Ölümcül Dişlerin Çarpışması - II

16 1 1
                                    

İnsanlar hayatta kalmak için savaşıp kan döker. Bunun sonucunda da yalnızca ölüm ve keder doğar. İnsanlığın bir avuç tohumdan ibaret olduğu gerçeği görmezden gelinir. Ve sonuç olarak, kurtuluş için yapılan savaş yeni bir savaşı doğrur. Savaşın kazananı da yeni savaşın kendisi olur.

I. İlk Karşılaşma

Kames sessizce nefes alıyor ve aldığı nefesin tesiriyle oluşan buharı seyrediyordu. Öfkeli homurtularla insanları izleyip bu hale nasıl geldiklerini düşünüyordu.

Sonucu ne olursa olsun yapması gerekeni yapıp karanlık efendiyi ve kudretli hizmetkarını durduracaktı. Beyaz cüssesini sağ sola sallayıp göğe doğru uzanmaya başladı. Alf kadar öfke dolu değildi Kames. Alf'in yüreği nefretle doluydu. Yaşayan her canlıdan nefret eder ve hepsini öldürürdü o. Kames ise sonu yakın olsa da insanlığın bir şansı hakettiğini düşünürdü. Her ne olursa olsun durdurulması gereken bir tehdit vardı. Ve bu tehdidi durdurabilecek tek kişi oydu. Octauvas 'da bu yüzden ona güvenmişti. Derin bir iç çekerek hızla yeryüzünden ayrıldı.

**************************************

Koyu gri renge bürünmüş semanın boğuk sessizliğinde masum bir çocuğun çığlığı yeryüzü yaşantısını derin uykusunda titretmişti. Olgun meyveler ağaçlardan düşüp sessiz toprağa yuvarlanırken cehennemin katmanları masum canlıların çığlıklarıyla sarsılıyordu. Gözlerini öfkeyle açan Alf hiddetle hırladı. Boynunda ki siyah kalın tüylerini kabartarak ininden dışarı çıktı. Neler olduğundan haberi yoktu. Ancak onu uykusundan uyandıran her kimse cezasını çekmeliydi. "Kim bu sersem" diye geçirdi aklından. Kim onu uykusundan uyandırmıştı? Biraz etrafta gezindi. Onu gören mahkumlar oldukları yerden koşarak kaçtı bir kısmı da korku nöbetine girip donakaldı. O an için hiçbiri Alf'in umrunda değildi. Yalnızca onu uyandıran sersemi arıyordu. Keskin kulağını dikip sessizce bekledi. Sakin duyuları etrafın dingin kabusunu senteze almış karanlık korkuyu soluyordu. Sonunda bir kıpırdanma duydu. Sakin adımlarla hareket etti. Daha sonra kalın, kurumuş kan kaplı kara patisini lavların arasına gömüp gözlerini sesin geldiği yöne çevirdi.

Hiddetle hırlayarak karşısında ki şeye ilerlemeye devam etti. Minik ,dar ağzı olan bir çukurdan geliyordu ses. Dişlerini çirkin bir tebessümle ayırarak çukurun dar ağzına atıldı. İçinde ki her neyse umutsuzca çırpınıyor ve korku nidalarıyla inliyordu. Etrafa doluşan bekçiler donuk gözlerle dev kurdu izliyordu. Öylece var gücüyle küçük bir çukuru eşeliyor ve korkunç hırıltılar çıkartıyordu.

Alf kendisine odaklanmış gözleri sezerek arkasını döndü. Öfkeli hırıltılarla bekçilere pençelerini savurdu. Bekçiler çil yavrusu gibi dağılıp onu küçük çukurla başbaşa bıraktılar. Cehennemin düzeni çok değişmişti. Artık eskisi gibi otorite kalmamış her mahkum istediği şeyi yapmaya cesaret edebiliyordu. Bekçiler artık basit birer süsten ibaretti bu bok çukurunda.

Octauvas'dan sonra gelen bakıcı becereksiz bir çocuk gibi tüm gücünü heba etmiş ve sadece kaosun büyümesine sebep olmuştu. O yüzden buralar fazlaca kaos kokuyordu.

Alf hırçın bir akbaba gibi çukurun başına eğilip kazmaya ve avına ulaşmanın hazzıyla hırlamaya devam ediyordu. Bekçiler ondan korkarak uzak bir köşede olan biteni seyrediyorlardı. Sonunda sivri pençesini uzatabileceği kadar kazabilmişti. Pençesini etrafta gezdirerek tutabileceği,çekip parçalayabileceği şey aradı. Ancak bu küçük çukurda hiçbir şey yoktu. Öfkeden dehşete kapılan kurt pençesini çukurdan çıkarttı. Sivri uzun ağzını çukurdan içeri uzatırken sarı gözünü keskin bir kartal misali çukura odaklamıştı. Ölüm dişlerine dokunan bir şey olmadı. Öfkeden küplere binen kara kurt hışınla çukurun başından ayrıldı. Kendisine bakan meraklı ve korku dolu gözleri umursamayarak inine doğru yol aldı. Birkaç dakika sonra tekrar o ince çığlığı duydu. Kulaklarını sesin geldiği yöne çevirip sessizce bekledi. O kadar sessizdi ki kanının damarlarında akarken çıkarttığı uğultuyu duyabiliyordu. Sonunda öfke dolu hırıltılarla koşararak ininden dışarı çıktı.  Ancak kimse yoktu. Öfkeden deliye dönmüş halde koşmaya , gözünü kapatıp amansızca ulumaya başladı.

ALF : ÖLÜMÜN DİŞLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin