Merhaba ülkesi

161 11 0
                                    

Uçak nasıl kalktı nasıl havalandı hiç bilemedim ama uçuyor olduğumuzu anlamıştım.

-- nasıl havalandı bu kocaman uçak aklım almadı dedim Gizemli adama

--Aklını fazla zorlama istersen zira aklına daha yolculukta yüklenirsen Merhaba ülkesinde çıldırırsın sonra divane bir Yusuf olursun diyerek tebessüm etti.

--Anladım dedim ve başımı arkaya yaslayarak öndeki kıza bakmaya başladım ve içimden geçen tatlı heyecanla karışık hayallere "hayırlısı dedim"

--haydi, namaz vakti denince tebessüm le beraber kendime gelerek uçakta mı diyebildim ?

--evet arkada bulunan mescitte dediğinde zaten şaşkınlıklar kuşağndaki halime bir yenisi daha eklenmişti

Kendi kendime Sultanın uçağı herhalde her şey düşünülmüştür diyerek uçağın arkasına doğru yürümeye başladığımda karşıdan da birkaç kadın grubu geliyordu. Gizemli adam bana

-- Bu uçakta İki mescid var. Abdest almak içinse 6 tane lavabo, mescit 40 kişilik ve namazlar cemaatle kılınır dedi. Karşıdan gelen Kadın grubunun sonunda, içimi kıpırdatan, boyu posu ve endamı ile hele ki yüzüne bakanların aklının başından gitmemesi için, gözlerini başka yöne çevirmek zorunda kaldığı, güzelliği ile insanı mest eden o kız da vardı. Kız yanımda ki koridordan gelirken, bana tebessüm etti. Bende ona tebessüm ettim ama kızın bu tebessümü, benim yürüme ritmini bozduğundan önündeki adamın durduğunu fark edemedim ve adama çarparak özür dilemek zorunda kaldım.

Lavaboya giderek abdestimi aldım ve mescide girdim, girer girmez de mescidin güzelliği karşısında şaşırıp kaldım. Yaklaşık 40 kişinin namaz kılacağı büyüklükte olan mescidin tabanı turkuaz rengi halı ile döşenmiş, duvarlarında dijital ve bakıldığında sanki içindeymiş gibi bir his veren Efendimizin üç boyutlu türbe resmi, karşı da mihrabın olduğu duvarda Kâbe resmi yanında ise Mescidi Nebevi vardı. Bu iki resim hem derinliği hem de aydınlatmasıyla insana adeta Mekke ve Medine-i münevverde olduğunuz hissini veriyordu. Mescidin sağ tarafında Arapça Allah Lafza-ı Celali dijital olarak yazılmış yine sol tarafta Efendimizin ismi Arapça ve dijital olarak yazılmıştı. Nurdan bir ışıkla yazılı ve boşlukta Allah (c.c.)yazısı sağdan sola Hz Muhammed (sav.) yazısı soldan sağa doğru gelirken tatlı renklerle değişerek geliyor ve bu iki isim Mekke resminin kenarına geldiğinde Mekke resminin üstünde bir kalp oluşuyor ve bu iki mübarek isim kalbin içine girince de Mekke resmi daha bir aydınlanıyor ve bu vaziyette tam 40 dakika duruyor. Adamın söylediğine göre bazıları sırf bu manzarayı izlemek ve tesbih ve takdis etmek için bu mescitten çıkmak bile istemiyorlarmış. Gerçekten ben de bu manzarayı görünce kendimi Mekke'de ve Medine-i Münevvere'nin manevi atmosferinde gibi hissettim. Namazı kıldıktan sonra kendi adıma daha merhaba ülkesine gitmeden kalbimin kıpır kıpır attığını hissederek, bu hazzı herkesin yaşamasını yüce Allahtan dualarımda istedim. Tekrar yerimize gelip oturduk ve yaklaşık 2 saat sonra da iniş yapacağımız duyuruldu.

Benim yine garibime giden ama bunca gördüğüm şeyden sonrada bu da normaldir dediğim ne bir kemer oluşu ve nede kemerlerinizi açmayın bağlı olduğunu kontrol edin. Koltuğunuzu dik duruma getirin anonsunun olmayışı idi. Zaten biraz sonrada hiçbir iniş emaresi ve hissi yaşamadan inmiş olmamızdı.

Uçağın kapısından inince Merhaba ülkesinin ilk havasını ciğerlerime kadar çektim. Ruhumun aslında huzurlu bir ülkeye iniş yaptığını hissettim. Ruhum fırtınalarına son verdi. Dinginliğin ve huzurun tam ortasındaydım ve daha ilk adım ilk nefeste bedenimle beraber ruhumun da canlandığını fark ettim. Uçaktan indiğimizde uçsuz bucaksız ve mükemmel bir meydanda aşağıda bizi bekleyen daha önce hiç görmediğim ancak bilim kurgu filmlerde gördüğüm araçlara benzeyen bir hızlı tren lokomotifi gibi ancak altında tekerini göremediğim araçlar bizi bekliyordu. Sonra bu araçların yerden yaklaşık 25 santim havada yere değmeden durduklarını fark ettim. Adeta yerden bir manyetik güç itiyor, ancak bu itiş aracın kendisinden ters bir itmeyle aşağı doğru baskı yaparak 25 cm de sabit tutuyor gibiydi. Ama aslında onun böyle olmadığını da bana gizemli adam söyledi.

--Burada ne bir fizik, ne bir kuantum, ne de başka kurallar var. Burada sadece Sultanın koyduğu kurallar var ve o kurallar dairesinde sen bu ziyaretini tamamlayıp 40 gün sonra buradan ayrılacaksın ben sana buraya kadar eşlik ediyorum. Buradan sonra sana kurnalar eşlik edecek. Ben yeni ziyaretçiler için dönüyorum. Dedi ve vedalaşarak ayrıldık.

Gizemli adamla vedalaştıktan sonra bu uzun ve ilginç görünümlü araca bindiğimde bir taraftan da diğer yolculara bakıyordum. Ancak bana tebessüm eden kızın bizim araca değil de başka bir araca bindiğini gördüm. Aklımda ise acaba bir daha ne zaman ve hangi şartlarda görürüm düşüncesi vardı. Gizemli adamın bana dediğine göre aramızda bir bağ belki de evliliğe gidecek bir köprü kurulacaktı. Zaten benim de gayem Efendimizin tavsiyesine uyup dini bütün biri ile evlenmekti ve bu kız da bu ülkeye geldiğine göre düşüncesi benden farklı değildi. Neyse bakalım dedim uçakta geçen anları geçmiş haneme yazıp dilime de bu şu sözleri doladım ve yoluma devam ettim.

Geçmişle geri kalma

Müstakbele hem dalma

Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler

*EİH

Evet, bende bekleyip göreceğim Mevla neleri benim için güzel eyleyecekti. Kurnalar biz Merhaba ülkesinde kaldığımız sürece bize rehberlik edecek görevlilerdi. Kurnanın bize söylediğine göre Merhaba ülkesinin merkezine olan Yolculuğumuz yaklaşık bir saat sürecekti. Bu yolculuğumuz boyunca geçtiğimiz yolun her iki tarafı da yemyeşildi. İki tarafta da bakımlı güzel değişik değişik ve her birinin simetriği göze bir letafet verecek derecede budanmış ağaçlar ve altlarında ki envaı çeşit çiçeklerle donatılmış yerler, ayrı bir güzellik katıyordu. Zaman zaman adeta tünel gibi ama sadece ağaçların dallarından ve bu dalların sarmaşıklardan meydana gelmiş doğa harikası tünellerin içinden geçerken hem onların yapılışı hem de yolun tam üstünde sanki uzun bir dikdörtgen şeklinde uzayıp gitmeleri karşısında büyülenmiş bir vaziyette ilerliyorduk

Yaklaştığımızı söyleyen görevli ayağa kalkarak bize

--birazdan merhaba ülkesine gireceğiz dedi ve bizi tarifsiz bir heyecan sardı. Bir süre daha gittikten sonra dev asa bir sarayın önünde durduk. Böylesini masallarda bile hayal edemeyeceğim bir saraydı. Sarayın altından yapılmış büyük kapısından içeri girerek bekleme odasına geçtik. Bizi bu bekleme odasında 19 kişilik gruplara ayırdılar ve bize adı Bilge olan kurna gelerek

--Hoş geldiniz benim adım Bilge kurna size bu 40 günlük seyahatiniz de ben eşlik edeceğim dedi elinde de dijital bir ekran vardı o ekranda bize ait tüm bilgiler kayıtlı idi.

Bizi bilgilendirme odasına aldılar. Bu odada dev bir ekran vardı ve geniş koltuklara oturduk ve bilge kurna bize;

Tekrar Merhaba ülkesine hoş geldiniz Merhaba ülkesi 6 ana şehirden meydana gelmiş nurani bir ülkedir. Burası da Merhaba Ülkesinin başkentidir. Bu ülkede kalma süresi bu gruptaki herkes için 40 gün olarak belirlenmiştir. Bu sürenin kalacağınız şehirlere göre dağılımı Sultanımız tarafından belirlenmiştir. Bu şehirler ;

1-İMAN ŞEHRİ (Başkent)

2-MELEKLER ŞEHRİ

3-KÜTÜP ŞEHRİ

4-PEYGAMBERLER ŞEHRİ

5-AHİRET ŞEHRİ

6-KADER (VEDA,HÜZÜN) ŞEHRİ

Şehri olmak üzere 6 büyük şehirden meydana gelmekte ve başkenti İMAN şehridir. Şu an gelmiş olduğunuz bu mübarek şehirde kalma süreniz 10 gün dür. Diğerlerinde ise 6 gün kalacaksınız. Bu gezimiz esnasında ben size eşlik edip rehberlik yapacağım. Burada kalacağınız 10 gün içinde elde edeceğiniz hasene imanınızı daha da kuvvetlendirip bizim gerçek iman dediğimiz(HAKİKİ İMAN) yani Sultanımızı şeksiz ve şüphesiz bilmeniz ve bu sayede aklınızın da ötesinde ruhunuzla ve kalbinizle onu hissetmeniz olacaktır.

İlahi Aşk(Merhaba Ülkesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin