıyla karşılaşsa da tatlı gülümsemesini bozmadı.
"Peki." dedi en sonunda Chanyeol derin bir nefes verip. Şu aptal veledin yüzünün neden bu kadar güzel olduğunu anlamıyordu ve ona bakmaya da katlanamıyordu.
***
Baekhyun yerdeki puflarda başını Chanyeol'un omzuna koymuş otururken çok mutluydu.
Filmi hiç izlememiş, oraya gelip oturduklarından beri içinde bulunduğu durumun keyfini çıkarmaya çalışmıştı.
Chanyeol eline uzanıp da parmaklarını saran bu güzel eli görünce iç çekti. Baekhyun'un kendisine istediği gibi yaklaşmasına izin veriyordu ancak bunun doğru olduğundan emin değildi. Her şeyi akışına bırakmak yerinde bir karar mıydı?
"Filmi izlemeyeceksen neden geldik?"
"Aslında filmi merak etmiştim ama seni izlemek daha zevkliymiş." Baekhyun başını omzundan çekince Chanyeol da ona döndü. Yanında ona gülümseyerek bakan çocuk sanki kutsal bir varlığın tezahürü gibiydi.
"İzlemeyeceksen gidelim." Baekhyun'un suratı düşünce Chanyeol parmağıyla onun dudağının kenarını dürttü. "Baş başa da eğlenebiliriz."
Baekhyun elbette bu teklifi seve seve kabul etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
armageddon pony//chanbaek
Fanfiction"Bana bak bücür." dedi Chanyeol parmağını tehditkar bir şekilde sallayarak, "Senin gibi ortalığı karıştıran veletlere ne denir biliyor musun?" "Ne denir?" Chanyeol'un aksine Baekhyun alaycıydı. "Mahşer midillisi denir."