Kendime geldiğimde hala hava alanı mescidinde olduğumu anladım. Karşımda yaşlı bir amca kısa bir tebessüm ettikten sonra;
-İyi uyku çektin be evlat, ara sıra tebessüm ettiğine göre güzel bir rüyada gördün herhalde.
Gerçekten farksız olan bu yolculuk bir rüya idi ama her ayrıntısı aklıma kazınmış bir rüya...
-Evet amca çok güzeldi
-Evlat sen nereye gideceksin
diye sordu yaşlı amca bana ben ise çoktan gideceğim yere gitmiş ve bambaşka biri olarak gelmiştim.
-Bir yere gitmiyorum amca bir arkadaşı beklerken uyuya kalmışım
-Arkadaşın gelmeyecek her halde gece yarısı oldu neredeyse
yarım tebessüm ederek bir taraftan yaşlı amcaya sözlerimle cevap verirken içimdende o gizemli adam geldi ve nerelere gittik bir bilsen diyordum.
Şaşkındım. Hemen saatime baktım. Allah Allah ne zaman geçmiş onca saat dedim ve hemen ayağa kalktım ve evin yolunu tuttum. Divane gibi mest olmuş bir vaziyetteydim...
Bu seyehatten sonra kaç gün divane gibi dolaştım kaç vakit namazında alnımı secdeye koyup kaç saat secdede hıçkırıklarla Yüce Rabbimi andım hatırlamıyorum.
Her gönül Merhaba ülkesine gitmeli ve oraları gezmeli ve hayatına Merhaba ülkesinin tatlı hatıralarıyla devam etmeli. Şunu hiçbir zaman unutmamalı Cemalullah her şeyi fedaya değer. Sen her şeyi feda edersen eğer O seni senden daha çok sever o sevdikçe sende dersin fedaya değer.
Günler sonra kendime geldiğimde gizemli adamın bana Elifi bulmak için bakmam gereken yeri söylediğinde içimde tarifsiz bir heyecanlaevden çıktım ve doğruca Beyazıtta bulunan Beyazıt kütüphanesine gittim.
Beyazıt Kütüphanesi her zaman olduğu gibi binlerce kitabın, milyonlarca bilginin akıp durduğu, berrak nehrinin berrak suyundan cömertçe beş altı öğrenci ve araştırma meraklısı ile birkaç ilim aşığı insana ikram ettiği, anlardan birini yaşarken, kütüphanenin Beyazıt meydanına bakan penceresinin altında ödevini bitirmenin telaşına düşmüş, başını kitaptan kaldırmayan Merhaba ülkesinde bana gösterilen Elifi görünce ne yalan söyleyeyim ayaklarımın bağı çözüldü.
Manevi bir dünyanın ete kemiğe bürünmüş bir nimeti olan Elifi karşıma çıkaran Rabbime binlerce hamd edip, Bu güzel kızla bir şekilde tanışmalı ve başımdan geçenleri ona anlatmalıydım. Elif bakışlarımdan önce rahatsız oldu. Ama daha sonra bakmama kararı aldıysa da ara ara benim kendisine bakıp bakmadığını da kontrol ediyor, ancak artık rahatsızlık duymuyordu. Bir süre devam eden bu bakışmaların sonu nereye varacaktı oda çok merak ediyordu ve zaten çok geçmeden merakın giderileceği dakikalar geliyordu Birden tüm cesaretimi toplayıp masasına yaklaştım ve karşındaki sandalyeyi işaret ederek oturabilir miyim dediğimde Elif ne diyeceğini şaşırarak belli belirsiz ve ilgisizmiş gibi siz bilirsiniz işte sandalye orda der gibi başını öne eğdi.
Sandalyeye oturdum
--affedersiniz Elif hanım değil mi? sorusuna başını kaldırıp şaşkınlıkla Yusuf'a bakarak
-- buyurun
ilk defa elifin sesini duyuyordum
-buyurun sözü karşında ikinci kez söze nasıl başlayacağımı unuttum
--ben Yusuf müsaade ederseniz sizinle bir şey konuşmak istiyorum dediğinde Elif Yusuf'un yüzündeki masumiyet ve sesindeki insana güven veren tedirginliği anlamış buyurun dedğinde. Bende içimden geldiği gibi
başladım anlatmaya rüyamı anlattım önce rüyam da tanışmamızı gezdiğim merhaba ülkesinin güzelliklerini iman hakikatlerini anlattım. Hayretle dinliyordu ve belki de oda ilk defa böyle bir şekil de birinin yanına gelmesini böyle şeyler söylemesini yadırgasa da anlatılanların güzelliğinden ve Allahın içine attığı sevgiden kimi zaman utançla kimi zaman tebessümle dinledi beni o da bende kıpkırmızı olmuştuk ve ertesi gün tekrar kütüphane de buluşmak üzere ayrıldık. Merhaba ülkesinin sahibine hem teşekkür namazı kılayım hemde vakit namazını eda edeyim diye işte bu camiye geldim ve Yüce rabbimin bana bunları lütfunu düşününce de namazda dengem bozuldu ve bayılmışım gerisini biliyorsunuz işte
Evet Yusuf bir hak dostu olmuştu Anlattıkları hayretimi artırdı ve ben anlattıklarından da öte anlattığı ve tanıştığı kızın benim biricik kızım Elif olduğunu söylemeye kalmadan zaten Elif yanımıza gelmişti ve bana
--Baba
Deyince Yusuf hayrete düşmüş üçümüzde hayretin eşiğinde bir müddet kaldıktan sonra Elif kızım da yanımıza oturmuştu. Ben daha üç gün önce Allah'ım kızım Elifi sana âşık biriyle evlendirmeyi nasip et ve bana da Aşkını ver duamı Yusuf'la kabul etmişti. Hamd olsun Alemlerin Rabbi olan Allah'a Binlerce Salatü Selam da sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) e diyerek hamd ve şükür ettim.