15-secret love

239 27 2
                                    

"Siktiğimin Park Chanyeol'u, ne halt ettin sen?"

Kim Namjoon, dükkanda Park Sungjin'in olmamasını fırsat bilerek gönlünce küfür ediyor, kendisine baygın gözlerle bakan bu sırığı dövmek istiyordu.

"Düzgün konuş," dedi Chanyeol saydığı son banknotu da kasaya geri koyarken. "Ne halt etmişim?"

Ne yaptığını biliyordu. Bu çocuğun niye buraya geldiğini de biliyordu.

"Baekhyun'a neler dedin? Kendisine bir haftadır ulaşmaya çalışıyorum."

Eh, depresyona girmişti demek.

"Sana hesap verecek değilim. Siktir git dükkandan." Chanyeol çocuğu kolundan tutacakken birden duraksadı. "Aramızda olanlar seni niye bu kadar ilgilendiriyor?"

Namjoon aldığı soruya kısa bir süre cevap veremedi. Ancak bu süre, Chanyeol'un gerçekleri kavraması için yeterliydi. "Ondan hoşlanıyorsun."

"Bir bok bildiğin yok, kes sesini." dedi Namjoon çabucak. Chanyeol'un ne kadar zeki olduğunu her seferinde unutuyordu. Bir sessizlik, bir bakış bile yeterliydi onun için.

Anlamıştı, Park Chanyeol ile baş edilemezdi.

Chanyeol çocuğun bundan rahatsız olduğunu anlamıştı. "Ben en azından gerçekleri söylüyorum ona. Sen ise arkadaşı gibi yaklaşıp onu kandırıyorsun."

Namjoon kaşlarını çatarken keyifle güldü Chanyeol. "Patavatsız olduğumu herkes bilir. Bence şansını daha fazla zorlama ve dükkanımı terk et."

***

Namjoon'un Baekhyun'dan hoşlanması çok komik gelmişti Chanyeol'a başta. Fakat sonraları, bu olayın üzerine düşündükten sonra keyif yerini öfkeye bıraktı.

Dükkanı kapatıp da parkta şöyle bir tur atmaya karar verdiği zaman da Baekhyun ile karşılaşmak aklının ucundan bile geçmiyordu. Tek istediği kafasını boşaltmak, güzel şeyler düşünmekti.

En sevdiği yerde oturan sümüklü veledi görünce iç çekti. "Hey, şu bankı rahat bırak artık."

Baekhyun kendisine seslenen Chanyeol'u görünce rahat, sesli bir nefes aldı. Onunla burada karşılaşmayı umut ediyordu, onu görmesi gerekiyordu.

"Kalk yerimden." dedi Chanyeol aksi aksi.

Baekhyun onu ikiletmeden ayağa fırladı ve elini tuttu. "Özür dilerim, çok özür dilerim."

Chanyeol elini ahtapot gibi yapışmış bu çocuktan kurtarmaya çalışırken oldukça sinirlenmişti. "Çek şu ellerini üzerimden."

Onun yüksek çıkan sesine karşılık Baekhyun ellerini çekti ve boynunu eğdi. Kendisini kabul ettirmek için ne gerekiyorsa yapacaktı. "Senden özür dilemek istiyorum. İğrenç biriyim."

Chanyeol karşısında boynunu bükmüş, mırıldanan çocuğu pek tuhaf buldu. Çok küçük düşürücü davranıyordu. Ne kadar rezil halde olduğunun farkında değil miydi bu velet?

"Yaptığım her şey için özür dilerim. Seni sevdiğim için özür dilerim." Göz göze geldiler. Chanyeol, gözleri dolmuş çocuğu incelerken kendisini pek tuhaf hissetti. Önceden de ağlamıştı yanında ama bu daha bir farklıydı sanki.

"Kendini küçük düşürüyorsun."

Baekhyun, Chanyeol'un aksi, sinir bozucu bakışlarının az da olsa yumuşadığını fark etmedi.

"Ayrıca o aptal serseriyi dükkanıma yollama."

Baekhyun'un aptal serserinin kim olduğunu anlaması için fazla düşünmesine gerek yoktu. Namjoon'dan söz ediyordu. "Oraya mı geldi?"

"Kıskançlık krizine girmiş olmalı." Chanyeol yalandan bir kahkaha attı. "Senin neyinden hoşlandığını da hiç anlamadım."

"Ne hoşlanması?" dedi Baekhyun çabucak.

"Ah, bilmiyor muydun?" Chanyeol'un sesi iğneleyiciydi. "Arkadaşın ayağına seni kandıran o serseri senden hoşlanıyormuş. Bunu söylediğim için pek memnun olmaz herhalde. Seni daha çok kandırmak ister gibiydi."

Baekhyun anlayamıyordu. Park Chanyeol durup dururken hiçbir şey uydurmazdı böyle, yalan söylemezdi. Peki bu hoşlanma mevzusu neydi? Namjoon onun yakın arkadaşıydı, sırdaşıydı. Hoşlanmazdı ki kendisinden.

Neler oluyordu böyle?

armageddon pony//chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin