Yarım kalmış benlikler ,bir katilden daha tehlikelidir. Yarım kalmış umutlar,bir bıçaktan daha ölümcüldür. Ruhun geride bıraktığı bedeni saran her zerresinde ölüm beliren karanlık sille pusuda üzerimize atılmayı bekler.
Alf nerede olduğunu bilmiyordu. Neden burada olduğunu bilmiyordu. Yalnızca çok öfkeli olduğunu ve karnının acıktığını hissediyordu. Nerede olursa olsun o her zaman her şeyden daha güçlüydü. Göğsünü kendinden emin şekilde gererek yürümeye başladı.
Karanlık kasabanın her köşesi ölüm kokuyordu. Burnunu her hareket ettirdiğinde kan kokusu alıyor ve aç karnı daha da iştahlanıyordu. Ancak etrafta avlayabileceği kimse yoktu. Alf öfkeyle homurdandı. Bulduğu rahat bir yere uzanıp gözlerini kapattı.
Gözlerinin önüne o ateş yığını geldi. Kulaklarında yankılanan seslerle gözlerini hızlıca açıp dikkat kesildi. " Bu kadar kolay kurtulacağını mı sandın?" Alf olduğu yerde dönerek kulağında yankılanan boğuk sesin nerede geldiğini anlamaya çalışıyordu. Ah, elbette başka ney olabilir ki? O korkunç ateş yığını bu. Suratsız bir şeytan... " Ben tüm iblislerin emredicisiyim. Bana boyun eğmek onların kaderi." Alf öfkeyle dişlerini göstermeye başladı. " Ben Gork! Karanlığın yansıması... En kudretli Efendi... Dizlerinin üzerine çök Alf, kaderinin yok olmak olmasını istemiyorsan dizlerinin üzerine çök!" Alf hiddetle bir sağ bir sola dönerek tüylerini kabarttı. Öfkesi tüm hücrelerinde dolaşıyordu. Sarı gözleri dehşetle açılıp kapanıyor, dişleri bir testere gibi gıcırdıyordu. " Sen benim hizmetkârımsın! " Alf öfke dolu bir haykırışla seslendi. Sesi kasabada yankılandı. " Benim efendim yok!" Kulaklarında yükselen ses onu yere düşürüp acı çekercesine çırpınmasını sağlayacak kadar şiddetli tonda kükrüyordu. Sonunda teslim oldu Alf. Çaresizce dizlerinin üzerine çöküp " Çok yaşa Gork Efendimiz" dedi kısık bir sesle. Acı dolu bir hırıltıyla devam etti." Benim efendim yüce Gork."
Rahatlayıp kendini yukarı çektiğinde öfkesinin yitip gittiğini fark etti. " Aferin Alf." diye böbürlendi Gork. Alf kasvetle gözlerini devirdi. Boyun eğmek ona göre değildi. O kudretin vücut bulmuş haliydi. Kaybettiğini bilmek onu kederlendiyordu. Sonunda teslim olmuştu. Belli bir cismi olmayan varlığa ... alev surata teslim olmuştu
Kudretli bir tonda konuşmaya devam etti Gork. "Çocuğu öldür!" Kurdun kara gövdesi kaskatı kesildi. Ne dendiğini gayet iyi biliyordu ancak hayatında ilk defa bilmemiş olmayı istedi. Boynunu eğip sessizce bekledi. Kalbi taş kesilmiş bir katil kalbi gibi soğuk, acımasız değildi. Hüzünle titriyordu. Kafasını çevirip göğe kaldırdı. Gırtlağından yükselen sesin hazzına vararak aralıksız uludu. Gork öfkeyle tekrar bağırdı. " Çocuğu öldür!"
![](https://img.wattpad.com/cover/268664491-288-k935151.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALF : ÖLÜMÜN DİŞLERİ
FantasiYüzyıllardır yeryüzüne çıkıp insanlığı yok etmeyi düşleyen ölüm kurdu bu arzusuna kavuşuyor. İnsanların korkularının ve yalvarmalarının onun üstünde uyandırdığı hazla öldürmeye adıyor kendisini. Ölümün dört ayağa bürünmüş hâli tüm insanlığın peşinde...